Tebliğ, Tanıtma Yapmak
Milli Gençlikle yazı serisi
Milli gençlik, sahip olduğu hazineler kıymetindeki inancının, başkaları tarafından da bilinmesi ve yaşanması için cömertçe davranır.
Bu değerleri tanıtabilmek için büyük çabalar harcar.
O bilir ki, bir yerde gizli kalan hazinenin kimseye faydası olmaz. O hazine İslam’dır.
İslam insanı, toplumu, dünyayı ve bütün bir kâinatı düzene koyan bir inanç sistemidir.
Ancak bir şeyin iyi olması yetmemekte, o iyinin başkalarının da faydalanması için tanıtım ve tebliğinin yapılaması da gerekmektedir.
Tebliğ, sözle, yazıyla ve yaşamakla yapılır.
“Din nasihattir. Din nasihattir. Din nasihattir…” buyuran Sevgili Peygamberimiz, “Allah ve Resulünü bilenlere…” bol bol nasihat etmemizi, bizden istemektedir.
O halde bir taraftan bilmediklerimizi öğrenecek, bir taraftan da bildiklerimizi sözümüzün geçeceği kimselere anlatacağız.
Öğrenmek, okumakla olur.
Milli gençlik, her ay en az bir kitabı okumalı ve o kitabın özetini çıkartarak çevresinde ki arkadaşlarına kitabı tanıtmalıdır.
Öğrenmek, ilim meclislerini takip etmekle olur.
Nerede ilmi bir toplantı, nerde faydalı bir konferans varsa oralara gitmeye çalışmalıyız. Konferansı verenler o işi inceleyen ve o işin uzmanı kimselerdir. Dinlediklerimizden mutlaka notlar kaydetmeli, bir zaman sonra o notları tekrar gözden geçirerek ilmi bilgilerimizi tazelemeliyiz.
HAK GELMEDEN YANLIŞLAR GİTMEZ
Tebliğ iyilikleri ortaya çıkartarak, kötülüklerin üstünü örtmekle olur.
Çünkü İslam’da “hak gelince batıl(yanlışlıklar) zail (yok) olur”
Eğer hak gelmezse batıl ortadan kalmaz. Kalkmadığı gibi de o, ortalığı kaplar, bütün insanlar inim inim inlerler.
Onun için batıllarla (yanlışlarla) uğraşıp durmak yerine, gözlerimizi kamaştıran hakkın (doğruların) orta konması daha kolay ve iyidir.
Uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğunda bir hukuk kaynağı olarak kullanılan “Mecelle” adlı kitapta; “Sui misal (kötü örnek) misal olmaz” denmiştir.
Bizler, ahlaksızların ahlaksızlıklarını değil ahlaklıların güzel ahlakını örnek olarak anlatmaya çalışmalıyız.
DAHA ÇOK İNSANA TEBLİĞ
Tebliğ, bir kişiye de yapılır, bir anda bin kişiye de…
En faydalısı bir anda milyonlarca kişiye ulaşmak ve onlara tebliğ yapmaktır.
Bunun için zamanımızda kullanılacak vasıta, medya’dır. Yani gazeteler, televizyon, radyo, dergiler, internet, sinema, tiyatro…
Milli gençlik bilecek ki, bu vasıtayı Sevgili Peygamberimiz de kullanmış ve aynı anda belki yüzlerce Mekkeliye birden İslamı tebliğ etmiştir.
Mekkelileri bir araya toplayabilmek için Mekke yakınlarında bir tepeye kurulmuş bulunan ve tehlike anında (sel, yangın, deprem, düşman istilası gibi) çalınan çan’ı o gün Peygamberimiz çalmış, Mekkeliler yanına toplanınca da;
“Şu dağın ardında size gelmekte olan bir düşmanın varlığından haber versem ne dersiniz?” demiştir. Mekkeliler;
“Sana inanırız ve güveniriz. Bu sözünü de tasdik ederiz. Çünkü sen Muhammedül eminsin (güvenilir Muhammed’sin)” demişlerdir.
Peygamberimiz bu sefer onlara;
“Aynı katiyetle söylüyorum ki, Allah vardır ve birdir. Ben de onun peygamberiyim (elçisiyim) bu sözüme de inanın” demiştir.
Ancak, topluma kural koyan idareciler, saltanatlarının ellerinden gideceği endişesi ile Peygamberimizin bu sözüne itiraz etmişler ve “bizi bunu için mi topladın?” demişlerdir.
O halde Milli gençlik, aynı inançları paylaştığımız Milli medyamızı takip etmeli, ona yazılar yazmalı, haberler göndermeli onu okumalı ve okutmalıdır.
SÖZÜNÜZ KİME GEÇYORSA
Tebliğ, yukarıdan aşağıya yapılırsa daha tesirli olur.
Üst kademedeki bir kimsenin kendinden daha alt kademe bulunan birisine yapacağı tebliğ tesir eder. Anaya, babaya, öğretmene sözlü tebliğ yapmamız yanlış bir hareket olur. Onlara halimizle yani inandıklarımızı yaşayarak tebliğ etmeye çalışmalıyız.
O halde tebliğ, sözle, yazıyla olduğu gibi hâl ile (yaşayarak) da yapılmalıdır.
Edepli, terbiyeli bir gençlik,
Başkalarının hakkını en az kendi hakkı kadar savunan bir geçlik,
İbadetlerini eksiksiz yapmaya çalışan bir gençlik,
Kendine verilen görevleri yerine getirmek için gerekirse her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir gençlik,
İşte bunlar Milli Gençliğin en belirgin özelliklerindendir.
Göreyim siz genç kardeşlerim… Hepiniz birer Milli gençlik olun.
Milli gençlik, sahip olduğu hazineler kıymetindeki inancının, başkaları tarafından da bilinmesi ve yaşanması için cömertçe davranır.
Bu değerleri tanıtabilmek için büyük çabalar harcar.
O bilir ki, bir yerde gizli kalan hazinenin kimseye faydası olmaz. O hazine İslam’dır.
İslam insanı, toplumu, dünyayı ve bütün bir kâinatı düzene koyan bir inanç sistemidir.
Ancak bir şeyin iyi olması yetmemekte, o iyinin başkalarının da faydalanması için tanıtım ve tebliğinin yapılaması da gerekmektedir.
Tebliğ, sözle, yazıyla ve yaşamakla yapılır.
“Din nasihattir. Din nasihattir. Din nasihattir…” buyuran Sevgili Peygamberimiz, “Allah ve Resulünü bilenlere…” bol bol nasihat etmemizi, bizden istemektedir.
O halde bir taraftan bilmediklerimizi öğrenecek, bir taraftan da bildiklerimizi sözümüzün geçeceği kimselere anlatacağız.
Öğrenmek, okumakla olur.
Milli gençlik, her ay en az bir kitabı okumalı ve o kitabın özetini çıkartarak çevresinde ki arkadaşlarına kitabı tanıtmalıdır.
Öğrenmek, ilim meclislerini takip etmekle olur.
Nerede ilmi bir toplantı, nerde faydalı bir konferans varsa oralara gitmeye çalışmalıyız. Konferansı verenler o işi inceleyen ve o işin uzmanı kimselerdir. Dinlediklerimizden mutlaka notlar kaydetmeli, bir zaman sonra o notları tekrar gözden geçirerek ilmi bilgilerimizi tazelemeliyiz.
HAK GELMEDEN YANLIŞLAR GİTMEZ
Tebliğ iyilikleri ortaya çıkartarak, kötülüklerin üstünü örtmekle olur.
Çünkü İslam’da “hak gelince batıl(yanlışlıklar) zail (yok) olur”
Eğer hak gelmezse batıl ortadan kalmaz. Kalkmadığı gibi de o, ortalığı kaplar, bütün insanlar inim inim inlerler.
Onun için batıllarla (yanlışlarla) uğraşıp durmak yerine, gözlerimizi kamaştıran hakkın (doğruların) orta konması daha kolay ve iyidir.
Uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğunda bir hukuk kaynağı olarak kullanılan “Mecelle” adlı kitapta; “Sui misal (kötü örnek) misal olmaz” denmiştir.
Bizler, ahlaksızların ahlaksızlıklarını değil ahlaklıların güzel ahlakını örnek olarak anlatmaya çalışmalıyız.
DAHA ÇOK İNSANA TEBLİĞ
Tebliğ, bir kişiye de yapılır, bir anda bin kişiye de…
En faydalısı bir anda milyonlarca kişiye ulaşmak ve onlara tebliğ yapmaktır.
Bunun için zamanımızda kullanılacak vasıta, medya’dır. Yani gazeteler, televizyon, radyo, dergiler, internet, sinema, tiyatro…
Milli gençlik bilecek ki, bu vasıtayı Sevgili Peygamberimiz de kullanmış ve aynı anda belki yüzlerce Mekkeliye birden İslamı tebliğ etmiştir.
Mekkelileri bir araya toplayabilmek için Mekke yakınlarında bir tepeye kurulmuş bulunan ve tehlike anında (sel, yangın, deprem, düşman istilası gibi) çalınan çan’ı o gün Peygamberimiz çalmış, Mekkeliler yanına toplanınca da;
“Şu dağın ardında size gelmekte olan bir düşmanın varlığından haber versem ne dersiniz?” demiştir. Mekkeliler;
“Sana inanırız ve güveniriz. Bu sözünü de tasdik ederiz. Çünkü sen Muhammedül eminsin (güvenilir Muhammed’sin)” demişlerdir.
Peygamberimiz bu sefer onlara;
“Aynı katiyetle söylüyorum ki, Allah vardır ve birdir. Ben de onun peygamberiyim (elçisiyim) bu sözüme de inanın” demiştir.
Ancak, topluma kural koyan idareciler, saltanatlarının ellerinden gideceği endişesi ile Peygamberimizin bu sözüne itiraz etmişler ve “bizi bunu için mi topladın?” demişlerdir.
O halde Milli gençlik, aynı inançları paylaştığımız Milli medyamızı takip etmeli, ona yazılar yazmalı, haberler göndermeli onu okumalı ve okutmalıdır.
SÖZÜNÜZ KİME GEÇYORSA
Tebliğ, yukarıdan aşağıya yapılırsa daha tesirli olur.
Üst kademedeki bir kimsenin kendinden daha alt kademe bulunan birisine yapacağı tebliğ tesir eder. Anaya, babaya, öğretmene sözlü tebliğ yapmamız yanlış bir hareket olur. Onlara halimizle yani inandıklarımızı yaşayarak tebliğ etmeye çalışmalıyız.
O halde tebliğ, sözle, yazıyla olduğu gibi hâl ile (yaşayarak) da yapılmalıdır.
Edepli, terbiyeli bir gençlik,
Başkalarının hakkını en az kendi hakkı kadar savunan bir geçlik,
İbadetlerini eksiksiz yapmaya çalışan bir gençlik,
Kendine verilen görevleri yerine getirmek için gerekirse her türlü fedakarlığı yapmaya hazır bir gençlik,
İşte bunlar Milli Gençliğin en belirgin özelliklerindendir.
Göreyim siz genç kardeşlerim… Hepiniz birer Milli gençlik olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.