Hakk’a yürüdü, “innalillah ve inna ileyhi râciûn” “Allah’a aidiz, ona döneceğiz.” Allah taksiratını affetsin, mekânı cennet olsun, kabri nurla dolsun, yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin; milletimizin ve bütün İslam âleminin başı sağolsun
Üzgünüz; çünkü Araplar “Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir” derler. Anlatırlar, bir çocuk duvarda oynuyormuş, İmam-ı Azam, “oğlum düşersin, in oradan,” demiş. Çocuk, “Efendim, siz kendinize bakın, sizin ayağınızın kayması ümmetin ayağının kayması, demektir, ben ölürsem bir çocuk öldü derler, ” demiş. Bunun gibi âlimlerin birer birer ölmesi, ümmetin ayağının kayması, demektir.
 Hz. İbni Ömer (r.anh) şöyle der: “Allah (c.c.), bu ümmetten bir âlimi alırsa, bu İslam’da açılan bir gedik olur ve kıyamete kadar onun boşluğu doldurulamaz.” Dolayısıyla Konyalı büyük âlim Tahir hoca’nın vefatı, İslam’da açılan bir gedik oldu ve kıyamete kadar onun yeri doldurulamayacaktır. Bakın ne diyor: “ Biz çok çile çektik, bir iyi gün görelim, İslâm adına bir oh diyelim de öyle ölelim.” Yüksek İslam’da Tefsir hocamız Muhammed Hamdi Savlu da derste şöyle derdi: “Evlatlarım, ben öldüğüm zaman mezar taşıma, “Hocamız şeriatı görmeden gitti, diye yazın.” Vefat ettiğinde arkadaşlarımız vasiyetini yerine getirdiler, fakat emniyet bu yazıyı, güvenlik gerekçesiyle, kaldırmıştır.
Tahir hoca ve arkadaşları İslam adına çok çile çekti ve bu yüzden12 Eylül darbesinde tutuklandı; 'İslâmî esaslara dönülmesini ve İslâmî devlet kurulmasını istediği' iddiasıyla askeri mahkemede yargılanarak, on bir ay cezaevinde kaldı.
Tahir hoca, Konya'nın Meşhur hoca efendilerinden Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Hoca'dan Hadis dersleri aldı. Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinin müritlerindendir. Askerlik dönüşü, eski garaj civarındaki Boncuk Camii'nde imamlığa başladı. Çeşitli camilerde vaaz verdi, 1951 yılında Konya merkez vaizliğine tayin edildi. 1965 yılında da Konya müftüsü oldu. Yedi yıla yakın devam eden müftülük döneminden sonra kendi arzusu ile tekrar kısa bir süre vaizlik yaptı ve 1973 yılında emekliye ayrıldı.
Hocaefendi bir gün bana öğle namazı müteakip şöyle dedi: “Evladım, ben Allah’tan uzun ömür istememin sebebi, dinimize hizmet etmek içindir.” Allah (c.c.), onun duasını yerine getirdi, o da vefatına kadar üzerine düşen görevi yerine getirdi.
Hoca Efendi’nin vaazlarından çok istifade ettik, ateşli ve ispatlı konuşurdu, bu yüzden konuşmaları çok tesirli idi, gençliğin uyanmasında çok büyük katkıları var. Arkadaşlarımızın radyo konuşmalarını takip ederdi, metinlerin doğru ve düzgün okunmasını isterdi.
1977 yılında Milli Selamet Partisi'nden Konya milletvekili olarak Meclis'e giren Tahir Hoca, 1925 yılında Konya'da doğdu, 05.03. 2011 tarihinde Konya’da vefat etti. Hocaefendi, Medine’de vefat etmeyi çok isterdi ama nasip burasıymış. Allah rahmet etsin.