Sahibini arayan yazı !
Kimseyi mutlu edememe ne kadar yaralayıcı bir duygudur…
***
Akmaz kokmaz olmak…
***
Arasat’ta, Araf ehli gibi sağa sola savrulmak…
***
Ne İsa’ya ne Musa’ya…
***
Teşkilat sevmiyor…
***
Soğuk ve parti çalışmalarına ilgisizlikle suçluyor…
***
En azındankapılar üstlerine kapandığında bunu dillendiriyorlar…
***
Milletvekillerine karşıda temkinli ve soğuk…
***
Dünyayı anlaştıran Davutoğlu, bile anlaşamıyor kendisiyle…
***
Yukardan bakan… Konuşulanı dinlemeyen, konuştuğu anlaşılmayan…
***
Kendini yalnızlığa ve köşküne hapsetmiş, geçmişle vicdani muhasebesinde hep yenilmiş adam…
***
Her işi muallakta bırakan…
***
Avucunda tuttuğu mührü sadece sıkı-sıkıya tutmaya devam eden?
***
Arsızlarını zenginleştiren, Edep Ehli’ni fakirleştiren…
***
Emekliliğinde özür makinesi olmaya aday olan…
***
Dost ve düşman kuvvetleri sık-sık karıştıran… Sürekli dost ateşinde vurulan şaşkın kumandan…
***
Ebu Müslim Horasani çağlar ötesinden sesleniyor sahibini arayan yazıya;
“Onlar zararlarından emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular…”
***
“Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar…”
***
“ Yakınlaştırılan, düşman dost olmadı...”
***
“Ama uzaklaştırılan dost düşman oldu… Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu…”
***
Eski dostlarını arzu edip yüzü tutup arayamayan?
***
Kim?