Oğuzhan Kara

Oğuzhan Kara

Namazın rükunları

Namazın rükunları

Allah-ü ekber

Bizleri yoktan var eyleyen, yarattığı varlıklar içerisinde bize ruh verip bizi canlı eyleyen, yarattığı canlılar içerisinde bize akıl verip bizi insan eyleyen, yarattığı insanlar içerisinde bize iman nimetini verip bizi müslüman eyleyen, o müslümanlar içerisinden bize tarih nimetini verip bizi, bin yıldır islama ve insanlığa hizmet ettiren ve yarattığı insanlar içinden bizi, bugünlere müslüman olarak ulaştıran Rabbimize hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen liderimiz, önderimiz, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v) salat ve selam olsun.

Hadesten taharetle manevi kirlerden, necasetten taharetle maddi kirlerden arınarak, setrul avretle edebimizi takınarak, günde en az beş vakit, kalıbımızla Kabe cihetine, kalbimizle de Alemlerin Rabbi olan Allah’a yönelerek şartlarını yerine getirdiğimiz namazımızın rukunları: İftidah tekbiri, kıyam, kıraat, rüku, sücud ve kade-i ahiredir.

İftidah Tekbiri: Namaza, “Allahü Ekber” diyerek başlamaktır. İftidah tekbirinin sahih olabilmesi için, niyet ile tekbir arasında yeme, içme, söz söyleme gibi namaza aykırı şeylerin olmaması gerektiğini ve “Allahu Ekber” sözünü tecvid kaidesine uygun olarak söylememiz gerektiğini unutmuyoruz.

Var olan; varlığının öncesi ve sonrası olmayan, varlığında eşsiz olan ve tek büyük olan Rabbimizin huzuruna dururken, teslimiyetin ifadesi olarak ellerimizi yukarı kaldırarak “Allahü Ekber” diye nida ediyoruz.

Minarelerden yükselen ezanlarımızda, farz namazlara son hazırlık olan kametlerimizde, namazımızın rukünlarında, gaza meydanlarında, sevincimizde, hüznümüzde ilk sözümüzdür Allahü Ekber.

Sen emrettin, ben geldim Allah’ım. “Buyur Allah’ım buyur! Emrine amadeyim buyur! Senin hiçbir ortağın yoktur. Emrine amadeyim buyur! Hamd yalnızca sanadır. Nimet de senin, mülk de senindir. Senin hiçbir ortağın yoktur.”

Tecvid kaidesine uygun olarak söylediğimiz iftidah tekbirindeki manaya ulaşma derdindeyiz. Bu derdimizdendir ki alemlerin Rabbi olan Allah’ı hatırlıyoruz. Yaratan, yaşatan, yöneten, kendisine kulluk yapılan, kendisinden yardım istenilen ve hesap sorandır Allah.

Yaratandır Allah: Teneffüs ettiğimiz havayı, toprağı, suyu, yaprağı, çiçeği, arıyı, kuşu, kelebeği yaratan Allah’tır. Üzerinde yürüdüğümüz dünyayı, bizi ısıtan ve ışıtan güneşi, ayı, yıldızları, galaksileri, sonlu uzay boşluğunu yatandır Allah. “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Âl-i İmrân Sûresi 189)

Yaşatandır Allah: Kainattaki her şeyi insanın istifadesine sunarak, kullarını, rahmetiyle yaşatandır Allah. Nefes almadan yaşayamayacağımız gibi aldığımız nefesi geri vermeden de yaşayamayız. Yemeden, içmeden yaşayamayacağımız gibi yediklerimizi ve içtiklerimizi sindirmeden de yaşayamayız.

Canlı ve cansız yarattığı bütün mahlukata bir ömür tayin eden ve kendisi baki olandır Allah. “Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacaktır.” (Rahman Suresi 26,27)

Yönetendir Allah: Yarattığı mahlukatın nerede, ne zaman, nasıl hareket etmesi gerektiğinin kuralını koyandır Allah. Nasıl yürüyeceğimizin, alış verişi nasıl yapacağımızın, anne babamıza, eşimize, evladımıza, komşumuza, akrabamıza, insanlara ve tüm yaratılmışlara nasıl davranacağımızın kuralını koyandır Allah.

Helal ile haramı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini, doğru ile yanlışı, faydalı ile zararlıyı, hak ile batılı Kerim Kitabımız ile tarif edendir Allah. “Yağmurlu göğe andolsun. Yarık yarık çatlamış yere andolsun. Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırt eden bir sözdür.” ( Târık Suresi 11,13)

Müslümanın her alandaki ölçüsü de refaransı da dinimiz islamdır. Alemlerin Rabbi olan Allah’ın, faizi, içkiyi, kumarı, haksız kazancı, zulmü, iftirayı yasak ettiğini, namazı, orucu, zekatı, güzel ahlakı, adaleti, dosdoğru olmayı emrettiğini bilen Müslüman, kendini kandırma. İyi ama, fakat, lakin diye başlayan mazeretlerden vazgeç.

Kendisine ibadet edilendir Allah: İbadet, yalnız Allah için ve Allah’ın emrettiği şekilde yapılır. “Hiçbir nefse taşıyamayacağı yükü yüklemeyen alemlerin Rabbi olan Allah’a, kulluğumuzun gereği olan ibadetlerimizi, bütün takadimizle, kibirlenmeden, son nefesimize kadar sürdürmektir bize düşen.

Hesap sorandır Allah: Akil baliğ olduğumuz andan son nefesimize kadar, her anımızın hesabını soracak olandır Allah. “Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek. Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?”(İnfitar Suresi 4,8)

Yardım istenilendir Allah: Üzerimize düşen vazifeleri yapmakla beraber, Allah’ın izni olmadan bir yaprağın bile yere düşmeyeceğine inanan müslümanlar olarak Rabbimizden istiyoruz. Rabbim; bizi, namazlarını hakkıyla kılanlardan eyle, kendine kul, habibine ümmet eyle. Rabbim, bizi hatalarında ısrar eden gafillerden eyleme. Rabbim; bizi, neslimizi, beldemizi, memleketimizi ve islam ümmetini muhafaza eyle. Rabbim; bütün insanlığa hidayetini nasip eyle.

Allah’a emanet olunuz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Oğuzhan Kara Arşivi