Soru ve Cevaplar
Soru 1. Hocam, bir malı satın alıyoruz, o malı görmeden, elimize geçmeden satıyoruz. Bu tür alış veriş caiz mi? Açıklarmısınız?
Cevap 1. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre taşınabilir bir eşyanın kabzedilmeden ele geçirmeden satılması caiz değildir. İbni Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste şöyle buyruluyor: Kim bir yiyecek maddesi satın alırsa onu kabzetmedikçe başkasına satmasın. Buna göre mal siparişi yapan o malı alıp sonra satmalıdır. Örneğin Çin’den mal siparişi yapıyor, görmeden, eline almadan o malı satmak harama girer.
Soru 2. Hocam, biz esnafız, alış verişte kar haddi var mı? Varsa yüzde kaçtır?
Cevap 2. İslami kurallara göre alış verişte değerinin çok-çok üzerinde ve ya karaborsa olmadığı müddetçe belirlenmiş bir kar oranı yoktur. Serbest piyasa ekonomisi vardır. Hz. Ömer halifeliği döneminde bazı mallarda sıkıntı olmuş, karaborsaya salımlar başlamıştı. Bunun üzerine halife denetleme yaptırdı ve müdahale etti, kara borsa satılmasını önledi. Karaborsa satış caiz değildir. Ashap bir gün peygamber efendimize gelip şöyle dediler: Ya Resulallah pazara inde eşyanın fiyatlarını tespit buyur. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: Fiyatı tespit eden, rızkı genişletip daraltan, rızkı veren Allah’tır. Sizden hiç biriniz ne kan, ne de mal haksızlığı hususunda benden bir şey istemeden Rabbime kavuşmayı umarım, isterim.
Soru 3. Hocam bazı esnaf karaborsa mal satıyor. Karaborsa nedir? Karaborsa mal satmak caiz mi?
Cevap 3. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre ihtikâr, şiddetle ihtiyaç duyulan bir malı saklayıp, suni olarak fiyatı yükseltip para kazanmak ve o malı fahiş fiyata satmaktır. İnsanları aldatan, zarar veren böyle bir iş yasaklanmıştır. Konuyla ilgili olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Günahkâr kimseden başkası ihtikar yapamaz, yapmaz. Malını satışa arz eden bol rızka kavuşur. Halkın zaruri ihtiyaçlarını ihtikar yapan (karaborsa) Allah’ın rahmetinden uzak kalır. Şunu da açıklığa kavuşturalım. Piyasada bir malın sıkıntısı yoksa mal sahibi bunu depolaya bilir, salmaya bilir. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: Ameller niyete bağlıdır. Niyetin halis olmasın lazım.
Soru 4. Hocam, borcum var, ödeyemedim, vadeli bir araba aldım 20 bin TL aynı adama 17 bin TL peşin sattım. Sen günaha girmişsin dediler. Böyle bir alış veriş haramdır. Siz ne dersiniz?
Cevap 4. Siz anladığım kadarıyla faize bulaşmamak için bu yola başvurmuşsunuz. O arabayı aldın, amma aynı yere satarsan her iki taraf haram işlemiş olur. Eğer adam niye haram olsun ki, paramla alıyorum derse dinden çıkar, kafir olur. Hanımı da boş olur. Şöyle yapa bilirdiniz. O arabayı veresiye 20 bin TL’ye alır, başka bir yere 17 bin TL’ye peşin satarsın. Amma maalesef böyle yapıldığı kulağımıza gelir. Dünya imtihan dünyasıdır. İmtihanı da kazanmak için helal lokmaya bakalım.
Soru 5. Hocam, bazı işyerleri, marketler, konfeksiyon mağazaları alış veriş yapınca bir fiş veriyor, bunlara çekilim yapıyor. Bana böyle bir çamaşır makinesi çıktı. Bu kumar gibi mi yoksa helal mı, haram mı? Açıklarmısınız?
Cevap 5. Taraflar arasında bir yarışma olup biri kazanıyor, biri kaybederse bu şans oyununa girer, bunların tümü haramdır. Ancak siz dediğinizde böyle bir şey söz konusu değildir. Mal sahibi ticari sirkülâsyonu hızlandırmak için, çok satış yapmak için bunları hediye olarak veriyor. Burada kaybeden, zarar gören bir taraf yok. Bu kumara girmez, haram olmaz, müşterinin bir kazanırken diğeri kaybetmiyor.
Soru 6. Hocam ben içki satarak para kazandım. Şimdi ise yanlış yolda olduğumu anlayıp tövbe ettim. Bu kazandığım paraları ne yapmam lazım? Ben bunları yiyebilirmiyim? Bana yol gösterebilirmisiniz?
