Recep Çınar

Recep Çınar

Nesrin Diker Öğretmen..

Nesrin Diker Öğretmen..

Her “Öğretmenler Günü”nde ilkokul öğretmenim Nesrin Diker'i ve sınıf arkadaşım Himmet'in hikayesini bu sütunlarda paylaşmak, beni “Sedirler İlk okulu”ndaki  çocukluk yıllarıma götürüyor ve o güzel anılarla tazeleniyorum.  Senede bir gün “başımızın tacı” dediğimiz, diğer 364 gün hatırlamadığımız öğretmenlerimize selam olsun. 

xxx

Yaklaşık 30 yıldır görmediğim ilkokuldan bir arkadaşımla karşılaştım..
İsmi önemli değil...
Evlenmiş, barklanmış...
Hepimiz gibi...
Ama çoluk çocuğa karışamamış...
Hem de uzun bir zaman...
Bir omuzu düşük kalmış yıllarca...
Çocuğu olmamış...
Çocuk hasretiyle kavrulmuş...
Doktorlarla, Hacılarla, Hocalarla arkadaş olmuş, sırdaş olmuş...
“Derdi veren dermanını da verir”den feyz alarak yollara düşmüş...
Aramış...
Araştırmış...
Dualı gecelerinden birinde ellerini “YARADAN”a açmış...
“Yarabbi bana bir evlat ver, kız olursa ismini ilkokul öğretmenimin ismini koyacağım, yavrumun öğretmen olması için de elimden gelen çabayı göstereceğim” diye dua etmiş...
Çünkü, öğretmenine olan sevgisini hep yüreğinde taşımış...
O öğretmen ki, onun ablası, anası, yari olmuş...
Çok sevmiş onu...
Ve birgün duaları kabul olmuş...
Arkadaşımın bir kız evladı dünyaya gelmiş...
Ayakları yerden kesilmiş...
Çok mutlu olmuş...
Biriciğinin, nar tanesinin, nur tanesinin ismini de NESRİN koymuş...
Anlatırken gözleri doldu...
“Allah bana bir kız evlat verdi, ismini NESRİN koydum, okuttum ÖĞRETMEN oldu. Allah'tan daha isteyeyim ki.”
Belli ki çok mutluydu...
O şimdi, 65'li 70'li yıllarda öğrencisi olduğu NESRİN ÖĞRETMEN'in babası...
xxx
İşte bu yüzden NESRİN öğretmen bizim için sadece sınıfa girip çıkan, okumayı yazmayı öğreten biri değildi...
Biz onun, sorduğu soruya doğru cevap verdiğimizde yüzünde açan gülleriyle sevmiştik...
Biz onun, sinirlenince attığı tokadı sevmiştik...
Biz onun, ahıra çevirdiğimiz sınıfa girişini sevmiştik...
Biz onu, anamız gibi sevmiştik...
Biz onu, yarimiz gibi sevmiştik...
Biz onu, ablamız gibi sevmiştik...
Biz onu, su gibi sevmiştik, bize can veren, bizi dallandıran, budaklandıran, yeşerten, meyve verdirten...
Ve biz onu, çocuklarımıza ismini verecek, onu çocuklarımızda yaşatacak kadar sevmiştik...
Ve biz onu hala seviyoruz...
Seviyoruz ki, adını bir kenara değil yüreğimize yazdık...
xxx
Evet...
Hayatımda üç kadını çok sevdim...
Anamı, yarimi ve öğretmenimi...
O bizim NESRİN ÖĞRETMENİMİZ...
Umarım, yaşıyordur...
Eski ismi SEDİRLER, şimdi ki ismi İSTİKLAL olan okulun en güzel öğretmeniydi NESRİN ÖĞRETMEN...
Ve biz onu hiç unutmadık...
Son nefesimize kadar da unutmayacağız...
Ne Mustafa, ne Himmet, ne Kadir, ne Sıdık, ne de diğerleri...
Belki hayat her birimizi başka başka yerlere savurmuş olabilir...
Belki, bir çoğumuz bu dünya'dan gitmiş de olabilir...
Ama, şunu çok iyi biliyorum ki, hayat bizi biryerlere savururken NESRİN ÖĞRETMEN'siz savurmamıştır...
İşimizde, aşımızda, gecemizde gündümüzde, hep yanımızda olduğunu biliyoruz
Onun için öğretmenler “cansuyu”dur...
Ve onları seviyoruz...
Sadece “birgün” değil, nefes alıp verdikleri “hergün” onlara armağan olsun...
İyi ki varlar.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi