SEVGİ
Sevgi insanların temel ihtiyaçlarından biridir. Tıpkı hava gibi, su gibi, ekmek gibi… Zira sevgi olmadan hayatın anlamı olmaz. Maddi karşılığı yoktur, ancak gizli bir hazinedir, paha biçilemez.
Sevgi her yerde olmalı, öncelikle aile ortamında, sokakta, otobüste, tramvayda, dolmuşta, işyerinde, seyahatte, tatilde kısaca her yerde. Olmazsa ne olur? Terör olur, savaş olur, kargaşa olur, fitne fücur olur, haksızlık olur, adaletsizlik olur. Sonrada huzur elden gider, yaşanılmaz olur. Onun içindir ki, Rahmetli Erbakan Hoca “Yaşanabilir bir Türkiye” diyordu. Ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görmüş olduk, son zamanlardaki karşılaştığımız olaylarla.
Ancak, İvazsız elde ettiğimiz bu sevgimizi de iyi kullanmalıyız. Ölçülü, dengeli tutmalıyız. Bu konuda rehberimiz, Peygamberimiz Efendimiz şöyle der;
Sevdiğin kimseyi ölçülü sev, olabilir ki günün birinde düşmanın olur, düşmanına karşı da aşırı gitme, olabilir ki günün birinde dostun olur. Hz. Muhammed (sav).
Ne kadar doğru söz değil mi? Zaten Peygamberimizi anlayabilsek bütün sorunlarımız kökten çözülmüş olur. Mamafih, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) insanların iki cihanda saadeti elde etmeleri için uğraş vermiştir. Radikal kararlar almak suretiyle ne kadar olumsuz uygulamalar varsa hepsini sırası ile bir bir kaldırarak Asr-ı Saadeti kurmuştur. Ne yazık ki, zamanımız insanları dünyaya huzur barış yerine kan ve gözyaşı sunmaktadır. Bu egoist, materyalist, kapitalist idarecilerin tek hedefleri daha çok para ve güç elde etmektir. Bunlara en güzel cevap;
“Sevginin bulunmadığı yerde, aklı da arama” diyerek Mihayloviç Dostoyevski çok manidar bir tesbitte bulunuyor. Zamanı gelince anlayacaklar ama iş işten geçmiş olacak. Nedametlerin, keşkelerin fayda vermeyeceği bir gün mutlaka gelecek. İşte o zaman yanlış yaptıklarını idrak edecekler. Ama ne fayda…
Gönüllerin dostu Celaleddin-i Rumi Hazretleri de “Biz bu topraklara sevgiden başka bir tohum ekmedik” diyerek sevginin önemini ve mahiyetini dile getiriyor.
Yunus Emre Hazretleri’nin “Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü” felsefi sözü bize düstur olsun inşallah.
Yazımızı sadık dost Hz. Ebubekir’in son kez ettiği dua ile bitirelim; "Teveffenî müslimen ve elhıknî bi's-sâlihîn." (Yusuf suresi 101.ayetin sonu) "Beni Müslüman olarak vefât ettir ve beni sâlihler arasına kat" demektir.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.