Şarteli sen indirdin Hoca!
Aykut Kocaman, “ikinci yarıda, özellikle yediğimiz ilk golden sonra takımda elektrikler kesildi” demiş, maçtan sonraki konuşmasında...
Doğru söze hacıemmin ne desin...
Elektriklerin kesilmesine neden olan şalteri de ne yazık ki kendisi indirdi...
Kocaman'ın doğruları terkedip, yanlışlara yelken açtığında dakikalar 60'ı gösteriyordu ve Konyaspor 1-0 gerideydi...
Hocanın tıkır tıkır işleyen tekere çomak soktuğu kırılma anı buydu aslında...
Uğur İnceman'ı kulübeye alıp, Selim'i oyuna sürdüğünde, kader de ağlarını çoktan örmeye başladı...
Ali Turan'ı Ömer Ali'nin bulunduğu sağ kenara, Selim'i de Ali Turan'ın kale gibi durduğu stopere sürmedi, deyim yerindeyse Beşiktaş'ın da ekmeğine kocamanca bir yağ sürmüş oldu Aykut Kocaman...
Hem de ortada önemli bir zaruret yokken, Aykut Kocaman'ın bu “telmaşa” hamlesi, elektriklerin kesilmesi ve şartelin indirilmesine neden oldu bizzat kendisi tarafından...
Tekrar tekrar izleyin Beşiktaş'ın son 3 golünü...
Selim'e de yazık etti...
Genç oyuncuyu tanımayanlar için, kötü bir algıya vesile oldu...
Aykut Kocaman'dan önceki ve önemli kulüplerin kapısını çaldığı bu oyuncunun olası bir güven kaybına uğraması da cabası...
Ben meseleye başka bir pencereden bakıyorum...
Başkaları nasıl bakar beni bağlamaz...
Ama, ben Beşiktaş maçına baktığım pencereden bunları gördüm...
Kocaman, işleyen düzeni 60'da bozmasıyla birlikte öyle ya da böyle 4-0'a çanak tutmuş oldu...
Bu dakikaya kadar arkada Vukoviç ve Ali Turan'la bir güven ortamı oluşmuşken ve Traore'nin katılımıyla da önde daha hareketli bir Konyaspor varken, tekere çomak sokmanın manası neydi acaba?
60'a kadar sahada takım gibi duran Konyaspor'da bu kadar saha içi rotasyonu yapmanın zihin bulanıklığından başka bir şey olmadığına inanıyorum...
Ezcümle; Aykut Kocaman doğru başladığı Beşiktaş maçını yanlış bitirdi...
İtirazı olan varsa söylesin.
xxx
SÜPER AMATÖR SÜPER FUTBOL KEYFİ
Hem spor gazetecisi, hem de yıllarca amatör de olsa futbol oynamış birisi olarak, son yıllarda amatör maçları izlemek bana işkence gibi geliyordu...
Toprak sahalar, malzemeler, antrenörler, yerlerde sürünen futbol ve futbolcu kalitesi, gizli profesyonellik gibi daha birçok unsurun biraraya geldiği amatör futbolda benim için deniz çoktan bitmişti...
Konya'da futbola değer veren kurumlar da liglerden bir bir çekilince, amatör futboldaki kaotik ortam her geçen büyüdü...
Eğer Konya'da hala amatör futbol varsa, hala amatör maçlar oynanıyorsa, antrenörler ve sporcular hala amatör futboldan ekmek yiyorlarsa bunun tek sebedir Konya ASKF...
Bunu kimse inkar edemez...
Mehmet Baykan'la başlayan, Remzi Ay'la devam eden fedekarlıklarla yürüyor Konya'da amatör futbol...
Bunu da ıskalamamak lazım...
xxx
Gelelim asıl meseleye...
Pazar günü Dumlupınar sahasındaydım...
Sporun ve sporcunun dostu olan Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay'ın mezbelelikten kurtarıp, Avrupai bir tesis haline getirdiği Dumlupınar...
Futbol oynanayın da, izleyenin de keyif aldığı bir tesis haline gelmiş Dumlupınar sahası...
Fiziki yapısıyla gözlere de hitap eden bir tesis olmuş...
Pazar günü burada şahane bir maç oynandı...
Selçukspor ile İhsaniye Gençlerbirliği arasında...
İki takım da şampiyonluk mücadelesi veriyor...
Selçukspor bir adım önde götürüyor ligi...
Hem de en yakın rakibine yenilmesine rağmen...
Son 2 yılda Konya amatör futbolunda acayip güzel işler oluyor...
Bunun yansımalarını görmek, ömrünün büyük bir bölümünü amatör futbola ve amatör branşlara vermiş olan beni inanılmaz mutlu ediyor...
ASKF ve Remzi Ay'ın son 2 yıllık çabaları ile insanlar yüzlerini amatör futbola çevirmiş...
Pazar günü seyircinin amatör sahalara dönmesine ne kadar sevindiysem, futbolun kalitesine ve kalitenin yükselmesine neden olan sahalara da bir o kadar sevindim...
İki takımın ortaya koyduğu mücadeleye, ama özellikle İhsaniye takımının kalecisine hayran kaldım...
İhsaniye 3 puanı kazanmışsa, aslan payı 1990 doğumlu kaleci Fikret'in...
Özetleyecek olursak, keyifli bir pazar geçirdim...
Önce Selçukspor-İhsaniye futbol maçı, sonra Torku Selçuk-Telekom basketbol maçı.