Muzaffer Dereli

Muzaffer Dereli

Sen Ne Güzelsin Yâ Şehr-i Ramazân!..

Sen Ne Güzelsin Yâ Şehr-i Ramazân!..

Bir başkadır Ramazan ayı gerçekten…

Nasıl da etkilendiğini rahat bir şekilde görebiliyoruz insanımızın!..

Her kesimden ve her çeşitten insana nasıl da ulaşabiliyor Ramazan!..

Gönüllere tesir ediyor,

Yıkayıp temizliyor âdeta…

Gözlerde yaşlarla; “ben geldim” dedirtiyor bazen de…

Fakir-fukarada görüyorsunuz onu siz,

Gülümsetiveriyor onları.

Camilerde görüyorsunuz onu,

Coşkulu teravihleriyle…

Çocuklar bile cıvıl cıvıl, Allah’a secde edilen o mescitlerde…

Kimisi namazda, kimisi oyunda.

Ama sonuçta hepsi de ibadette.

Çünkü bir “aşı”dır Ramazan!..

Bir îman aşısı… Bir ibadet aşısı… Bir kulluk aşısı…

Böylesine bir heyecanı ancak kandil ve bayramlarda görebilirsiniz Ramazan’dan başka.

Ne güzel bir ay Şehr-i Ramazân!..

“Hoş geldin” derken, nice sevgi ve muhabbet dolu hisler gelir özünüzden…

Ama ona bir türlü “güle güle” diyemezsiniz!..

* * *

Yıl boyu, günahlarla haşır-neşir olmuş insanlarda da görürsünüz Ramazanı.

Gözleriniz hayretle açılır.

Zîra o da oruçludur.

Veda etmiştir günahlara…

Yürümektedir sevaplara…

“Aman Allah’ım!” dersiniz, “Sen ne yücesin Rabbim!”

O, bakılmayası ekranlara takılır bazen gözünüz…

Şaşkınlığınız bir kat daha artar,

“Oruçluyum” der, hiç tahmin etmediğiniz birisi.

Sonra da lisanından, sizi daha da şaşkın eden sözler çıkar.

Siz yine haykırırsınız elinizde olmadan;

“Sen ne güzelsin yâ Şehr-i Ramazân!..”

* * *

ÇOCUKLAR DA ÖZLEM DUYAR

Torbalarda görürsünüz Ramazanı…

Dolu doludur onlar,

Birer fakir ailenin yüzünü güldürecektir.

Sonra da dillerden dökülecektir nice duâlar…

Çadırlar kurulmuştur kalabalıklar arasında.

Ayrım gözetilmeden iftarlar açtırılır oralarda.

Yüzlerde aydınlık, bir gülümsemedir dudaklarda…

Yine çadırlar görürsünüz mahalle aralarında,

Gündüz de vardır, gece de vardır insanlar içlerinde…

Hani o, sizi sahura kaldıran insanlar var ya;

Oralarda barınıyorlardır vurup durdukları davullarıyla.

Ne güzel o sahurlar ki, çocuklar da özlem duyarlar…

* * *

“KARŞILIĞINI BEN VERECEĞİM”

Bir başkadır iftar vakitleri…

Önlerde sofra, ama beklemektedir sâimler…

Bir emir gelecektir Yüceler Yücesi’nden,

Onunla başlayacaktır eller sofraya gitmeye.

Sevinçlerin en güzellerinden birisi yaşanacaktır o an…

Bir diğeri ise Rabbe mülâkî olurken…

Yavrularınıza bile sözünüz geçmez.

“Ben de kalkacağım sahura, ben de tutacağım oruç,” der durur.

Ve siz çaresiz kalırsınız, kaldıramasanız bile, onu bir kaldıran olmuştur.

Zîra orucun sahibi; “Oruç Benim içindir, karşılığını da Ben vereceğim,” demiştir.

* * *

Bir hikâyedir Ramazan!..

Senin için, benim için, bir başkası için…

Her yıl yaşanan gerçek bir hikâye.

Bir tutkudur Ramazan!..

Kavuşurken sevgi, heyecan, tat’tır.

Ayrılırken, kollarınız âdeta onda kalır.

Bir gidişi vardır ki onun…

Gözleriniz ufuklarda kalır.

Sevenin sevgilisine bakışı gibi…

Ve sevenin sevgilisinden ayrılışı gibi…

* * *

“KADİR” AYDINLIĞIDIR

Kur’an’dır özlem duyan ona…

Zîra, o, O’nun ayıdır.

O taşımaktadır “Kadir” aydınlığını…

Çünkü O’nunla doğmuştur insanlığa.

İnsanlar daha iyi anlamakta…

O’nun kadrini, o Ramazan’da…

Ellerde O, dillerde O!..

Gönüllerde de O’dur Ramazan’da.

Biri diğerini intizâr eder durur,

Zîra her biri, ötekine müştaktır.

* * *

Bir mesajdır Ramazan!..

Habîb-i Kibriyâ’yı en iyi anlatan…

Bir nidâ alır gök kubbeleri, minareleri…

Allahümme salli alâ Muhammed!..

* * *

Bir örnek, bin nasihattir Ramazan!..

Kulluğunuz böyle olsun her zaman…

Bir tutkudur, bir hasrettir Ramazan!..

Ne olur çabuk gel, gözlerimiz kan çanağı olmadan!..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muzaffer Dereli Arşivi