Cevap 6. Bu hususta İmam Gazali, İmam Nevevi’nin şu görüşleri var: Böyle bir kimse önce samimi olarak dua edecek, tövbe edecek. Tövbesinde ısrarcı ve samimi olacak. Tekrar bu yola dönmeyeceğim diye Allah’a söz vermelidir. O parayı da bir derneğe, vakfa verecek. Onlar da bu parayı odun, kömür, doğalgaza harcayacaktır. İçindeki anaparayı alırsın. Onda bir sakınca yoktur.
Soru 7. Hocam ben nişanlandım. Kız taraf bana altın yüzük aldı. Tak diye ısrar ediyorlar. Ben haramdır, takmam diyorum, onlar da neden haram olsun, bu bir nişan yüzüğüdür diyorlar. Ne dersiniz?
Cevap 7. Hanefi mezhebine göre erkek ve kadınların gümüş yüzük takması caizdir, mubahtır. Şafii mezhebine göre gümüş yüzük takmak sünnettir. Ehli-sünnet uleması erkeklerin her ne surette olursa olsun altın yüzük takması haramdır. Günahtır. Hazreti Ali (ra) efendimizden rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram kılınıştır. Bunu hafife alarak niye haram olsun diye inkar ederse kafir olur.
Soru 8. Hocam komşumuzun kızı, eniştesi ile yalnız geziyorlar. Arabayla ikisi pazarlık yapıyor. Yani o adamın baldızı. Komşu olarak uyarıyoruz, yalnız eniştesi ile gezmesi doğru değildir diyoruz, bizi dinlemediği gibi ne karışıyorsunuz diye bize kızıyorlar. Açıklarmısınız?
Cevap 8. Bu hiç İslam’a uygun olur mu? Hanefi ve Şafii mezheplerine göre kadın eniştesine kardeş gibi değildir. Öyle yapamaz, eniştesiyle gezemez, yalnız kalamaz. Yalnız oldukları zaman şeytan devreye girer, akıl gider, her şey ola biler. Eniştesinden hamile kalan çok olaylar duyduk. Bu işin güvenle ilgisi yoktur. İslam bunu yasaklamıştır. Mahremi olmayan bir kadınla, ister baldızı olsun, ister erkek kardeşinin karısı olsun, yalnız kalmaları, yalnız gezmeleri caiz değildir. Konuyla ilgili olarak Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor: kadınların yanlarına yalnızken girmekten sakınınız. Bunun üzerine ashaptan bir zat efendimize kadının kayını da öylemidir diye sordu. Evet, o kayın ölümdür.
Soru 9. Hocam biz Avrupa’da yaşıyoruz. Benim bir akrabamın kızı bir Alman erkekle evlendi. Nikahını bir hoca kıydı. Bir kadının bir kafirle evlenmesi uygun mu, caiz mi?
Cevap 9. İster ehli kitap olsun, ister harici olsun. Müslüman bir hanımın evlenmesi caiz değildir. Haramdır. Bu nikahı hangi hoca kıymış, bunlara dini nikah kıyılamaz. Caiz değildir.
Soru 10. Hocam, biz yakında evleneceğiz. Bir konu tartıştık. Kız da aynı şeyi savundu. Belediyenin kıydığı nikah olurmuş. O nikahtan sonra dini nikah kıydıralım mı? Arkadaşlar belediye nikahından sonra başka nikah kıydırmağa gerek yokmuş dediler. Siz ne dersiniz?
Cevap 10. Hanefi mezhebine göre nikahta iki şart vardır. Bu olmazsa nikah olmaz. A) nikahta iki dürüst erkek şahidin olması gerekir. Bir erkek ve iki bayan da ola bilir. B) her iki tarafın gelin ve damadın icap ve kabul şartlarını söylemesi lazım. Allah’ın emri, peygamberin kavlı ile falancanın kızını şahitlerin huzurunda aileye aldığını kabul ettin mi? Erkeğin de bayanın da kabul ettim, aldım demeleri lazım, farzdır. İcap ve kabul şartı şarttır. Belediye nikahında sorulan soruya evet diyor. Kabul ettim, ediyorum dese de nikah olmaz. Şafii, Maliki, Hambeli mezheplerine göre bir şart daha vardır. Nikah aktı yapılırken kızın vekilinin olması lazım. Baba, anne, dayı, amca gibi vasinin olması aranır. İnsan bir arabaya binerken besmele çekiyor. Belediyenin nikahında besmele yok. Temel atılıyor, öyle besmelesiz olmaz.
Selam ve dualar.
İrşad dayanışma Vakfı Başkanı
Ali Galip Doğan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.