Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Osmanlının Stresten Korunma Metodu

Osmanlının Stresten Korunma Metodu

Günümüzde dînî hassasiyete sahip olsun olmasın hemen herkesin ağzında “Aman bugün stresim var.” Ya da “ Bugün pek stresliyim.” gibisinden sözler dolaşmakta. “Stres atmak.” için basında yetkili yetkisiz birçok kişiden çözüm önerileri sunulur. Hastanelerde her bölümde müthiş kalabalıklar olmasına rağmen genelde en az hasta sayısının olduğu nöroloji ve psikiyatri bölümlerinde de hasta sayısının son günlerde yoğun artış gösterdiği tespit edilmiş. Olur, olmaz her küçük şeyi kendisine sıkıntı eden insanlar bu bölümlere giderek tedâvi olmak durumundalar. Örneğin bir ölüm hadisesini hayatın gerçeği olarak kabul edemeyen insanlar çoğaldığından bu insanlar dinin gösterdiği çizgide yürümediklerinden çâreyi doktora giderek depresan ilaçlar alarak iyileşmek istiyorlar. Bunun neticesinde çok ciddi sağlık sorunları yaşanmakta.

Şurası muhakkak ki dünya zor bir imtihan alanı. Elbette güzelliklerin yanı sıra sıkıntı ve üzüntülerde olacak. Bu problemler kimi insanlarda çok yoğun yaşanırken kimisinde daha az olabilmekte. Ancak unutulmamalı ki hayat tüm zorluklarına rağmen yaşanmaya değer. Mutlu olmak hayata bakış felsefemizle doğru orantılı. Sıkıntı ve problemleri büyütmemek ve onları yenebilmek için âzâmi gayreti sarf etmek bize bağlı. Köşemizde bu gerçekleri hep vurguladık. Bu arada Osmanlı efendilerimizin hayata bakış ve olayları değerlendiriş tarzını sizlere aktarmak istiyoruz. Hayata en müspet ve en mükemmel mesajları sunan Osmanlının hayatın streslerini üzerinden atmak için sığındıkları beş esas vardır. Bunlar;

1)                Errızgı alallah: (=Rızkı veren ancak Allah (c.c.)’dır. Başkası önünde eğilme.) Şimdiki insanlar var güçleriyle dünyalarını en mâmur hâle getirmek için ellerinden gelen her çeşit meşru olmayan yollara başvurarak rızkı zorlamakta ve hâle razı olmamaktalar. Halbuki herkesin rızkı bellidir. Şartları zorlamak abesle iştigaldir. Kişinin rızkına râzı olması en huzurlu haldir.

2)                Tevekkeltü alallah: (=Allah(c.c) a dayan.) Sen sebeplere tevessül et, gerekeni yap, üzerine düşen sorumluluğu yerine getir gerisini, sonucunu, neticeyi kâinâtın yüce sahibine bırak, üzülme, yeise düşme.

3)                Ya nasip: (=Canını sıkma eğer nasipse olur.) Kişi ne yaparsa yapsın nasibinin dışında bir şey elde edemez. Ya da senin nasibinde varsa istediğin şey olur. Yoksa ne yaparsan yap onu elde edemezsin.

4)                Ya sabır: (=Sabretmeyi bil, vaktinden önce bahar gelmez.) Günümüzde her şeyi çabucak elde etmek moda oldu. Bunun neticesinde de sabırsız bir nesil meydana çıktı. Oysa hayatın dağdağalarını atlatmakta sabır en önemli haslettir

5)                Bu da geçer yâ hu: İnsan yaşadığı süreç içinde başına gelen olayları büyütmeden, inançlarının gerektirdiği çerçevede değerlendirmesi kendisinin hem psikolojik dengesi hem de beden sağlığı açısından en uygun olanıdır. İşte bu değerlendirme de başımıza ne geliyorsa bu da geçer ya Rab demek muhteşem bir bakış tarzıdır.

Neredesin ah Osmanlı!

Neredesin ey insanlık!

Neredesin benim güzel dini prensiplerim!

Hoşça kalın, hayırla kalın. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi