Recep Çınar

Recep Çınar

Uç santrafor yoksa, gol de yok

Uç santrafor yoksa, gol de yok

İki topun direkten dönmesi bir tarafa,   Ömer Ali'nin ayağına bir temas vardı Karşıyaka ceza alanı içinde görebildiğimiz ve televizyondan da tekrarını izlediğimiz kadarı ile...
Ne yazık ki,  maç boyunca eyyam yapan Mustafa Aydın, bizimle aynı parelelde düşünmedi
Hakemi eleştiriye “evet” ama ya Konyaspor'un girdiği çuvalla pozisyonu kaçırmasına ne demeli?
Öncelikli şikayet bu olmalı...
Hakem sonra...
Uğur Tütüneker'in takıma da, oyuna da bir sinerji getirdiği gerçek...
Çünkü, maçın başından sonuna kadar oyuncular meseleye sıkı sıkı sarıldıklarını hemen hemen her pozisyonda gösterdiler...
Ama...
Özellikle bu maçta sırtı kaleye dönük oynamasını bilen bir santraforun varlığını çok ama çok aradı Konyasporlu futbolcular...
Sinan'ın bekleneni verememesi, Atilla'nın “muadil” bile olamaması, Özkara'nın ipinin çekilmesinin en büyük nedenlerinden birisiydi...
Ömer Ali ile Erdal'ın çabaları da yetmedi...
Tabi ki diğerlerinin de...
Sırat köprüsünden geçerken bu çabaların yetebileceğini söylemek, kanımca çok iyimser kaçar...
Geride kalan 14 haftaya baktığımız zaman bir uç santraforun yokluğunu iliklerimize kadar yaşadığımızı görebiliriz...
Maçtan sonra Uğur Tütüneker'de “ara transferde 1-2 oyuncu takviyesi yapacağız” mealinde birşeyler söylemiş...
Sanırım bu 1-2'nin birisi yüzde milyon bir uç santrafor olacaktır...
Şimdiden isimleri belirlemekte yarar var...
Bu benim acizene görüşüm...
Sinan'ın çokşey yapma niyetinin, hiçbir şey yapmamasına neden olduğu ne kadar dikkat çekici ise oyuna sonradan giren Atilla'nın stresi de o kadar dikkat çekiciydi...
Açık konuşmak gerekirse, öndeki, dahası pozisyon bulan oyuncuların bencillikleri ve beceri noksanlıklarıydı maçın berabere bitmesi...
Yazık oldu...
Özellikle de Ömer Ali ile Erdal Kılıçaslan'ın ekstra çabalarına...
0-0'lık skor sahadaki oyunun karşılığı mıydı?
Benim cevabım “hayır” olur...
***
Şanssızlığın, nemelazımcılığın, özellikle de beceri noksanlığının çokça olduğu Karşıyaka maçı geride kaldı...
Bu maçın tek kazanımı bana göre Uğur Tütüneker'in takıma getirdiği sinerji...
Bu sinerjinin tek maçla sınırlı kalmaması en büyük dileğimiz...
Karşıyaka maçındaki sinerjinin Manisa ve daha sonraki maçlarda da  sahaya yansımasının başka bir getirisi mutlaka skor anlamında da puan cetveline olumlu yansıyacaktır...
Hem de iyi bir uç santraforun olmamasına rağmen...
Manisa takımı sıradan bir takım değil...
Özellikle iç sahada saldırgan bir takım görüntüsü vermeleri konuk takımların ayarlarının bozulmasına en büyük neden...
Dolayısıyla Konyaspor'u zorlu bir hafta daha bekliyor...
Basın sözcüsü İbrahim Çınar yaptığı açıklamada “Maçta kazanma adına her şeyi yaptık. Rakip kalecinin çıkarttığı net pozisyonlar, direkten dönen toplarımız ve herkesin gördüğü ama hakemin göremediği verilmeyen net bir penaltımız var. Tek eksik bize 3 puanı getirecek goldü. Sahamızda 2 puan kaybettiğimiz için üzgünüz. Ama bizi sevindiren şey oyuncularımızın maç kazandıracak olan özgüvenlerini yeniden kazandıklarını görmek” demiş...
Oyuncuların özgüvenlerini kazanmalarını ben de önemsiyorum...
Bütün mesele, bu özgüvenlerini son vuruşlardaki becerilerine de yansıtmaları...
İşte bu nedenledir ki, Manisa maçı özgüvenini yakalamış, yere daha sağlam basan oyuncular için iyi bir fırsat diye düşünüyorum...
Önemli olan bu fırsatı iyi değerlendirmek...

ANADOLU SELÇUKLUSPOR

Daha önce de yazmıştım...
sezon başında oynadığı futbolu sonuca yansıtmasıyla büyük keyif veren bir takım hüviyetine bürünmüştü...
Ne olduysa son 4-5 hafta  patinaj yapmaya, dahası geri geri gitmeye başladı Anadolu Selçukluspor...
Kimileri teknik ekibe, kimileri oyunculara, kimileri menajer Yasin Çelik'e, kimileri de elmanın içine giren kurtlara fatura etti bu başarısızlığı...
Sonuçta Salih Eken ve ekibi gitti, Mevlüt Ataseven geldi... 
Ataseven'in ilk icraatı kadro dışı bırakılan oyuncuları affetmek oldu...
Ben de olsam aynısını yapardım... 
Salih Eken bu oyuncuları kadro dışı bırakarak “yanlış yaptı” anlamı çıkarılmamalı...  Mevlüt Ataseven'in bu oyuncuları affetmesinin, yeniden takıma kazandırmasının altında da başka şeyler aranmamalı...
Ataseven'in buradaki amacının beyaz bir sayfa açma, birlik ve beraberliği yeniden inşa etme düşüncesinden başka bir şey olduğunu sanmıyorum... 
Şimdi...
AnadolU Selçuklu'nun Mevlüt Ataseven ile bir sinerji, bir enerji yakalayacağı, bu sinerji ve enerjinin de skora olumlu yansımasını beklemek hem yönetenlerin, hem de bu takıma gönül verenlerin en tabi hakkıdır diye düşünoyurum...
Kırklarelispor yenilgisini bir kaza olarak nitelendiriyor ve Konyaspor'un müadili olarak gördüğüm Anadolu Selçukluspor'un iyi yerlere geleceğini ümit ediyorum...
Burada önemli olan, bu takımın hem yönetimine hem de teknik ekibine gölge etmemek...
Ve bir önemli şey daha, Mevlüt Ataseven bu psikolojiyi iyi yönetebilmesi için kendi psikolojisini de sağlam tutmalı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi