Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Şikâyet Kültürü -2-

Şikâyet Kültürü -2-

Aslında inanan kimsenin hâlinden şikâyet etme hakkı yoktur. Çünkü şikâyet bir nevi insanın bir şeyi hak ettiği halde hak ettiğini alamadığından kaynaklanan bir görüntü verir. Halbuki kimsenin Rabb’i Teâlâ’dan alacağı hakkı olamaz. O (c.c) herkese lâyığınca hikmetinden verendir. Tam tersi Allâhu Azümüşşân’ın her kul üzerinde birçok hakkı vardır. İnsan kendisine bahşedilen nimetlere baksa, onların şükrünü edâ etmekten çok âcizdir. O zaman her mümin kişi bizzat kendisi Cenâb-ı Hakk’ın hukûkuna riâyet edemediği halde bir de kalkıp hâlinde şikâyet etmesi haksız bir şekilde hak iddia etmesi demektir ki, bu çok hatâlı bir davranıştır. Bu ayni zamanda Allah Teâlâ’ya saygısızlıktır. Kişi ne yaptığının farkında olmalıdır. Koca kâinat Cenâb-ı Hakk’ın tasarrufundadır. O (c.c) mülkünde ne isterse onu yapar ama ne yaparsa da kulunun hayrına yapar.
İnsanlar arasındaki şikâyetler genellikle kanaatsizlikten ve nankörlükten kaynaklanır. Şükür, nimeti artırır şikâyet ise derdi, sıkıntıyı büyütür. İnsan illâ şikâyetlenecekse kendi nefsini Rabb’isine şikâyet etmelidir. Zirâ kusur ondadır. İnsanın şikâyetleneceği hususlar başına geldiğinde sabredip, mukâvemet göstererek sâdece Rabb’isine yönelmelidir. Şikâyetlenmek çözüm değildir hele rahatlama hiç değildir. Kişiyi isyâna götürebilir, îmânı tehlikeye sokabilir. Hem bu menfi halden insanı özene bezene yaratan yüce Yaratıcı da hoşnut ve râzı olmaz.
Gazâli Hazretlerinin muhteşem eseri İhyâ'sında verdiği misal, bizleri bu hususta düşündürmelidir: Rivâyete göre Hz. Musa aleyhisselam Tur Dağı’ndaki münâcâtında; ‘Rabb'im Sen kullarından ne zaman râzı olursun?’ diye sormuş. Rabb'imiz de şöyle cevap vermiş: ‘Kullarım benden ne zaman râzı olurlarsa, ben de onlardan o zaman râzı olurum!’
O halde yüce Rabb’imizin bizim için takdir buyurduğu halleri ve durumları sabır ve şükür duyguları içinde rıza ile karşılamalı, asla şikâyetçi duruma girmemeliyiz. Çünkü hayat sınavında hâlen mevcut durumlarımız, bizim kulluk imtihanımızın bir parçasıdır. İmtihanı kazanmak ise sabırla, şükürle, rızâ ile mümkündür. Şikâyet ve itirazla değil.
İslam büyüklerinden Fudayl bin İyad’da bu konuda şu isâbetli sözleri söyler; ‘Kul, Allâh'ın verdiği nimetlerden nasıl râzı oluyorsa, takdir ettiği musibetlerden de öyle râzı olmalı, şikâyete yönelmemelidir ki, hayat boyu eksik olmayan sıkıntılara karşı sabır imtihanını kazanmış olsun.’
Yine bu hususta İmâmı Gazâli Hazretleri, dağdaki çoban örneğini verir: ‘Rivâyete göre gece-gündüz ibâdetle meşgul olan büyüklerden bir zâta, gece rüyâsında cennetteki komşusu gösterilir. Bakar ki dağda koyunlarını otlatan bir çoban cennetteki komşusu. Merak edip gündüz çobanı görmeye gider. Cennette kendisine komşu yapan amelini öğrenmek ister. Ancak çobanda farklı bir hal göremez de sorar:
Üç gündür incelediğim halde sende farklı bir özellik göremedim. Acaba bilmediğim gizli bir hâlin mi var, der? Çoban şöyle cevap verir; ‘Benim farklı bir amelim yoktur. Ancak şöyle küçük bir hâlim var diyerek şunları anlatır; ‘Ben der, bolluk verdiğinde Rabb'imden nasıl râzı olursam, darlık verdiğinde de öyle râzı olurum. Hatta hastalık verse sıhhat istemem, fakirlik verse zenginlik talep etmem. Neyi lâyık görüyorsa onu ben de uygun bulur gönülden râzı olurum, asla şikâyete yönelmem!’
Misâfir zat; ‘Sen buna küçük amel mi diyorsun? Der. Buna Rabb'imizden gelen ‘kazâya rızâ hâli’ derler. Böyle kazâya rızâ duygusuna sâhip olan insanlardan Rabb'imiz o kadar râzı olur ki, onu cennetine lâyık kul olarak kabul eder. Şimdi anladım Rabb'im dağ başındaki bir çobanı neden cennetliklere komşu olmaya lâyık gördüğünü!. Yâni 'kazâya rızâ' hâlini! İşte cennetlik olan çobanın hâli!
Bu ibretli misaller bizlere çok şeyler fısıldıyor. Mesaj alana ne mutlu! Hâlimize, davranışlarımıza daha bir çekidüzen vermemiz temennisiyle kalıniyilik ve güzelliklerle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi