Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

MİLLİ VE YERLİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ İSTİYORUZ

MİLLİ VE YERLİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ İSTİYORUZ

Efendim yeni eğitim öğretimi yılının başlaması münâsebetiyle eğitim ile ilgili yazılarımız bir süre devam edecek. Müsâdenizle;

Bugün maalesef ülke sınırları da dâhil olmak üzere, gönül ve duygu dünyâmızın sınırlarının başkaları tarafından masa başında çizildiği bir dünyâda yaşıyoruz. Bu acınası ortamdan çıkmak ve kurtulmak için kendi kök medeniyetimize bağlı, asil ahlâkî değerlerimizle yoğrulmuş faziletli ve ideal sâhibi bir gençlik yetiştirmemiz gerekiyor. Şu hakikat iyice bilinmeli, medeniyet ve mâneviyâtımızı bilmeden verilen eğitim sistemiyle gelecek nesiller inşa edilemez. ‘Geleceğimiz köklerimizde ve şerefli mâzi değerlerimizdedir.’ Denir. Bu anlayış ne kadar doğru bir bakıştır! Okumayan, akletmeyen, fikretmeyen, insanının derdiyle dertlenemeyen, vatanını kalkındırma çabası olmayan sâdece kişisel gelecek hedefleyen eğitim sistemi, insanı ancak bencilleştirir, robotlaştırır, başkasına uşaklık ettirir o kadar. Halbuki devlet eliyle verilen hem de başında ‘milli’ olan bir eğitim sistemi, memleketini en ileri düzeyde kalkındırma idealine sâhip, aynı zamanda vatan savunmasına canı pahasına koşan nesiller yetiştirme hedefinde olmalıdır.

Hep deriz; ümmetin ve dahi dünyânın ufku ve geleceği bizim değerlerimizdedir. Topyekûn insanlığın, insânî şeref ve haysiyetin korunması, insanlığın insanca yaşaması yalnızca bizim medeniyetimizin düsturlarıyla mümkündür. Batı geçmişte kendi yaptığı rezilliklerin ortaya dökülmesinden çekiniyor. Afrika’yı nasıl sömürdüğünü, insanlara kendi çıkarları için ne zulümler yaptığının açıklanmasından korkuyor. O yüzden durmadan ‘hümanizm’ felsefesinden bahsediyor. Batı bugün olmayan bir şeyin hiç olmazsa algısını oluşturayım derdindedir. Ama heyhat! Hakikatler ortada, cereyan eden hâdiseler ve târih bunu ispat ediyor…

Dolayısıyla, biz ‘batasıca Batının eğitim sistemi’ni değil artık tamı tamına, ‘yerli ve milli’ olan kendi eğitim sistemimizi yeniden inşa etmek zorundayız. Temeli şerefli mâziye dayanan, kökü tertemiz asil değerleri ihtiva eden bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Ancak şurası açık ki, bu hususta doğrusu çok geç kaldık. Son yirmi senede her hususta devrim niteliğinde gelişmeler icra edildi. Fakat ne yazık ki aynı ataklar, eğitim sahasında gerçekleştirilemedi. Bu üzücü bir gerçek!

Gençlerimizin bilginin yanı sıra, zihin ve duygu dünyasının bize âit değerlerle donatarak yetiştirilmesi şarttır. Eğitimden amaç yalnızca kuru bilgi vermek değildir. İnsanların iç dünyâlarının ihmal edilmesiyle gerçekleşen eğitimden korkunç yanlışlar çıkar. Akıl-ruh-kalp birlikteliği çerçevesinde ilim-irfan-hikmet ile kuşanmış eskiye benzer yeni nesiller oluşturmak, biz eğitimcilerin en büyük hedefi olmalı. Günümüzdeki dijital çağda bu bahsettiğimize rağbet olmayacağı âşikardır. Ancak el âlem senelerce ne idüğü belirsizlerle gençlerimizi hemhal etmek için ne kadar çaba harcadıkları, zihinleri malâyâni ile doldurmak adına ne şekilde başaracaklarına kafa yordukları kadar biz de ayni titizlik ve hassâsiyetle bu hayâtî işe kafa yormalı, heyetler teşkil etmeli, çalışmalar yapmalıyız. Yoksa gençlik elden gidiyor. Masa başında bizim hâdiselere nasıl bakmamız gerektiğine, Müslümanların duygu dünyâlarını nasıl berbat edeceklerine dâir planlar yapılırken, biz olanları daha ne kadar seyredeceğiz? Yeter artık, ne zaman uyanacağız???

Tekrar etmek isteriz, bize âit, bizim değerlerimizi özüne sindirmiş, mâzisinden utanmayan, kendi kültürüyle şeref duyan karakter donanımına sâhip gençleri bir an önce inşa etmek durumundayız. Bu dönem bunu yapmazsak artık çok geç olabilir.

Efendim şimdilik burada kalalım, diğer yazımızda konumuza devam edelim inşaALLAH. Hayırlı Cumâlarınız olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi