Alemlerin Rabbi, rahman ve rahim olan, din gününün sahibi, yaratan, yaşatan, yöneten, rızık veren, kendisine kulluk yapılan, rızası gözetilen ve kendisinden yardım istenilen ve hesap soran Allah’a hamdolsun. Kıyamete kadar gelecek bütün insanlığa rehber olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.v.) salat ve selam olsun.

Allah’a ve Rasulüne iman eden Müslüman, bu imanının gereklerini yerine getirirken neyi, nerede, ne zaman, nasıl, ne kadar ve niçin yapması gerektiğini bilir.

İbadetlerin; namazın, orucun, zekatın, haccın, cihadın, ticaretin, tarımın, sanayinin, eğitimin, evliliğin, sağlığın, sporun, hukukun, konuşmanın, yürümenin, yeme içmenin… kurallarını koyar dinimiz islam. İşlerimizin ibadet olabilmesi için de yaptığımız işlerle ilgili bir takım şartları (farz, vacip, sünnet, edep) yerine getirmemiz gerektiğini bizlere öğretir dinimiz islam.

***

Kıyamet günü ilk hesaba çekilecek olduğumuz, dinimizin de direği olan namazımızın hazırlık farzları altıdır: Hadesten taharet, necasetten taharet, setr-i avret, istikbal-i kıble, vakit ve niyet. Rabbimizle buluşma anımız olan namazımızda bilinci yakalayabilmemiz için bu ön şartları eksiksiz yerine getirmemiz gereklidir.

Hadesten Taharet: Namaz kılacak olan kişinin hükmi pislik denilen “hades’’ten güsül, abdest veya teyemmüm ile arınmasıdır. Alemlere rahmet Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.

Gözümüzle göremediğimiz bir virüsten bile korunabilmak için temizliğimize dikkat ettiğimiz şu günlerde evimizden çıkarken, işimize başlarken, yatağımıza uzanırken bile abdestli olmaya dikkat edeceğiz.

Necasetten Taharet: Namaz kılacak kişinin bedenini, elbisesini ve namaz kılacağı yeri temizlemesidir. Müslüman, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) “temizlik imanın yarısıdır” benzetmesini aklından çıkarmaz, bedenini, elbisesine, evini, çevresini temiz tutar.

Tanıdığımız veya tanımadığımız bir kardeşimizle olan randevumuzda kişisel temizliğimize mutlaka dikkat ederiz. Alemlerin Rabbi olan Allah ile buluşma anımız olan namazımızda da farzına, sünnetine ve edebine riayet ederek aldığımız abdestlerimizle hazırlanırız. Abdestini özenle alan Müslümanlar olarak, vücudumuzdan süzülen her damlayla günahlarımızın dökülebileceğine iman ederiz.

Beden temizliğine dikkat ettiği gibi inanç, duygu ve düşünce dünyasının merkezi olan gönlünün temizliğine de dikkat eden Müslüman, namazın gönül temizliğine giden yolun başlangıç noktası olduğunu bilir. Namazlarıyla Allah'ı zikreder, dualarıyla Allah'tan bağışlanma diler, yardım ister.Dünya meşgaleleriyle kirlenen gönlünü, günde beş defa Rabbinin huzurunda nefsini hesaba çekerek Kur'an, zikir, tesbih, hamd, tevbe ,dua gibi manevî cilalarla cilalar, nurlandırır. Gönlünü işgal eden mâsivâyı; Allah'tan gayrı ne varsa herşeyi reddeder. Müslüman, İbrahim(a.s.) şuuruyla putları kırarmışçasına gönül mabedine dikilmiş, putlaşmış, putlaştırılmış mal,makam,şan , şöhret, eş ,evlat, dünya sevgisi, benlik, batıl ideoloji vb. şeyleri temizler, bunları helal süzgecinden geçirir, secdegahını yalnız Allah'a haşreder , gönlünü namaz ruhuyla fethedip Allah'a teslim eder böylece gönlü mutmain olur.

***

Setr-i Avret: Avret, insan vücudunda başkası tarafından görülmesi ayıp ya da günah sayılan yerlerdir. Setr-i avret, namaz kılacak kişinin bedeninde örtmesi gereken yerleri dinimiz islamın belirlediği ölçüde örtmesidir. Avret yerlerinin namazda olduğu gibi, namaz dışında da örtülmesi ve başkalarına gösterilmemesi gerekir.

Müslüman, herşeyin kendisinde emanet olduğunu bilir; her alanda ve her durumda dimimiz islamın kurallarına uyar. Ve Müslümanın tesettür ölçüsü mevsimlere, haftanın günlerine, hava durumuna, mesaide veya tatilde oluşuna göre değişmez.

***

Allah'ın huzuruna çıkarak Allah'la buluşmaya, Allah'la konuşmaya vesile olan namazımıza hadesten taharetle manevî kirlerden arınarak, necasetten taharetle maddî kirlerden arınarak ,setrul avretle edebimizi takınarak hazırlanıyor ,basamak basamak ulu makama çıkmaya gayret ediyoruz.

Namazımız makbul makamımız âlî olsun.

Allah’a emanet olunuz.