Üzülmez ile şeytanı (!) konuştuk
Hüseyin Üzülmez Bey gazeteye gelmiş...
***
Uzun-uzun sohbet ettik...
***
Sohbetin yarısı, bir birimize laf sokmakla geçti...
***
Allah'tan, şaka kaldırıyor Sayın Üzülmez...
***
Laf sokacağında, “Aslanım” diye, gülerek giriyor konuya...
***
Önümüzdeki günlerde, Konya bürokrasisinin üst kademelerinde ciddi değişiklikler bekliyor...
***
Hacdan geldi...
***
Mekke'yi-Medine'yi konuştuk...
***
Hacda, şeytanın taşlandığı Mina'daki, kalabalıktan bahsetti...
***
Takıldım...
***
'Sayın Vekilim, sen zengin haccı yapmışsındır' dedim...
***
“O da nerden çıktı Aslanım” dedi...
***
Bekliyor...
***
Muhabbetin altından bi şey çıkacak diye...
***
'Mina kalabalık, şeytanı nasıl taşlayacağız bu kalabalıkta endişesiyle, sen şeytanı da yanında götürmüşsündür' deyince muhabbetin kayışı koptu...
***
“Birini mi kastediyorsun? ” diye gülerek üsteledi...
***
Lafımız ortaya dedik…
***
Meclis çalışmaları yoğunmuş...
***
Yine takıldım...
***
'Koskoca odayı bıraktın, küçücük milletvekili odasına girdin memnun musun?' dedim...
***
“Aslanım, önemli olan büyüklüğü değil... Önemli olan işlevi” dedi...
***
Milletvekilliğinden, memnun görünüyor...
***
Şehirle ilgili pratik çözümleri var... Önerileri dikkat çekici...
***
'Bir televizyon programı yapalım... Dobra-dobra her şeyi konuşalım... Ama terletirim bak, torpil yapmam ' dedim...
***
“Varım, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın” dedi…
***
Üzülmez'in bu cesaretini seviyorum...
***
Çoğu siyasetçi, durup biraz olsun düşünür...
***
Program önümüzdeki günlerde bekleyin...