Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Ne Yapalım?

Ne Yapalım?

Siyâsi iktidârı hedef alan ve ülkeyi milyonlarca dolar zarara uğratan 17-25 Aralık operasyonlarından bu yana ülkenin ve insanımızın içine düştüğü olumsuzluklar zinciri bir türlü bitmek bilmiyor. Durmadan birbirlerini itham eden her rütbeden insanlar, hoşgörü ve hakkaniyet çizgisinden uzak yapılan medyatik değerlendirmelere ilâveten internet üzerinden yapılan rüyâlı yorumlar olayları daha bir giriftleştiriyor. Biz her zaman bu köşemizde hangi sıkıntılı duruma girsek insanımıza hep itidal, olgunluk, mâkuliyet ve geniş bakış açısı tavsiye etmişizdir. Umutkar sözler yazmış ve geleceğin aydınlığını işâret etmişizdir. Yine aynı duygularla bu yazımıza başlamak arzusundayız. 

Çok soğuk olmasa da kış günlerindeyiz. Şubat soğuğundayız ama ardından gelen Mart ayı ilk bahar aylarının ilki ve başlangıcı inşaALLAH yâni Nisan’da ilkbahar tüm güzelliğiyle sükun edecek, çiçekler bir farklı açacak yüce Yaratıcı’nın izniyle hep birlikte o günleri görelim Cenâb-ı Hak dilesin dostlar. Mart iyi günlerin müjdeleyicisi olsun hem ülkemiz hem insanımız için diyoruz. İnsanımıza ümit ve umut aşılamak bize yakışandır. Peygamber aleyhisselam’da zor bir çağa gelmişti ve O aleyhissalâtu vesselam tüm zorlukları, engelleri büyük bir azim ve kararlılıkla aştı ve ideal bir nesil oluşturdu. Allah’ın (c.c) izniyle bugün de nice zorluklar ve sıkıntılardan çıkılacaktır, bundan endişeniz olmasın. Her karanlık gecenin bir aydınlık sabahı vardır.

Önce şunu bilelim ki biz kardeşiz. Kardeş kardeşin aleyhinde atıp tutmaz, yalan yanlış iddialarda bulunmaz, onu zor duruma sokmaz, ona zulmetmez, onu yalnızlığa terk etmez. Bilâkis Müslümanlar birbirlerinin ihtiyaçlarını giderip sıkıntılarını bitirirler. Irk ve renk ayrımı gözetmeksizin kardeşlik hukûku çerçevesinde birbirlerini üzüntüye sevk edecek kötülükler yapmazlar, şiddete başvurmazlar dâima birbirlerinin hüznüne, gamına, kederine ortak olurlar, yaraları sarar, hep mazlumun yanında bulunurlar. Müslüman bilir ki, kim bir Müslüman kardeşinin sıkıntısını giderirse Cenâb-ı Hak’da onun kıyâmetteki sıkıntılarını giderir. Bunların yanı sıra imanlı kişiler mutluluk, huzur ve başarıyı da paylaşırlar, birbirlerine köstek olmayıp destek olurlar. Kendisi için olan tüm güzelliklerin başka kardeşleri için de olmasını isterler. Bütün bu yazdıklarımız en ideal Peygamberî ölçütlerdir. Bunlar kitapların arasında kalsın diye değil tatbik edilsin diye vardır. O halde nedir bu yaşananlar?

Ortalıkta konuşanlar genelde imanlı Müslüman insanlar. Herkes kendisinin haklı olduğunu iddia ediyor hatta bu iddialarını doğrulamak için olmadık yollara başvuruyorlar. Yalan, iftira, hile, tuzak, kirli bilgi biriktirme, hep kendini haklı görme, makamına güvenme, hırsına yenilme, kibre düşme, amaca ulaşmak için pek çok yanlış aracı kullanma, kendi gibi olanları kayırma diğerlerini öteleme… Daha yazalım mı? Nedir bunca karmaşa! İlla Rabb’in ikâzı mı gelmeli? Anlaşılan o ki akıllara durgunluk gelmiş, zihinler dumura uğramış. Olmaz herkes iki elini başına koysun sâkince düşünsün, ne yaptığını, neler yıktığını lütfen hesap etsin. El âlem bize uzaktan kıs kıs gülüyor. Türkiye’yi de bu hâle düşürdük ya, diye elin oğlu ellerini ovuşturuyor, bizdeki muhalefetin de keyfine diyecek yok hani. Ona da bol malzeme çıktı. İlkeli davranış sergileyen adam arıyoruz.

Lütfen eğri otursak da doğru konuşalım. Müslüman’ca davranışlar sergileyelim Allah (c.c) rızâsı için. Kendi kardeşlerimize değil İslam düşmanlarına tuzak kuralım. Birbirimizi arkadan vurmayalım, gizli hedefler peşinde koşmak yerine açık, net ve tutarlı olalım, şer güçlerle ittifak yapmayalım. Zâlimliği dünyâca tescilli olanlarla değil yıllardır acı ile yoğrulmuş mazlumlarla yan yana duralım. Hak ve hakikat düşmanlarına savaş açalım, oyunlar düzerek hilelerini bozalım inanan Müslümanlara bu çirkinlikleri icra etmeyelim. Dünyânın gücünü elinde bulunduranlardan değil yalnızca yüce Rabb’den medet umalım ama onlara karşı da gereken tedbirlerimizi alalım. Allah (c.c)’dan başka gerçek dost olmadığını ruhumuza idrak ettirelim. Gücü elinde bulunduranlarla kol kola, gönül gönüle gezmeyelim yarın onların işi bittiğinde bizi de haklayacaklarını, arkadan vuracaklarının hesâbını yapalım, kâfirlere-fâsıklara değil Müslümanlara güvenelim.

İhlaslı, vakarlı, sözleri ve icraatleri tutarlı olalım ama ikiyüzlü ve sahtekar olmayalım. Gurupçuluk, hizipçilik ve cemaatçilik yerine kardeşlik bilincinin peşinden koşalım, ümmet olma derdinde olalım. Böylesi ihtiraslar için ülkemizi yangın yerine çevirmeyelim. Buna hiç kimsenin hakkı yok. Son günlerde memleketimize verilen maddi ve mânevi zarârın hesâbını vicdanlarımızda yaparak kişiliklerimizle bir kez daha yüzleşelim Hak rızâsı için. Herkes yerini, konumunu, durumunu bilmeli ve devlet büyüklerine yol gösterme hevesine kapılmamalı. Hakikatleri kendi tekelimizde görmeyip bizzat kendimiz hakikatlere teslim olarak tek benim düşüncem hak değil başkalarının da haklı görüşleri var diyelim ve hâdiseleri denge-itidal-adâlet ölçüsünce değerlendirelim.

Son olarak, Müslümanlar için beddua değil dâima dua edelim, müminlerin hayrını isteyelim, günahkarlara, isyankarlara, bilmeyenlere hep ıslah olmaları için dua ama dünyânın zâlimlerine, zorbalarına, kâfirlerine beddua edelim. Böyle olursa hakiki Müslümanlığın gereğini ifâ etmiş oluruz. Ortalıkta süt liman olur, haksız mıyız?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi