Övgüyü ve saygıyı hakettiler
Ezeli rakibinin puan kaybettiği bir haftada, makası daha da açmak için kazanmaya odaklı, üstelik kadro anlamında “karun gibi zengin” Fenerbahçe'ye seyircisi önünde sürpriz yapabilecek bir futbol aklıyla oynadı Konyaspor...
Yenemezsek de yenilmemeliyiz niyetliydi...
Kapanmadı...
Oyunu çirkinleştirmedi, aksine güzelleştirdi...
Savunmayı bile önde yaptı...
Dakikalar 20'yi gösterirken yeni transfer Hleb'in yaratıcılığına Djalma'nın tek vuruş ustalığı da eklenince, Kadıköy'de maça önde başlamanın ve psikolojik üstünlüğü ele geçirmenin verdiği özgüvenle, daha da geniş alanlar bulmaya, pozisyonlar üretmeye başladı Konyaspor...
Kolay değil Fenerbahçe deplasmanı...
Bugüne kadar hep ezilen taraf olmuştu yeşil-beyazlılar...
Bu maçta roller değişti...
Ezilen değil ezen taraftı...
Özellikle yeni transfer Hleb'in organizatörlüğünde Djalma, Gekas ve Hasan Kabze daha tehditkarlardı...
Girdikleri pozisyonları değerlendirebilmiş olabilselerdi, Konyaspor ilk 45'te soyunma odasına belki de 1-1'le değil, kendi adına daha iyi bir skorla gitmiş olacaktı...
Konyaspor'un yan ve duran top hastalığı, kaleci İtadj'ın da bu konuda defolu olması, rakibin sahadan 3 puanla ayrılmasına neden oldu...
Sonuç bir yana, Konyaspor'u ve oyuncuları kutlamak gerek...
Yoğun bir baskı altında ve farklı kazanma odaklı Fenerbahçe'nin, kırmızı görmüş boğa gibi saldıracağını düşünenlerin, bu düşüncelerini çürüttükleri için...
Yenilseler de saygıyı hakettiler en azından...
Tabi ki alkışı da...
xxx
TSYD Genel Başkanı sevgili Naci Arkan'ın, “Torku Konyaspor, F.Bahçe'ye yenilmesine rağmen, esas alkışlanan takımdır Pazartesi gecesinin... Kalecisinden, yedek kulübesindeki her futbolcusu ve onlara "Cesaret kostümü" giydiren teknik direktörleri Mesut Bakkal ile, Torku Konyaspor'u yürekten kutluyoruz... Süper Lig'de önlerine mutlaka zorlu engeller çıkacaktır... Ama bu takım görünen o ki, asla sıradan bir takım değildir... Aksine "Torku" her rakibinin "Korkulu" rüyasıdır artık” düşüncesine katılmamak mümkün mü?
xxx
4-1'lik Eskişehirspor maçından sonra, “Küllerinden yeniden doğdular” başlıklı yazımda, “Kim ne derse desin maçın başından sonuna kadar diğerlerinden bir adım öne çıkan oyuncu Djalma'ydı... Uğur Tütüneker ile futbolu unutan Djalma, Mesut Bakkal ile küllerinden yeniden doğdu, iyi futboluyla ve iyi performansıyla da Tütüneker'e mesaj gönderdi” demiş ve bu oyuncunun performansı ile ilgili de “Ligin ikinci yarısında Konyaspor'un en iyi transferi bana göre Djalma olacak” diyerek de noktalamıştım...
Yanıltmadı beni...
Sadece Djalma değil...
Gekas'da...
Erdal'da...
Uğur Tütüneker'in “Fransız” kaldığı, dahası “futboldan soğuttuğu” oyuncular, bugün Mesut Bakkal'ın ve Konyaspor'un en alkış alanlarıysa, Tütüneker'in kendisini sorgulaması lazım...
Neyse...
Söylenecek çok şey var...
“Dam alçak değnek kalkmaz” derler ya, işte öyle bir şey...
xxx
Sivasspor maçı...
Mesut Bakkal'da vurgulamış zaten...
“Fenerbahçe maçından daha zor olacak” diye...
Ama “Camia olarak Eskişehir maçındaki coşkuyu yakalarsak, iyi sonuçla ayrılırız” diye de eklemiş...
Ve “Biz olursak, el ele, gönül gönüle, yürek yüreğe verir ve bir bütün halinde hareket edersek, zoru başarırız” demeye getirmiş...
Doğru mu?
Hem de Bağdat'tan Basra'ya kadar...
O zaman?
Bütünleşmek maçı kazanmaktır...
Bu kadar basit.