ÖVÜNMEK
Övünmek: Öne çıkan bir niteliği dolayısıyla kendini üstün, yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek. (TDK) övünmek: Birini veya bir şeyin iyiliklerini, üstünlüklerini söyleyerek değerini yüceltmek, methetmek, sena etmektir.
**
Övünmek: Bazen gerçek bir özellik (haslet) üzerinden övünme olabildiği gibi bazen de olmayan, hayali bir düşünce ve yalan üzerinden de olabilir. Her ikisi de sonuç olarak istenmeyen, tasvip edilmeyen bir davranıştır. Çünkü Cenabı Allah Kur’an da alçak gönüllü, tevazu sahibi olmayı bize öğütlerken; çok mükemmel bir edebi üslupla, gerçek olanı anlatır ki; insan Kur’an-ın bu ifade gücündeki mucize karşısında ancak Allahu Ekber diyerek secdeye kapanır. İsra Suresi 37. Ayetinde Allah: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilirsin, ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.” Buyurmaktadır. Ayrıca Resulullah (sav) de birçok hadisleriyle bu konuyu bize açıklamaktadır.
**
Onun için biz şöyle uçarız, böyle kaçarız diye övünüp durmak hem Allah’ın ve Resulünün men ettiği bir davranış olup hem de insanlar tarafından itici ve gayri-samimi bulunmaya sebep olmaktadır. Bir de genellikle insanlar batıp giderken, son dakikalarında nedense çok övünüyorlar. Yüzlerce örneği var, bir gün öncesinden dünyanın en güçlü insanıyım narası atarken öbür gün batıvermiştir. Bu durum bende de bir zihinsel algı oluşmasına sebep oldu; birisi övünmeye başladı mı ben: “Eyvah yine ne oldu, neyi kaybettik, neyi batırdık?” Diyorum. Ebu Hüreyre (ra) Resulullah (sav) den: “Bir kimse (kendini üstün görüp diğerlerini küçümseyerek) insanlar helak oldu derse, kendisi onların en önce helak olanı olur.”(Müslim)
**
Ancak bunun yerine gerçekleri bütün çıplaklığıyla söylemek her zaman daha iyi olacaktır. Belki gerçekler ilk etapta can yakıcı olsa bile sonuç itibariyle insanın elinde tutunacağı bir dal olur. “Ben size bunun böyle olduğunu söylemiştim.” Şeklinde savunmak daha kolay olur.Biz konumuzu diyalektik felsefe üzerinden çok uzun anlatıp bir sürü yaşanmış örneklerle konuyu ispatlarız. Ancak konuyu güncel üzerinden götürmek niyetindeyiz. Bununla ilgili olarak birkaç başlık altında kısa-kısa değineceğiz.
**
Ekonomi ve hayat pahalılığı veya enflasyon üzerinden konuya baktığımız zaman Cumhurbaşkanı ve bakanlar kısacası hükümet kanadı “Hiçbir şey yok, her şey güzel, uçuyoruz, uçuşa geçiyoruz, biz çoğu Avrupa ülkesinden iyiyiz… vs deseler de durum öyle gözükmüyor, işler iyi gitmiyor. Nebati Beyin gözlerinden ateş fışkırıyor, pahalılık akıyor, piyasaya bazen günde iki kez zam geliyor. Yani insanın bu konuşulanlara gülesi geliyor da gülmeye mecalimiz kalmadı.
**
MEB’de; okullar, eğitim-öğretim, bilgi, öğretmen-öğrenci, veli-okul ilişkileri yerlerde sürünüyor. Okullarda kavgasız, olaysız gün geçmiyor. Dünyada hiçbir alanda başarıya imza atamıyoruz.
Dış politika ve Milli Savunma alanları insanın gururuna dokunuyor. Yunanistan bit kadar bir ülke, hatta bitin ufağı; bize kafa tutuyor. Karasularını 12 mile çıkaracağını söylüyor, bizi tamamen Egeden atmak istiyor. Bu taraf ise: “Biz adamı asarız, keseriz. Bizim canımızı sıkmayın dünyayı başınıza yıkarız, biz herkesi yeneriz… Sonuç: Burnumuzun dibindeki bütün adalar onun (Yunanın) elinde.
**
Para meselesi; dolar, Euro yükselmiyor, Türk Lirası düşüyor. Yunan parası, Bulgar parası, Azerbaycan parası bizim paramızı geçtiği için sınırlarımızdan akın-akın alış-veriş yapıp gidiyorlar. Biz ne yapıyoruz veya ne diyoruz: “İMF’ ye borç para verelim!..?” Bu örnekleri çoğaltabiliriz, ama biz illaki övüneceğiz. Olmadı tarihten övünürüz(Çünkü gerçekten şanlı bir tarihimiz var.) Hatta daha da olmadı İslam öncesi tarihe gidip; “Biz bozkurtların soyundan geldik.” Batıl inancıyla övüneceğiz. Alkış ta alıyoruz hani, bizim kafadan insan çok. Ama alkış, övünmek karın doyurmuyor, bizi sağlam limanlarda tutmuyor. Bu övünmeler bir şeylerin göstergesi olmasın?..!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.