Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Şehirler Ve Meydanlar

Şehirler Ve Meydanlar

Tarih boyunca Müslüman milletler ile Müslüman olmayan milletlerin şehirlerinde ibadethanelerden başka bir şey daha o şehrin kimliğiyle ilgili olarak öne çıkmıştır.
Müslümanların şehirlerinde camiler ve çevresindeki sosyal doku.
Gayrimüslimlerin şehirlerindeki meydanlar.
Müslümanların şehirlerinde Hz. Peygamber’imizin (sav) Mekke’den Medine’ye hicretinden başlamak üzere belirleyici unsur camilerin merkeze alınıp şehirlerin onun etrafında gelişmeleridir.
Gayrimüslimlerin şehirlerinde ise yağmalan mal ve esirlerin ticaretinin yapıldığı boş meydanların oluşturulmasıdır.
Osmanlının son zamanlarında Avrupa ile hemhal olma derdindeki aydın(!)larda oluşan meydan merakı son yıllarda Türkiye’de, özellikle de Konya’mızda yeniden depreşme eğilimi göstermektedir.
Önceki bir ilçe belediye başkanının gerçekleştiremediği meydan merakı şimdilere Büyükşehir Belediyesinde hayata geçirilmektedir.
Sözün Mevlana meydanına geleceğini anlamış olmalısınız.
“GEZ DÜNYA YI GÖR KONYA YI” sözünün ilk ortaya çıktığı dönemlerde hatta cumhuriyetin ilk yıllarında muvakkithane ile etrafındaki evlerin yıkıldığı zamana kadar Hz. Pir’in(ks) türbesi etrafında meydan falan yoktur.
Aslında böyle bir meydana ihtiyaç da yoktur.
Hz. Mevlana(ks) gibi bir İslam büyüğünün türbesi etrafında meydana ihtiyaç duymayan, tam tersine Hz. Peygamber(sav) aşığı, Allah(cc) dostu bir büyük Veli insana yakın olmak için çevresinde yerleşmeyi önemseyen Selçuklu ve Osmanlı atalarımızın devamı olduklarını iddia eden bugünkü idareciler, milletimin diline yerleşmiş bir deyim olan “gâvur âşıklığı” deyimini doğrularcasına hemşerilerini Hz. Pir’(ks) den uzakta tutmak istercesine çevresini işe yaramaz boş bir alanla çevrelemektedirler.
Esasında siyasi ikballeri için Hz. Pir’(ks)in çevresinde miting alanı yapmak gibi bir düşünce içinde olanlar, bu düşüncelerini insanların toplu ibadet etmeleri için mekân hazırlamak gibi bir ulvi(!) düşünce ile gizlemek ihtiyacı hissetmiş olabilirler.
Bu davranışlarıyla sadece yeşili katlederek taşlaştırdıkları alanda, özellikle de kandil gecelerinde, toplu ibadet adı altında türbe ziyareti şeklinde yeni bir bidat icat etmiş olurlar.
Daha önceki birkaç yazımızda da işaret ettiğimiz gibi belediyeler bu davranışları ile açık bir şekilde yeni bir bidat ortaya koymuş ve bidatçilerden yana tavır almış olmaktadırlar.
Belediye Başkanları ve onların çevresinde yer alan bir takım kişiler sevgi, barış ve hümanizm ifadeleriyle Allah(cc), Peygamber(sav) ve İslam’dan uzak bir din olarak tanımladıkları sofizm mensubu bir Hz. Mevlana(ks) imajı arzu edenler ya da oluşturmaya çalışanlara karşı çıkmaları gerekirken, maalesef onların yerli destekçisi durumuna düşerek namazsız, niyazsız bir kandil gecesi ve türbe ziyareti oluşturmak şeklinde yeni bir bidat yolunu seçmişlerdir.
İslam tarihinde ve Selef-i Salihin döneminde İslam milleti arasında böyle bir usul-adet bulunmazken, şimdilerde bir tarafından ibadet adı altında diğer tarafından siyasi rant elde etmeye yönelik böyle bir bidat oluşturmaya çalışanları korkarız ki zor bir hesap beklemektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi