Kerem İşkan

Kerem İşkan

Sorgun'un yükü!

Sorgun'un yükü!

Teşkilatların imtihanı seçim öncesi zamanlardır... Öğrencinin final haftası kadar bunaltıcı ve yorucu geçer...

***

Daha sonra sandıklar açılır, deyim yerindeyse teşkilatçı ölür-ölür dirilir “İmtihanı verdim mi yoksa veremedim mi?” diye...

***

AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun dün basın toplantısı düzenledi...

***

Ahmet Sorgun soğuk ve donuk duruşuna rağmen, Büyükşehirli yıllarda oluşturduğu “Ahmet Abi” havası, ketumluğu, ciddiyet ve vakarı hep etkilemiştir beni...

***

Sevinçlerini ve öfkelerini hep dizginlemeyi başarmış biridir... Bu seçimde yükü hayli ağır... Dün o yükün ağırlığını hem ses tonunda hemde yüz hatlarında izledim...

***

Mustafa Yazlık, Bestami İnan, Tamer Yiğit, Azmi Kartal, Mehmet Ali Algül, Önder Aslan benim bildiğim bu yüke en çok omuz verenlerden...

***

Adayları açıklama işi hayli geçikti... Yazmıştıkta ; “Küçük ilçelerde toplumsal barış temelinden sarsıldı” diye...

***

AK Parti Teşkilatı için asıl imtihan adaylar açıklandıktan sonra başlayacak... 200 aday adayı var... Bunların sadece 32. tanesi ipi göğüsleyecek... 168 isim kendinde bulunan nakısaya (eksikliğe) bozulacak...

***

Bunların avutulması, teseli edilmesi, olası istifaların önüne geçilebiilmesi, çıkan krizlerin yönetilmesi, altmış küsur gün kalan sandığa odaklanılması gereçekten ağır bir iş...

***

Bu aslında Ahmet Sorgun'un hayatının en önemli seçimi...

***

Atalarımız ne demiş; “Kaptanın mahareti fırtınalı sularda ortaya çıkar” Sorgun'un omuzlarında, Konya'nın dışında bu seçimlerde VAN'da var...

***

Başbakan, Mardin seçimlerini Kayseri'ye, Van seçimlerini de Konya teşkilatına emanet etti...

***

Ahmet Sorgun, Konya'da oyları düşürmeden, Van'ı da AK Parti’ye kazandırmakla görevlendirildi... İşi de yükü de bu anlamda hayli zor...

***

Bir kısım kenarda tökezlemesini bekliyor... Diğer bir kısım da bu yoğunluğun oluşturduğu, sebestlikte denetimden kaçıyor...

***

İşyerine memur olarak alınan genç, ilk gün masasına gelip ne bir kalem kağıt ne bir bilgisayar bulunca sinirlenerek depoya telefon açar...
***
Rezalet! Ne dalgacı heriflersiniz, benim eşyalarım nerede? Derhal gönderilsin yoksa gelirsem dağıtırım orayı ona göre.”
***
Telefondaki ses
sakin bir tonla cevap verir...
***

Siz kiminle konuştuğunuzu bilyor musunuz acaba?”
***

Genç, kendinden emin bir sesle sorar; “- Hayır, kiminle konuşuyormuşum bakalım?
***
Telefondaki sesini
yükselterek bağırır; “Ben bu işyerinin müdürüyüm!” Yeni memur telaşla sorar; “Peki siz kiminle konuştuğunuzu biliyor musunuz?
***

Müdür hala kızgın bir ses tonuyla; “Hayır ” der...

***

Acemi memur telaşla telefonu kapatırken; “Oh, çok şükür...” der...

***

Bu seçimden sonra Sorgun, başarı elde ederek koltukta kalabilirse, o acemilerin defterini tek-tek dürer...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi