Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Neredesin ey insanlık?

Neredesin ey insanlık?

Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yaşanan savaşlar yüzünden ülkelerini terkeden insanların dramı her geçen gün büyümeye devam ediyor. Önceki gün internet sitelerinde ve gazetelerde yer alan fotoğraflar hepimizin yüreğinde fırtınalar koparttı.  Derme çatma botlarla umuda yolculuk yine ölümle bitti. Bodrum sahillerine vuran çocukların cansız bedenleri Türkiye'yi ve sözde "medeni!" dünyaya ayağa kaldırdı...

**

Suriyeli çocukların cansız bedenleri sahilden alınıp, morglara götürüldükten sonra birileri için hayat normale döndü. Denizde yüzenler de oldu, sahilde güneşleyenler de. İşte Türk insanın geldiği son nokta. Biz bu hallere düşecek millet miydik? İnsanlığımızı, duygularımızı, kişiliğimizi, benliğimizi kaybettik. Beton insanlar haline geldik. Neredesin ey insanlık...

**

3 yaşındaki Aylan ve 5 yaşındaki Galip, daha çocukluklarını bile yaşayamadan Akdeniz'in sularında can verdiler. Dünya basını ve Türkiye basını Aylan ve Galip'in sahile vurmuş bedenlerinin yer aldığı fotoğraflara 1. sayfadan yer verdiler. Türk basının büyük bir kısmı da aynı fotoğrafları 1. sayfadan yayınladı. Havuz gazetelerinin gündeminde ise yine "paralel" mevzular vardı... İnsanın bir kere vicdanı nasır tuttuysa hiçbir şey fayda etmiyor...

**

Ortadoğu ülkelerindeki bu anlamsız savaşlar devam ettiği sürece Akdeniz'de mülteci dramları yaşanacaktır. Bugüne kadar Akdeniz'in sıcak sularında binlerce insan umuda yolculuk sırasında derme çatma botlarla can verdi. Ama Aylan ve Galip'in sahile vurmuş cansız bedenleri ilk defa dünyayı bu kadar ayağa kaldırdı. İlk defa güçlü bir ses çıktı. Durdurun bu dramı artık...

**

Suriye, Somali, Irak, Eritre, Sudan, Libya, Mısır gibi ülkelerden kaçıp, Türkiye'ye gelenlerin tek hedefi  bir umut kapısı olarak gördükleri Avrupa'ya ulaşmak. 2012 yılında Türkiye'nin Somali'den getirdiği 500 öğrenciden 400'e yakını bile 1 yıl içerisinde Avrupa'ya kaçmıştı. Türkiye'ye gelen Somalili profesor bile kaçak yollardan Avrupa'ya gitti. Durum bu kadar vahim...

**

Peki ya Avrupa ne yapıyor? Avrupa 3 maymunu oynamaya devam ediyor. Bulgaristan, Yunanistan sınırlarına duvar örüyor. Yunanistan imkanı olsa denizlere bile duvar örecek. Ama teknoloji o kadar ilerlemedi. Avrupa ülkelerinin bir kısmı çok az sayıda Suriyeliyi kabul ediyor. Slovakya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkeler sadece Hıristiyanlık dinine mensup Suriyeleri kabul ediyor...

**

Suriye'de savaşın başladığı günden bu yana 500 bin insan hayatını kaybetti. 6 milyon insan ülkesini terketti. 100 bine yakın insan kayıp. Bir ülkenin kaderiyle nasıl oynandı tarih bir gün yazacak. Bir ülke nasıl tarumar edildi  ileride tarih kitapları yazacak. İşin acı tarafı ise bütün bu cinnet ortamının oluşmasına bizim de tuz biber ekmemiz. AB ülkelerinin kayıtsız tutumu, İran, Rusya ve Çin'in rejime sonsuz desteği, İsrail ve ABD'nin kirli oyunları bu yangının büyümesine neden oldu....

**

Bir gün bölgemize mutlaka barış gelecektir. Ama bu savaşın sorumlularını nasıl bir son bekliyor, çok merak ediyorum. Nasıl can verecekler acaba? Aylan'ın, Galip'in ve diğer Suriyeli çocukların vebali savaş baronlarının soyunu kurutacak mı? Ne yaparsanız yapın, nereye kaçarsanız kaçın Suriyeli çocukların hayali peşinizi bırakmayacak. Rüyalarınıza bile girecek. Son nefesini vermekte olan Suriyeli çoçuğun "Allah'a herşeyi anlatacağım" sözünü hiç unutamıyorum...

**

Yaşadıklarımızı anlatmaya artık kelimeler kafi gelmiyor. Bir taraftan her günümüz şehit her günümüz cenaze. Bir taraftan minicik bedenlerin cansız bedenleri. Türkiye koca bir cenaze evine döndü. Ülkenin dört bir yanına şehit ateşi düştü. Sadece Konya 1 ayda 5 şehidini ebediyete uğurladı. Bugün bir şehidimizi daha uğurlayacağız. Mardin'deki  terör saldırısında Ahmet Akalın isimli polisimiz şehit oldu. Şehidimize Allah'tan rahmet, ailesine ve milletimize sabır diliyorum....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi