Senin dünyan hangisi?
Birgün Hz. Fahr-i âlem'e; 'Dünya nedir?' diye sormuşlar. Fahr-i Alem Efendimiz şunları söylemiş; 'Seni oyalayan, seni Allah'tan gâfil kılan ne varsa senin dünyan odur.'
**
… makamına yeni atamalar, düzenleme sonrası oluşan rantı kapma telaşı, miras kavgası, geçim telaşı, evlatla imtihan ve her an insanları içerisine çeken bir dünya girdabı… Dünya telaşesine kapılmış ruhlarımız…
**
Herkes ‘kendi çölünde’, dünyasında, belki de dünyasının bir sanallıktan ibaret olduğunu unutarak oyalanmakta. Asıl meselesi Allah’ı (C.C.) bilmek olan insan gaflet içerisinde…
**
Peki nedir çare? Celalettin Rumi’nin Mesnevisinden okuyalım;
Dünya kazancı için didinmek, hilelere başvurmak, çareler aramak soğuk şeylerdir. Ama dünyayı terk etmek için çalışmak, uğraşmak, hatta hile yapmak yerindedir, doğrudur. Nedir bu hile, çare? Hile ve çare, dünya zindanının duvarını delip oradan çıkmak ve hapisten kurtulmaktır. Açılmış kurtuluş deliğini kapatmak ise, soğuk ve uygunsuz bir hiledir.
**
Aslında bu dünya, bir zindandır. Biz de bu zindanda bulunan mahbuslarız. Ey Hakkı arayan kişi, zindanın duvarını del de kendini kurtar.
**
Dünya nedir? Dünya Allah'ı bilmemek, Allah'tan gâfil olmaktır. Yoksa kumaş, para, kadın ve evlâd değildir.
**
Mala, dîn için, Allah için sahib olanlar hakkında, Resûlullah Efendimiz; "Bu ne güzel, ne hayırlı mal." diye buyurdu.
**
Geminin içindeki su, gemiyi batırır. Geminin altındaki su ise gemiyi kaldırır, sırtında taşır. Mal, mülk sevgisini gönlünden çıkarıp attığı için Süleyman (a.s.) kendisine fakir dedi. Ağzı kapalı desti, uçsuz bucaksız denizin üstünde, hava dolu bir gönülle yüzer, durur.
**
Gönlünde dervişlik havası, aşk havası bulunan kimse de dünya denizinin üstünde batmadan durabilir. Gerçi bu cihan bütünüyle onun mülkü ise de, cihan mülkü, onun gönül gözünde bir hiçten ibarettir.
**
Şu halde, gönlü, "minledün" ilmiyle yâni ilâhî aşk havasıyla doldur da, onun ağzını bağla ve mühürle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.