Recep Çınar

Recep Çınar

Sedirler'deki 5 katlı da yok artık!

Sedirler'deki 5 katlı da yok artık!

Doğup büyüdüğüm,  “fırın yandı”yı, “uzun eşşeği”, “çelik-çomak” oynamayı ve “kavga” yapmayı öğrendiğim, sokaklarında gezdiğim, çeşmelerinden su içtiğim, boş arsalarında top peşinde koştuğum Konya'nın en eski mahallesi Sedirler de, “kentsel dönüşüm”le birlikte  tarihe karışıyor...

Bu dünyadan 20 yıl önce göçüp gidenler geri gelseler, Sedirler'i tanımaları mümkün değil...

20 yıl öncesine kadar iki katlı binanın zor bulunduğu Sedirler, şimdi New York'un yüksek binaları ile dünyaya ün salmış Manhattan bölgesi gibi olmuş...

Şaka bir tarafa,  düne kadar “iki ana bir kuzu”dan oluşan “kerpiç ev”lerin yerini 3+1'li dairelerden oluşan 6'şar katlı binalar almış...

3-1-019.jpg

Sedirler modernleşmiş...

Sedirler kabuk değiştirmiş...

Sedirler ete kemiğe bürünmüş...

Köprübaşı’ndaki 5 katlı bina çocukluğumuzun en yüksek binasıydı...

Sırf  binayı görmek için mahallede “tur” düzenlerdik...

Sütçü sokağından yürüyerek Köprübaşı’na gider, 5 katlının karşısına geçen 3-5 dakika trene bakar gibi binaya bakar ve mahalleye geri dönerdik...

Çocuk aklı işte...

Sinemada film seyreder gibi o binayı seyrederdik...

5 katlı yapılırken, ne kadar gerçek, ne kadar uydurma bilmiyorum, ama acayip bir söylenti çıkmıştı...

Bugün bile konuşulur...

Bir küp altın meselesi...

Bizim mahallede, Allah rahmet eylesin, Takavit Ahmet abimiz vardı...

Rahmetliden dinlemiştik bu 5 katlının hikayesini...

Evin temeli kazılırken bir küp altın çıktığını, bunun üzerine de mülk sahibi 2 kat yerine 5 katlı apartman yaptırdığını ballandıra ballandıra anlatırdı...

Kule Site ile KOMBASSAN'ın, merkez binaları, yapıldığı dönemlerde nasıl Konyalının gurur kaynağı oldular ise 1965 yıllarda yapılan 5 katlı da Sedirlerlilerin, Köprübaşılıların gurur kaynağı olmuştu...

O yıllarda zerre kadar yatırımın yapılmadığı, adeta üvey evlat muamelesi gören Sedirler'de bir anda yükselen dev bina, o yörede oturan insanlar tarafından destansı bir şekilde ballandıra ballandıra anlatılırdı...

Ve o bina yok şimdi...

Sedirler'in ve Köprübaşı’nın 5 katlısı da  “kentsel dönüşüm”e yenik düştü...

xxx

İNSANLAR TEDİRGİN

“Kentsel Dönüşüm” konusunda Sedirler sakinleri ikiye bölünmüş durumda...

Bir kısmı katlarda oturacağı için zil takıp oynarken, bir kısmı ise evinin avlusundaki “tandır”dan, “tavuk kümesi”nden, “ahır”ından, “örtme”si ve “izbe”sinden olacağı için, yani geleneklerinden, yani tarihinden kopartılacağı için büyük bir ızdırap içinde...

Rahmetli annemden biliyorum...

Kata, yani daireye, yani apartmana taşındıkdan sonra da kopamadı kapısı penceresi olmayan evinden...

O yaşlı haliyle ve sektirmeden hemen hemen her gün müstakil bahçeli evimizin bulunduğu sokağa gittiğini, evinin karşısındaki kaldırıma oturup göz yaşı döktüğünü biliyorum...

Kolay değil alışkanlıklardan vazgeçmek...

Kolay değil, acı-tatlı anılardan bir günde kopmak...

xxx

“Kentsel dönüşüm”den şikayetçi olanlarda yok değil...

Apartmanlarda oturmayı hayal ederek, evlerini boşaltanlar, biran önce binaların yapılmasını istiyorlar, çünkü yıkılan evlerin bulunduğu boş arsalarda istenmeyen görüntülerin olduğunu söylüyorlar...

Özellikle “kentsel dönüşüm”ün başladığı Sedirler Pazarı civarındaki yıkılan evler ve arsalar, madde bağımlılarının, alemcilerin ve hırsızların meskeni olmuş durumda...

Bu civarda yaşayan insanlar, Cumartesi ve Pazartesi günleri kurulan Sedirler semt pazarına gitmeye ve alış-veriş yapmaya çekiniyorlar...

Halen o civarda oturan eski bir arkadaşımla konuştuk...

Arkadaşım sıkıntılı...

“Biz burada yaşanan sıkıntılara bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Hırsız var, arsız var, madde bağımlısı var, ama ne güvenlik kamerası var, ne polis, ne zabıta. Bunun için de yıkılan evlerin virane bir şekilde kalması biz mahalle sakinlerini rahatsız ediyor. Bizim devletten bir ricamız var, buraları en kısa zamanda ıslah etsinler. Çünkü, iş farklı farklı yerlere gidecek başımız belaya girecek” diyor...

Haklı mı?

Sonuna kadar haklı...

Çünkü, o bölgeyi yakından bilen birisi olarak, “Yanık Cami” ile “Sedirler Pazarı”nın yanıbaşındaki bu mezbeleliklere mutlaka devletin eli değmeli...

İnsanlar korkuyor ve tedirgin...

Korkuları ve tedirginlikleri madde bağımlılarından değil, başlarının belaya girmesinden korkuyorlar...

Onun için de devletten yardım bekliyorlar...

Buradaki insanların mağduriyetine artık bir son verilsin...

Bölgede ve çevre mahallelerde madde kullanan gençlerin de olduğunu duyuyorum...

Bu anlamda da hem gençlerin sağlığı ve ailelerin huzuru için, hem de mahalle sakinlerinin huzuru ve güvenliği için acil tedbir alınması şart...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi