Sevindirici Gelişmeler
Bizim yıllardır yazdığımız, söylediğimiz, anlattığımız toplumun temel dinamiği olan ailenin eğitilmesi, aileyi ayakta tutan değerlerin işlendiği diziler, filmler, tiyatroların yapılması, aileyi tehdit eden dizi ve programların denetime tâbi tutulması gerektiği, boşanmaların olmaması için yeni evlenecek çiftlerin ‘evlilik okul’undan geçirilmeleri gerektiğini hep belirttik. İşte tam bu söylediklerimizin hepsini içine alacak şekilde yurdun çeşitli illerinde bir dizi sempozyumlar gerçekleştirildi. Bunlarla ilgili sizi bilgilendireceğiz efendim. Harika çalışmalar bunlar! Diyarbakır’da ‘Tüm yönleriyle Boşanma Çalıştayı’, Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu, İstanbul’da ‘Değişen Dünyâda Ailemiz’, Antalya’da ‘Uluslar arası Kadın ve Medya Sempozyumu’ gerçekleştirildi. İşte bilgiler:
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, boşanma ve bunu doğuran nedenleri tâkip etmenin bir görev olduğundan hareketle, boşanmaların önüne geçmek adına ‘gençlere danışmanlık hizmeti vereceklerini’ söyledi. Bakan Şahin, ‘Evlilik ile ilgili başvuruda bulunanlara hukuk, iletişim ve sosyal içerikli eğitim vereceğiz. Bu hizmeti Ankara'yı pilot il seçerek başlattık.’ dedi. Diyarbakır'da Dicle Üniversitesi tarafından düzenlenen ‘Tüm Yönleriyle Boşanma' konulu çalıştaya katılan Bakan Şahin, evlilik kurumu ile ilgili önemli değerlendirmeler yaptı. Toplam 25 bin kişiyle görüşülerek yapılan araştırmada Türkiye'de 10 yılda boşanma oranının binde 2, dünya genelinde ise binde 2,5'lik bir artışın görüldüğünü açıklayan Şahin, buna rağmen hâlen en güçlü kurumun ‘evlilik kurumu’ olduğunu belirtti. Evlilik için resmî kurumlara başvuranları bir eğitim sürecinden geçireceklerini anlatan Şahin, bunun ilk örneğini Ankara'da hayâta geçirdiklerini kaydetti
Son yıllarda artan boşanmalara çözüm aramak için Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde yapılan Boşanma Çalıştayı, önemli tespitlere vesile oldu. 2 gün süren ve alanlarında uzman akademisyenlerin katıldığı çalıştayın sonuç bildirgesinde, boşanmaların önüne geçmek için evlilik okulunun şart olduğu vurgulandı. Çalıştayın sonuç bildirgesini açıklayan Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır, ‘Sağlıklı evlilikler kurulabilmesi için evlenecek kişiler, evlenmeden önce mutlaka konuyla ilgili bir eğitim programına katılmış olmalıdır.’ Derken, ‘Evlilik okulu’ gibi hizmetlerin devlet tarafından verilmesi ve ücretsiz hâle getirilmesinin gerektiğini anlattı. Ayrıca üniversitelerde 'aile öğretmenliği' bölümlerinin kurulması gerektiğini vurguladı. Sır, ‘Konuyla ilgili bölümler için seçmeli olarak 'aile eğitimi' dersleri konulmalıdır.’dedi.
Aytekin Sır, ilkokul çağındaki çocuklara kadın ve erkeğin rollerindeki farklılıkların ders olarak verilmesi gerektiğine dikkat çeken Sır, (Uzmanların danışmanlığında; ailede sabır, sadakat, hürmet, muhabbet, fedakarlık hisleri olmalı) Açıklamalarında bulundu. Halkın örf, âdet gelenek ve inançlarıyla uyuşmayan ve aile birliğini tehdit eden dizi ve programların denetim altına alınması gerektiğine özellikle dikkat çekti. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Evlilik ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde 'Evlilik Dairesi Başkanlığı'nın kurulması gerektiğini anlattı: ‘Aile Mahkemesi'ndeki hâkimin evliliğe yaptığı her türlü müdahale, takdir hakkı, nasihat ve barıştırma gayreti, ortak aile bireyi-psikiyatrist-sosyal çalışmacılara da sürece dâhil edileceği üçlü mekanizmada yapılmalı. Bu çerçevede 'ihsas-ı rey' yasağı usul kanununda veya en azından içtihatlarda yapılacak değişikliklerle yumuşatılmalıdır ve hâkimin boşanma olmaması için taraf olması gerekli.’dir dedi. Ekonomik sorunlardan dolayı boşanan ailelerin belirlenmesi gerektiğini kaydetti. Aytekin Sır; Bu tür ailelerdeki bireylerden en az birine sosyal güvenceli bir iş için önayak olunmasının da önemli olduğunu belirtti.
YILDA 100 BİN ÇİFT BOŞANIYOR
Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumunda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ‘Ülkemizde yılda ortalama 600 bin kişi evleniyor. Son 10 yıla baktığımızda yılda 100 bin civarında da bir boşanma gerçekleşiyor. Araştırmalar, bunların 80 bininin ikinci defa yeniden evlendiğini ve 14 bininin de yeniden boşandıkları eşleriyle evlendiğini gösteriyor.’ diye araştırma verilerini paylaştı. Araştırmanın sonuçlarına göre, 'Ben mutluyum' diyen ailelerin toplamı yüzde 60 olarak açıkladı. Boşanma sebepleri olarak; aldatma, şiddet, dayak, şiddetli geçimsizlik, içki ve kumar gibi konular öne çıkıyordu.
EVLENENEN ÇİFTLERE DEVLET AİLE EĞİTİMİ VERECEK
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İstanbul'da gerçekleşen 'Değişen Dünyâda Ailemiz' konulu bir başka sempozyuma katıldı. 'Aile içi iletişim', 'Medya ve aile' ve 'Değerlerimiz ve aile' gibi konuların ele alındığı programda konuşan Bakan Şahin, evli çiftlere ve özellikle evlenme çağındaki bekâr gençlerin eğitim alacakları bir projenin müjdesini verdi. Gerekli altyapı ve bilimsel çalışmaların tamamlandığını belirten Bakan Şahin, pilot uygulamanın 15 gün içinde Ankara'nın ilçelerinde başlatılacağını açıkladı. Türk toplumunun köklerinde 'merhamet' ve 'vicdan' gibi değerlerin olduğunu belirten Fatma Şahin, ‘Küreselleşmeyi yöneteceksek bu değerlere sâhip çıkmamız gerekiyor. Yapılması gereken en iyi yasaları yapsak da eğer bu değerlere sahip çıkmazsak bütün çalışmalarımız kağıt üzerinde kalır.’ dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Uluslararası Hakların Korunması ve Eğitim Derneği (HAKEDER) işbirliğinde Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde düzenlenen diğer bir sempozyumda özellikle evlilik kurumu üzerinde duran Bakan Fatma Şahin, ‘Evlilik araba kullanmaktan daha ehemmiyetsiz değil.’ şeklinde konuştu. Evliliğin sâdece duygularla yönetilemeyeceğini aktaran Şahin, araba kullanmak için eğitimden geçip ehliyet alındığı gibi evlilik için de böyle bir uygulamaya ihtiyaç olduğunu dile belirtti. Aile ile ilgili temel bilgilerin verilmesini çok önemsediklerini vurgulayan Bakan Şahin, Ankara'da pilot uygulaması başlayacak olan evlilik eğitimi için çok çalıştıklarını ve bu çalışmayla aile içerisinde problem çözme kapasitesini yükseltmeyi hedeflediklerini anlattı.
KADIN, 3.SAYFA HABERİ VE KAPAK GÜZELİ OLMAKTAN ÇIKARILSIN
Bir başka çalıştayda Antalya’daydı. Antalya, toplumda çok tartışılan konuların başında gelen 'medya' ve 'kadın' ile ilgili önemli bir etkinliğe ev sâhipliği yaptı. Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Uluslararası Kadın ve Medya Sempozyumu’nda medyanın kadın algısı masaya yatırıldı. 81 ilden kadın medya mensuplarının katıldığı organizasyonda sorunun çözümüne yönelik yol haritası çıkarılmaya çalışıldı, eleştiri ve öneriler ortaya kondu. Türkiye’de kangren hâline gelen kadına yönelik şiddetle mücâdelede önemli projelere imza atan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, sempozyumda önemli açıklamalarda bulundu. Yazılı ve görsel medyanın kadın hakları konusunda büyük sorumluluklar taşıdığına dikkat çeken Şahin, bugünün ideolojilerinin kadını yalnızlaştırdığını vurgulayarak; ‘özellikle medya dünyâmıza baktığımızda kadını 3.sayfa haberlerinde veya arka kapak güzeli olarak görmek istemiyoruz.’ Gerçeğini dile getirdi.
Concorde De Luxe Resort Otel'de yapılan sempozyumda konuşan Fatma Şahin, kadın istismârına karşı medyanın tutumunu eleştirdi. ‘Artık kral çıplak' deme zamanının geldiğini açıklayarak kadının sadece bedensel güzelliğiyle değil, aklıyla, duygusal zekasıyla, iffetiyle, cesaretiyle, hikmetiyle, adaletiyle var olduğunu kaydetti. Kadın ve erkeğin berâber toplumun en önemli değişim anahtarı olduğunu anlatarak, ‘Geldiğimiz noktada kadın ve medya üzerindeki yeni' yol haritamızı beraber çizmek zorundayız.’ Vurgusunu yaptı. Kadın ve çocuk haklarıyla ilgili çalışmaları engellemeye çalışan anlayışın karşısında olduklarını belirten Şahin, ‘Yapılan birçok araştırma gösteriyor ki medya ve kadın üzerinden yapılan cinsellik ve şiddet içerikli yayından toplumun yüzde 80'ine yakını rahatsız.’ dedi.
KADIN PROGRAMLARI, KADINA YAPILAN ZULÜMDÜR
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da televizyon programlarında şiddet, ayrımcılık, cinsellik, genel ahlak kurallarına ve toplumun moral değerlerine karşın son derece olumsuz bir dil kullanıldığını söyledi. Şiddet ve cinselliğin kadın üzerinden işlendiğini belirten Arınç, bu dilin kadınları öncelikle bedene indirgeyerek sömürdüğünü belirtti. Kadın figürünün hemen hemen her türlü TV yapımının âdeta değişmez malzemesi olarak kullanıldığını anlatan Arınç şunları söyledi; ‘Kadınları hedef alan programlara ne demeli? Bizzat kadınların sunduğu, seyircinin istekleri doğrultusunda hazırlandığı iddia edilen bu programlan ben, kadının kadına yaptığı bir zulüm olarak görüyorum.’ Açıklamalarında bulundu.
Toplumun yapılanması adına katkı sağlayacak olan bu faydalı çalışmalar inşaALLAH hayırlara vesile olsun. Esen kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.