17 Aralık günü Şeb-i Arus Törenleri için Konya ya gelen Başbakanın başkente dönüşünden bu yana Konya Belediyelerinin ve belediye başkanlığına aday olanların anlamsız bir suskunluğa büründükleri görülmektedir.
Başbakanın gelişinden önce çok kısa bir an da olsa birbirlerinin önüne geçmek gibi bir gayretle şu kadar açılış var, şu kadar yatırım yaptık diyerek mangalda kül bırakmayan belediyeler açılışı yapılan dev(!) hizmetlerin neler olduğunu da bir türlü hemşerilerine tam olarak izah edememişlerdir.
Hele hele açılışı yapılan 115 kadar eser(!)in üç beşinin ilçe belediyeleri tarafından yapıldığı, yine toplam miktarın yüzde on kadarının da büyükşehir belediyesi tarafından tamamlandığının(!) ortaya çıkmış olması ile diğerlerinin ya merkezi idare veya üniversiteler tarafından yapılmış olmasının açığa çıkması da bu suskunlukta önemli miktarda pay sahibi olmuştur.
Bu suskunluk bazı kişilerin ifadesine göre Başbakanın hemen her gelişinde Büyükşehir Belediye başkanına havaalanında ağır sözler söylemesiyle ilişkilendirilmesine rağmen, belediye başkan aday adaylıklarını açıklamış olan belediye başkanları dışındaki kişileri de maalesef bir anlamda sarmış durumdadır.
Bu suskunluğun bir başka nedeninin, Başbakan tarafından açıklanan Büyükşehir Belediyesi adayından sonra uzun bir zaman geçmiş olmasına rağmen merkez ve taşra ilçe belediye başkan adaylarının hala açıklanmamış olması olduğunu düşünüyoruz.
Hemen her fırsatta olur olmaz nedenlerle yaptıkları basın açıklamaları ile gazete köşeleri veya televizyon haber bültenlerinde yer kapma savaşı veren belediye başkanlarının ve aday adaylarının bu suskunlukları hayra alamet gibi görülmese gerektir.
Hâlbuki daha dün denebilecek kadar yakın bir geçmişte belediye başkanlıklarına aday adaylıklarını açıklayan insanların sayısı arttıkça belediye başkanlarını bir telaş kaplamış ve geçmişte yapıp hizmete aldıkları belediye faaliyetlerini bile yeniden millete duyurmak gibi bir gayretin içine girmişlerdi.
Genel siyasete baktığımızda son bir haftada olup biten olaylar esasında belediye başkan adaylarının açıklama yapma iştahlarını kabartacak cinsten olaylardır.
Belediye başkan adaylığı nerede ise kesinleşmiş olan büyükşehir belediye başkanı dâhil tüm aday adaylarının suskun kalmalarında sebebin, hükümetin dış ve iç mihrakların elbirliği ile devrilmesi halinde bizlerin durumu ne olur gibi özel bir sebep olduğunu düşünmek istemiyoruz.
Veya suskunluklarının sebebinin diğer aday adayları açıklayacağımız projeleri(!) taklîd ederler ya da kendilerine uyarlarlar gibi bir kıskançlık olduğuna da inanmıyoruz.
Büyükşehir belediye başkan adayının erken açıklanması sebebiyle açıklanacak ilçe belediye başkan adaylıkları için müdahil olma isteğine il başkanı ve il yönetiminin direnip direnemeyeceği korkusu da bu suskunlukta belli ölçülerde pay sahibi olabilir.
Geçmişteki uygulamalarına bakınca adaylığı açıklandığı andan itibaren il yönetimini takmaz hareketlerde bulunması veya başına buyruk davranışlar göstermesi ya da il teşkilatından bağımsız hareketlerde bulunuyor olması da bu suskunluk düşüncesinin sebepleri arasında gösterilebilir.
Büyükşehir ve ilçe belediye başkanları ile diğer aday adaylarının hükümete yeterince sahip çıkmama şeklinde anlaşılacak bu anlamsız suskunluklarının olsa olsa en büyük nedeni yapacakları açıklamaların ileride kendilerini bağlayacağı korkusudur.
Belki bir başka ihtimal de, yapacakları açıklamaların yaptıkları hizmetler(!) gibi seçiciler tarafından yetersiz, ufuksuz görülüp hanelerine eksi puan olarak yazılması korkusudur.
Bütün bu gelişmelere bakınca belediye başkanlarının, aday adaylarının ve bunların üstüne eklenecek son olaylar nedeni le CHP ile MHP deki ürkütücü sessizlikten anlaşılan şey, Ziya Paşa’nın mısralarında ifade ettiği hakikattir:
“Halet-i velba’sü ba’del mevti tasvir ettirir,
Az belayı can değildir imtihan endişesi.”