Tek parti hükümeti olmanın avantajı ile TBMM’indeki sayısal çoğunlukları sebebiyle diledikleri kanunu diledikleri şekliyle çıkaran AK PARTİ hükümetinin yaptığı en büyük yanlışlardan birisi çıkardıkları kanunlar daha uygulamaya girmeden değişiklik yapma ihtiyacı hissetmeleridir.
Son günlerde sıkça tekrarlanmaya başlayan bu hatalı davranışlar hatırlarsanız 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu ve 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununu kabulüyle başladı.
Bunlardan ilki İhale Kanununda temelde bulunan eksikliklerin giderilmesine yönelik olarak Avrupa Birliği’nin de önerileri doğrultusunda 2002 yılında çıkartılan 4734 sayılı kanundur.
4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu yürürlüğe girdiği 2002 tarihinden bu güne kadar yanlış saymadı isek 23 kez, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununu ise yine yürürlüğe girdiği 2002 tarihinden bu güne kadar yanlış saymadı isek 4 kez değişikliğe uğradı.
Şöyle bir bakarsanız milletvekillerinin bir kısmı değişmiş olsa da kanunu yapan meclis aynı meclis, kanunu teklif olarak getirip yasalaştıran parti aynı parti.
Peki bu değişiklik niye o zaman?
Neden 10 yıllık sürede bir kanunda aynı siyasi iktidar tarafından 20’den fazla değişiklik ihtiyacı hissedilir?
Veya bu değişikliklerin hepsi bir veya 2 kez yapılan değişikliklerle karşılanmaz?
Kanunda yapılan değişikliklerin kimlerin işine geldiği veya kimlerin işlerine geleceği ayrı bir bahis.
Yine kanunda yapılan değişikliklerle bir kısım kamu kurumlarının kanun kapsamı dışında tutuluşu da ayrı bir soru meselesi.
Yapılan yanlışlıkların bir başkası da hemen önümüzdeki aybaşında yürürlüğe girecek olan Borçlar Kanunu'nda yapılan bir değişiklik.
Bu kanunda yapılan değişiklikle AKP Hükümeti 1 Temmuz'da yürürlüğe girecek olan Borçlar Kanunu'nda kiracıları koruyan 10 kritik düzenlemeyi 8 yıl süreyle erteleyerek 1 hafta sonra uygulamaya girecek kiracıları koruyucu düzenlemelerle ilgili olarak kiracılara bir son dakika golü atmış oldu.
Geçen yıl bu hükümet eliyle çıkarılan Borçlar Kanunu sayesinde kiracıyı koruyan bir hale getirilmiş olan mevzuat ile yasanın 1 Temmuz'da yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştı. Basının "Kiracılar yaşadı" yorumlarına neden olan ve kamuoyundan büyük destek gören Borçlar Kanunu'nda gece aniden yapılan torba yasa teklifi değişikliğiyle, geçen yıl çıkarılan 11 Ocak 2011 tarihli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun kiracılarla ilgili toplam 10 maddesinin 8 yıl süre ile ertelenerek uygulama 2020 yılına ertelenmiş oldu.
Peki, gece yarısı yapılan bu değişikliğin makul bir sebebi var mı veya kamuoyuna açıklandı mı?
Elbette Hayır. Açıklanma ihtimali var mı? Yine elbette hayır.
Hükümetin değişiklik yaptığı kanunlardan bir tanesi de Sayıştay Kanunudur.
Yapılan değişiklikle Sayıştay’ın yerindelik denetimi yapma imkânı ortadan kaldırılmıştır.
Sayıştay’ın askeriyenin de hesaplarını inceleyeceği balonu ile milletin bir taraftan tabir caiz ise gazı alınırken, diğer taraftan Sayıştay’ın denetim mekanizmalarından olan ve hukuki denetim, mali denetim ile performans denetiminin ayrılmaz parçası olması gereken yerindelik denetimi elinden alınarak tüm denetim mekanizması nerede ise tamamen işlevsiz hale getirilmiş olmaktadır.
Bu güne kadar yapıldığı haliyle hukuki denetimin özellikle Yerel Yönetimlerin yaptıkları hataları ve israfı önlemeye yönelik olmadığı göz önüne alınırsa, yerindelik denetimi olmadan yapılacak bir denetimin israfı ve savurganlığı daha da artıracağı aşikârdır.
Ne idüğü belirsiz eğlenceler ve mesela Doç. Dr. Halil ÜRÜN ne de çok geziyor diyenlerin son günlerde artış temayülü gösteren seyahatlerine bakın, ne dediğimi anlarsınız.