Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ramazan dindarlığı

Ramazan dindarlığı

Ramazan günleri bir bir gelip geçiyor.

Hatta haftalar, aylar ve seneler gelip geçiyor.

Bu Ramazan ayı geçmiş günlerden farklı olarak hayatımıza, evimize ve memleketimize ne getirdi hiç düşündük mü?

Ramazandan önceki bir gün ile bu günümüz arasında nasıl bir fark oluştu aç ve susuz kalmak dışında?

Kerim kitabımız ve hayat rehberimiz Kur’an ile aramız nasıl bu günlerde?

Sadece bakıp geçiyor muyuz nazmı celilin yüzüne?

Okuduklarımızdan anladıklarımızı hayata geçirebiliyor muyuz mesela?

Veya bu Ramazan günlerinde elde ettiğimiz dostluk, kardeşlik ve yardımlaşma meziyetlerini Ramazan sonrasına aktarabilecek miyiz?

Namazlar kılıyoruz camilerde saf saf.

Vakit namazları ve teravih namazı öncesi okunan mukabelelerden ve yapılan vaaz ile nasihatten bizim hayatımıza neler kalıyor?

Okuduklarımızdan ve vaazlardan dinlediklerimizden dini bilgimiz arttıkça, daha dindar insanlar oluyor muyuz sorusunu kendimize sormaya ve içtenlikle sarih ve sahih cevaplar bulmaya hazır mıyız nefsimizde?

Ramazan aylarında insanların ibadet ve muamelatlarını ifsad etme yarışına girerek televizyon ekranlarını parselleyen hocalarımızı(!) dinlerken kendimizden bir şeyler bulabiliyor muyuz?

Yoksa harman zamanıdır hesabıyla ve ekranda neyin izleyicisi varsa biz de o konulardan dem vururuz hesabı yapan hocaların, milletin direkt olarak bu gününü ve islam âleminin sorunlarını unutarak yaptıkları ağlamaklı programlarımı seyrediyoruz?

En başta diyanetin yeterli ölçüde sorumluluğunu yerine getirmemesine paralel olarak ve adı “dini” olarak isimlendirilen programları izleyerek ülkesi ve milletinin geleceği ile ilgisiz, dünya Müslümanlarının ahvalinden habersiz, hazır kıta(!) müslümanlar olarak mı programlanıyoruz?

Ramazan ayı Kur’an ayı olduğu kadar infak ayı olması hasebiyle, Müslümanlar olarak daha fazla ecir alma maksadıyla bu ay içinde zekatlarımızı verirken fakirden yana inisiyatif kullanabiliyor muyuz?

Özellikle komşu ülkedeki gayri meşru yönetimiz zulümlerinden dolayı ülkemize sığınmış olan insanlara, kardeş nazarı ile bakabiliyor muyuz?

Yoksa bizim yardım etmememiz neticesinde, cami önlerinde dilenmek zorunda kalan Suriyeli kardeşlerimize de her zaman kendi fakirlerimize yaptığımız gibi, para verirken bozuklukları mı tercih ediveriyoruz el alışkanlığıyla?

Ramazan mübârek günlerin gecelerinde kıldığımız vakit ve teravih namazlarında, ağır ağır tertil üzere Kur’an okuyan hocaları tercih etmişliğimiz var mıdır?

Yoksa namaz bir an önce bitsin de sihirbazlı, illüzyonistli ve hokkabazlı ramazan dindarlığının öncüsü olan bid’atçı belediyelerin herhangi birisinin ilahi ile karışık, hangisinin şarkı, türkü olduğu belli olmayan müzikli ilahili ramazan dindarlığını mı tercih ediyoruz?

Hayatın her safhasında olduğu gibi Ramazan günlerinde ve gecelerinde Müslümanların örneği Rasulullah(sav) ve ashabı(ra) ile onların yollarını takip eden selefi salihin(rha)dir.

Bu sebepledir ki Müslümanların Ramazan dindarlığı, Molla kasım dindarlığı değildir ve olmamalıdır.

Yani Arapça bilmediğini itiraf ettiği halde, Arap dili ile inzal edilmiş olan Kur’an ayetlerden Rasulullahı (sav)da aradan çıkararak dilediği gibi hükümler çıkarıp yeni modern hurafeler üreten, sonra da Rasulullah (sav) sahih sünnetini ve hadislerini kısmen veya tamamen Kur’an’a arz etme bahanesiyle şüpheli hale getiren, hatta red ederek dini oyuncak haline getirenlerin dindarlığı değildir.

Hani seçimlerden önce söylenen bir söz vardı “Bu seçim diğer seçimlerden daha önemlidir” diye.

O söze benzemesin ama son 10 gününe, yani rahmet ve mağfiret günlerinden sonra, cehennem azabından kurtuluş günlerine girdiğimiz şu günlerde, gerçekten bu Ramazan diğer Ramazanlardan daha önemlidir bizim için.

Onun için zaman, bozuk para dindarlığını bırakma zamanıdır.

Onun için, sevdiklerimizden infak etme zamanıdır.

Onun için evde yediklerimizden yedirme, giydiklerimizden giydirme zamanıdır.

Ramazan günleri geldiğinde birileri illaki ben herhangi bir kayda tabi olmadan, aklımın ve vicdanımın kabul ettiği doğruları yaşayacağım diyerek Molla Kasım’lık yapmak isteyebilir.

Ama bizim de yeni Molla Kasım’lık lar ihdas edenlere karşı, Bizim Yunus olmayı tercih edeceğimizi bilmeleri gerekir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi