Söz Taşıma
“(Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, haddi aşan, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye boyun eğme.” (Kalem 68/10-14).
“Arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden kimsenin vay haline.” (Hümeze 104/1).
Tebbet sûresinde, Ebû Leheb’in karısı hakkında, “Odun taşıyıcısı” (Tebbet 111/4) buyrulmuştur. Denilir ki o kadın, dedikodu yapar, söz taşırdı; kendini ateşe götürecek bu işi yaptığı için böyle denmiştir.” (İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt, nr.265).
Diğer bir ayette Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmuştur:
“Allah, inkâr edenlere Nûh’un eşini ve Lût’un eşini örnek verdi. İkisi de kullarımızdan sâlih olan iki kulumuzun nikâhı altındaydı. Ancak onlara (kocalarına) ihanet ettiler. Bundan dolayı (kocaları) Allah’tan gelen azabı onlardan savamamışlardı. İkisine de, “Diğer girenlerle birlikte ateşe girin” denildi”. (Tahrîm 66/10).
Tefsirlerde yapılan açıklamaya göre Lût Aleyhisselam’ın karısı, evlerine gelen güzel yüzlü misafirleri (melekleri insan zannederek) o kötü işi yapan halka haber vermişti. Nûh Aleyhisselam’ın karısı da insanlara, “Nûh delidir” diyordu.
Allah Resûlü (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Dedikodu yapanlar cennete giremez.” (Müslim, İman, 168).
Ebû Hüreyre (r.a), Resûl-i Ekrem’in (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Allah katında en sevimliniz, ahlâken en güzel olanınızdır. Onlar (müminlere) kanatlarını gererler. Hem sever hem de sevilirler. Allah katında sizin en sevimsiz olanınız ise, laf götürüp getirenler, kardeşlerin arasını ayıranlar ve temiz insanlarda kusur arayanlardır.” (İbn Ebü’d-Dünya, Kitabü’s-Samt, nr:255).
Peygamber Efendimiz (s.a.v), “En şerlilerinizi size haber vereyim mi?” buyurdu.
Sahâbeler, “Evet haber ver Ya Resûlallah” deyince Resûl-i Ekrem (s.a.v) onlara,
“Laf getirip götüren, dostlar arasında fesat çıkaran ve temiz insanlarda kusur arayanlardır.” Buyurdu. (Ahmed, Müsned, 6/459).
Hikmet ehlinden biri, yedi kelimelik şey öğrenmek için 700 fersah yol giderek bir bilginin yanına vardı. Ona “Allah’ın (c.c) sana lütfetmiş olduğu ilimden istifade etmek için yanına geldim; sizden şunları öğrenmek istiyorum” dedi ve şu soruları sordu:
- Göklerden daha ağır,
- Yeryüzünden daha geniş,
- Kayadan daha sert,
- Ateşten daha yakıcı,
- Zemheriden daha soğuk,
- Denizlerden daha zengin ve engin,
- Yetimden daha perişan olan şeyler nelerdir?
Hikmet ehli ona şu cevabı verdi:
- Suçsuz birine iftira etmek, göklerden daha ağırdır.
- Hak, yeryüzünden daha geniştir.
- Kâfirin kalbi, kayadan daha serttir.
- Hırs ve haset, ateşten daha yakıcıdır.
- Yakınına ihtiyacını bildirdiğin halde onun ilgisiz kalması, zemheriden daha soğuktur.
- Kanaat sahibi olan kalp, denizlerden daha zengin ve engindir.
- İç yüzü ortaya çıkan dedikoducunun hali, yetimden daha perişandır…
Gününüz bereketli olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.