Siyaset ve Ekonomi
Siyaset, bir ülkeyi yönetmek ve ülkede yaşanan meselelere çözüm üretmek yeridir.
Ekonomi, insan ihtiyaçlarının karşılanması için yapılan faaliyet ve teşebbüslerdir.
Siyasetçiler, ülkenin kalkınması için doğru ve sağlıklı çözüm önerilerini ortaya koymalıdırlar.
Hükümetler, ülkede ki ekonomik ve sosyal problemlerin neler olduğunu tespit ederek işe başlamalıdır. Ülkenin şehirleri, ilçeleri, beldeleri ve köyleri tek tek ele alınarak öncelikle bir durum tespiti yapılmalıdır.
Ekonomide; arz-talep dengesini kurmak için, üretim, yatırım, tasarruf, dağıtım, işsizlik, tüketim, enflasyon, yoksulluk, sağlık, mesken, göç, sanayi, tarım, hayvancılık, su kaynakları, enerji, petrol, madenler, millî gelir, ihracat, ithalat, millî para değeri, vergi, ulaşım, çalışanların ve emeklilerin gelir durumu gibi bütün ekonomik meseleler tek tek ortaya konmalıdır.
Hükümetler, ekonomik tabloyu ortaya koyduktan sonra çözüm bekleyen meselelerin üzerine süratle giderek, çözüme kavuşması için çaba harcamalıdır. Problemlerin neler olduğunu bilerek hareket eden hükümetler, daha çabuk çözümler bulurlar ve başarılı olurlar. Problemlerin üstünü kapatarak hükümet etmek, ülkeye çok büyük zararlar verir.
1) Türkiye ekonomisinde çözüm bekleyen bir sürü mesele vardır. Hükümet olanlar, millî bir politika takip ederek ülkemizin ekonomik meselelerini çözmek zorundadırlar. Millî olmayan politikalarla ekonomik meseleler çözülemez.
2) Türkiye’de işsizlik sürekli artmaktadır. Hükümetler, başarılı olmak istiyorlarsa işsizlik meselesini çözmelidirler. İşsizlik meselesi çözülmediği sürece hükümetlerin diğer başarılı çalışmaları hep gölgede kalacaktır.
3) Türkiye, dünyanın en fazla faiz ödeyen ülkelerinden biridir. Toplanan vergiler faize gidiyor.
4) Türkiye’de uygulanan ekonomi politikaları ile meselelere yeterli çözümler bulunamamıştır.
5) Türkiye’de uygulanacak olan “Millî Kalkınma Politikası” ile tarım alanlarının tamamı işletilmeli, hayvancılık geliştirilmeli, köylerimiz kalkınmalıdır. Üretilen tarımsal mahsuller ve hayvansal ürünler değerinde satılmalı ve köylünün gelir seviyesi artırılmalıdır. Köyden kente olan göç önlenmelidir.
6) Uygulanan IMF’nin çökertme politikaları ile tarım, hayvancılık ve sanayimiz çökertilmiştir. Bu kötü gidişin önüne mutlaka geçilmelidir. İşsizlik konusu ancak yatırım yapmakla çözülür.
7) Yatırım yapılmadan kalkınma olmaz. Yatırım yapılarak sanayi üretimi artırılmalıdır.
8) Türkiye’nin iç ve dış borçları sürekli artarken, hâlâ IMF’den borç almaya devam ediliyor. Alınan borçlara büyük miktarda faiz ödeniyor. Borçlanma politikasından vazgeçilerek üretim politikasına geçilmelidir.
9) Çözüm için Türkiye’de uygulanan IMF’nin sunduğu çökertme politikalarına son verilmelidir. Türkiye’yi IMF politikalarından kurtarmak şarttır. Ak Parti Hükümeti, ekonomide IMF ile yapılan “Stand-Bay Anlaşmaları”ndan uzaklaşırken, 2010’da “Yeni Çıpa” diye tabir edilen “Orta Vadeli Program” uygulamasına geçmiştir. Ekonomide “Kaynak Paketleri” ile yeni yeni yatırımlar yapılarak, üretimi artırıp, işsizlere iş bulmak ve halkın refahını artırmak gerekir.
10) Hükümetler, kalkınmak için ekonomide halkın yararına olacak doğru kararları süratle almalıdırlar.
Türkiye’de, işsizlik, terör, hayat pahalılığı, gıda üretimindeki yetersizlik, köylerden şehirlere olan göç, sanayi üretimindeki azalma, ithalatın artması, iç ve dış borç artışları, ödenen vergilerin yatırım yerine faize gittiği, emeklilerin aldığı maaşlarla geçinme zorluğu çektiği ve hiç geliri olmayan insanların çare beklediği dönemleri yaşayarak bugünlere geldik.
Yerel yönetimlerde iş başında olan belediyelerin bir kısmı çok güzel ve faydalı çalışmalar yürütürken, bir kısmı hala halka yeterli hizmeti veremiyor. Şehirlerimiz, ilçelerimiz, beldelerimiz ve köylerimiz hizmet bekliyor.
İşsizlikten, enflasyondan, terörden bıktık, çocuklarımız iş bulsun, terörün kökü kazınsın diyorsanız;
Kardeşliği, dostluğu, huzuru ve kalkınmayı istiyoruz diyorsanız,
Gençliğimizin eroin, terör ve fuhuş gibi belâlardan kurtulmasını istiyorsanız,
İnsanımızın ve toplumumuzun geleceğinden emin, huzur ve güven içinde olmasını istiyorsanız,
Zamlardan kurtulmak istiyorum ve refah düzeyim yükselsin diyorsanız,
Şehirlerimizin, ilçelerimizin, beldelerimizin, köylerimizin gelişmesini ve daha yaşanabilir güzel yerler olmasını istiyorsanız,
İç ve dış borçlardan kurtulmak istiyoruz diyorsanız,
Kalkınmış bir Türkiye istiyoruz diyorsanız,
Adil bir yönetim ile dürüst, temiz ve çalışkan insanların işbaşında olması için çaba harcamalıyız. Adalet ve dürüstlük olmadan kalkınma olmaz.
Türkiye’de geçmişte uygulanan ekonomi politikaları, insanların refah seviyesini artıramadığı gibi büyük bir bunalım getirdi. Hükümet olanların bir kısmı, halkın olumlu desteğini göz ardı etmişlerdir. Bunun sonucu olarak, Türkiye’nin meseleleri ağırlaştı ve halkın çoğunluğu yoksul duruma düştü.
Halk, Türkiye’nin meselelerini ağırlaştıran, beceriksiz ve iş bilmez politikacılardan desteğini çekmiştir. Türk Milleti çalışkandır, kalkınma duyguları ile dolu olan bir millettir.
Türk Milleti, kalkınma yolunda atılan her adıma destek vermiştir.
Bir ülkede; eğitim, sağlık, ekonomi, siyaset ve sosyal problemler çözülmediği sürece millî kalkınma sağlanamaz.
Türkiye’nin kalkınması için halkın desteğini alan ve halkın isteklerine cevap verecek olan bir “Millî Kalkınma Politikası”nın uygulamaya konması şarttır.
Hükümet olanlar, ekonomistlerin ve ilim adamlarının öneri ve eleştirilerini dikkate almalıdırlar. Hükümetler ne kadar öneriyi dikkate alırlarsa o kadar başarılı olurlar.
Türkiye’nin kalkınması zor değildir. Yeter ki, kalkınma yolunda yürüyelim ve çalışalım. Refah ve huzur içinde yaşamak herkesin hakkıdır.
HÜKÜMETLERE ÖNERİLER
Türkiye, zengin yeraltı ve yerüstü ekonomik kaynaklara sahiptir. Bu zenginliklerin harekete geçmesi ile en sağlıklı ve güçlü bir ekonomiye kavuşması mümkündür.
Hükümetler, rant ve faize dayalı bir ekonomiden üretim ve çalışmaya yönelik bir ekonomi politikasını uygulamada başarılı olurlarsa bütün insanların refah seviyesi artar ve yüzler güler.
Bunun için önce ihtiyaçların belirlenmesi gerekir. Sonra da ihtiyaca göre üretim artışı sağlanmalıdır. Üretim için tasarruf ve yatırım konusunda toplum duyarlı hâle getirilmelidir. Ticaret ve sanayinin gelişmesi için yeni teşviklerle beraber, Kamu Maliyesi’nde düzenlemelere gidilmelidir.
Petrol ve diğer madenlerin işletilmesi ile ekonomiye öz kaynak sağlanmalıdır. Atıl duran halkın elindeki altınlar, ekonomiye kazandırılmalıdır. İsraf ve yolsuzluklar önlenmelidir.
Hükümetler, kaynakların harekete geçirilmesi hususunda duyarlı olmalıdırlar. Ekonomik başarı için ise cesur ve kararlı adımlar atmalıdırlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.