Transfer
Konyaspor'da Ahmet Şan yönetimi kulübün 40 trilyonun üzerinde olan borcunu yarıya indirip, takımı da bir üst lige yükselterek hem ekonomik hem de sportif anlamda büyük bir başarının altına imza attı...
Takdir edilmesi gereken bir durum...
Hoş, zaten takdir de edildiler...
Yönetimin yeni sezonla ilgili ilk icraatı ve önemli de bir icraatı Uğur Tütüneker ile yola devam edileceği noktasında verdiği karardı...
Takımı üç aşağı beş yukarı tanıyan, şehir ile oyunculara ısınan taraftarlarla da en ufak bir sorunu olmayan, onlarla arasında iyi bir empati kurabilen Tütüneker'in gönderilmesi zaten yanlış olurdu...
Bu anlamda da yönetim doğru adım attı...
Yeni bir teknik adam getirmek, hem zaman kaybı, hem de büyük bir risk olabilirdi, en azından bunların önüne geçildi...
Yönetim Hoca noktasında kimsenin karnının ağrımayacağı bir karar vererek doğru futbol aklında buluştu...
Buraya kadar eyvallah...
Kimsenin buna diyecek bir lafı olmaz, olmamalı da...
Ancak, yarınlar ne getirir, ne götürür bilinmez...
Çünkü, Süper Lig, çok farklı...
Bütçesi 20 milyon eurodan başlayan, 150 milyon eurolara ulaşan takımlarla mücadele etmek kolay değil...
Babalar liginde olduğumuzun farkında olmalıyız...
Dolayısıyla Kartal'dan hatır için transfer edilen Mehmet Uslu ya da mevcut kadroyla “baba”lar liginde “herkete”ciye döneriz...
Özellikle de “Kervan yolda düzülür” ya da “gerekirse ligin ilk 3-4 haftasını feda ederiz” futbol aklı, doğru bir futbol aklı değil...
Bu futbol aklı ya da düşüncesi Konyaspor'un jet hızıyla düşmesi demektir...
Tabi ki yönetime de hak vermek lazım...
Yerli oyuncu konusunda fazla aday olmaması, rotayı ister istemez yabancıya çeviriyor...
Ancak, bu konuda da işler istenildiği gibi gitmiyor...
Bugünkü görüntüsüyle “baba”lar liginde “zincirin en zayıf halkası” Konyaspor gibi görünüyor...
Uğur Hoca'nın “Mücadeleci yapımızı Süper Lig'de de devam ettireceğiz” açıklaması kendince doğru olabilir...
Eyvallah...
Ama yıllarca bu ligde ve üst düzey takımlarda futbol oynamış, dahası Alman ekolünden gelen bir futbol adamının yabancı transferler noktasında “ben transferde bu kadar prosedür ve yazışmaların olduğunu bilmiyordum. Bir oyuncuya talip oluyoruz. Transferi bitene kadar en az 9-10 tane yazışma yapılıyor ve cevabını bekliyorsunuz. Gecikmelerde bu da etkili oluyor" cümlesini hayretle karşıladım...
Yapma be Uğur Hoca...
Sen bu işin “prosedür”ünü bilmezsen, kim bilecek?
Çok inandırıcı gelmedi bana...
Futbolla uğraşacaksın, evine futboldan ekmek götüreceksin, ama yabancı transferindeki zorlukları bilmiyeceksin...
Gerçekten bilmiyor ve bunu da itiraf ediyorsan, helal olsun sana...
Çünkü, bunu her teknik adam dillendirmez...
xxx
Bazı şeyler vardır ki, “şüyuu, vukuundan beterdir!”
Yani gerçek olmasından daha çok söylenti halinde kalması, kulaktan kulağa yayılması, konunun muhatapları için daha tehlikelidir...
“KÖRLER KÖYÜ” başlıklı yazımda stadın reklam panoları ile ilgili bir duyumumu siz değerli okurlarımla paylaşmıştım...
“Mesala stadın reklam panoları” diyerek başlamış, “kime verildi, kaça verildi, Konyaspor bu işten zarar mı etti, umurların da olmaz. Ama siz çıkar stad içi reklam panolarının 3 paraya satıldığını görür, bunu da sesli düşünürseniz gözünüzü oymaya çalışırlar”la noktalamıştım...
Zülfiyare dokunmuşum ki, başkan Ahmet Şan aradı...
Stadın reklam panolarını ihaleye çıkardıklarını, en yüksek rakamı da eski ortağı Musa Arat'ın verdiğini, dolasıyla herhangi bir şaibeye meydan bırakmadıklarını söyledi...
Şan, Konyaspor'un çıkarlarını, kendi çıkarları gibi koruduğunu, dolasıyla da ihaleye kimlerin katıldığını, kimlerin ne kadar verdiğini belgeleri ile bana göndereceğini, bu anlamda da Konyaspor Genel Müdürü Önder Sami Güven'i görevlendirdiğini bildirdi...
Belgeler bana ulaşmadı...
Sanırım belgeleri yürüyerek getiriyor sevgili Önder Sami Güven...
Neyse...
Başkan Şan'a “vicdanın rahat mı?” diye sordum...
“Yeryüzünden gökyüzüne kadar rahat” dedi...
Bir insan “vicdanen rahatım” diyorsa, mesele kapanmıştır...
xxx
AVNİ ULUER
Sevgili Avni abi, tıptaki ismiyle “inguinal herni” yani halk diliyle “kasık fıtığı” operasyonu geçirdi...
Medicana Hastanesinde Prof. Dr. Celalettin Vatansev'e teslim olan Avni abi, uzun zamandır çektiği rahatsızlıktan başarılı bir operasyonla kurtulmuş oldu...
“Fıtık” ameliyatı olmamak için başta Remzi Ay olmak üzere bütün dostlarını “Fıtık” eden Avni abiye geçmiş olsun dileklerimi iletiyor ve bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum.