Sanırım 1988 yılının başlarıydı…Bacaklarım  titreyerek önümde yürüyen paltolu adamı takip ediyordum…Kaldırımın kenarında bir bodrumun merdivenleribelirdi…

***

Merdivenler o kadar çoktu ki birden bi daha yeryüzüne hiç çıkamıycakmışım gibi bir his oturdu yüreğime…Paltolu adamın arkasından sıvışmayı düşündüm kaç kez…

***

Dar merdivenarzın merkezine uzanıyordu sanki…Ama bir bodrumun bu kadar cıvıltılı bu kadar gürültülü olabileceğini hiç düşünmemiştim…Onlarca insan harıl harıl bi şeyler yapıyordu…Başka bir dünya vardı o bodrumda…

***

Paltolu adam odaların önünden geçti…Sevimli tombul yanaklı, ağzı sigaralı, dağınık saçlı birinin masasının önünde durdu…Nefes darlığı çeken hasta gibi tıslayarak konuştu; “Müdür bu çocuk benim yeni elemanım…Asayişçi veadliyeci yapacağız…Muhasebeye bildiriver.”

***

Dağınık saçlı adam kısa bir duraklamadan sonra “bi cigara ver” dedi…Sigarayı, paltolu adamdan aldı ve işine koyuldu…Başka bir odaya geçtik…Kocaman bir oda…Pencereleri yok…Yerin altında bir mahsen…

***

Bir daha güneşi hiç göremiycem sandım…

***

Paltolu adam paltosunu çıkardı…Uzun Maltepe’den derin bir nefes çekti, hışılayarak konuşmaya başladı; “Canavar, para az ama sen bunlara kafayı takma çok iyi bir muhabir yapacağız seni”…Ayhan Işık modeli bıyıklarından yanağına kocaman bir tebessüm yayılıyordu…

***

Daktiloyu kendime çektim…Kulağımı polis telsizine verdim…İşte hayallerim gerçek olmuştu, daha toy bile denilemeyecek bir delikanlılıkta gazeteci olmuştum…Gazetenin ismi çok güçlüydü …Türkiye’de Yarın…Türkiye’de yarının ne olacağına biz karar veriyoruz edasında bir ciddiyetle yazı işlerine ilk adımımı atmıştım…

***

Paltolu adam artık hışırdar gibi konuşmuyor kulağıma…O şimdi Üçler Mezarlığının çimenleri altında uzanıyor…Konya’nın gelmiş geçmiş en iyi Adliye-Polis Muhabiri Hasan Hüseyin Korucu…

***

1988 yılında elinden tutup getirdiği çırağı şimdi o gazetenin Genel Yayın Yönetmeni… Nur içinde yat…Onca tecrübeden, onca yorgunluktan sonra şimdi evimizdeyiz…

 ***

Çetin Oranlı kardeşimizin yeni görevini tebrik ediyoruz… Biz yeni buluşmuştuk yıllar sonra… Özleyeceğiz…Onla dostluğumuz çok özel ve anlamlı…Üç silahşörler gibi…Bir araya geldiğimizde hayatlarımızın ve dostluğumuzun bi anlamı var…Üçüncü silahşör bizde saklı…

***

Sancak bizde şimdi…Hayatımda aldığım en zor görev…Merhaba gibi bir gazeteye Genel Yayın Yönetmeni olmak, hele sizden önce o görevi yıllardır Mustafa Arslan yapıyorsa…Yük daha da bir ağırlaşıyor…Aynı ilk günkü gibi bacaklarınızın titrediğini hissediyorsunuz..Allah utandırmasın…