Her yıl 7-17 aralık tarihleri arasında Hz.Mevlana'nın ölüm yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilen anma törenlerine az bir süre kaldı. Dün gerçekleştirilen bir basın toplantısı ile mülki erkan, törenlere hazırız görüntüsü verdi.

 

Açıklamalara ve sorulara verilen cevaplara bakılırsa eski tas eski hamam devam ediyor... Özgün Mevlevi ayininden uzak, göze hoş gelen ama Mevlana'nın 'bizar' edildiği törenler aynı şekilde yapılacak. 

 

Konya kamuoyunda defalarca istenilmeyen adam ilan edilen Ahmet Özhan yine sahnede olacak. Basın toplantısında 'Neden Özhan'da ısrar ediliyor?' sorusuna; “Etkinliklerin içeriğini tertip komitesi belirliyor, gerekirse tartışılabilir” cevabı da ilginç geldi. Kimmiş bu tertip komitesi? Daha kaç yıl tartışılacak acaba?

 

Etkinliklerin ilk gününde yer alan “Uluslararası Konya 'Dünya İnançları ve Pencereler'

Fotoğraf Yarışması Ödül Töreni” tesadüf gibi görükse de aslında Mevlana'ya yüklenmek istenen misyonu anlatıyor. Şimdilerde kanlı düşmanmış gibi gösterdikleri grubun çokça çaba sağladığı “Dinler arası diyalog” çalışmalarına hala alet olunuyor. “Gel ne olursan ol yine gel mesajı” verilip “Ne olursan ol, cennete...” şekline çevrilmeye çalışılıyor.

 

Törenler kapsamında düzenlenen programlara katılanlar “sevgi, hoşgörü” mesajlarından içleri huzurla evlerine dönecek. Bir psikolog tanıdığım, pek çok vatandaşın törenlere devamlı olarak geldiğini ve çoğunun huzur bulmak ve rahatlamak için bunu tercih ettiğini söylemişti. Mevlana mealen, “Anlattıklarım Kur'an ve sünnetten başka bir şey değildir. Bundan başka bir şey nakledenlerden uzağım, bizarım” diyor. Kur'an rahatlama ve huzur bulma kitabı değil halbuki...

 

Müslümanlığın üzerimize yüklediği mesajları değil de “uyuşturacak” mesajları verip göndereceğiz. Ola ki Mevlana'nın "Din düşmanları olanların başına kılıç ol. Sakın tilki oyununa ve onun gibi yaltaklanmaya kalkışma. Arslan ol ve arslan gibi heybetli ve cesâretli bulun" beytini bir konuşmacı programlarda söylerse “Diyalog”a zarar vermekle suçlayabiliriz.

 

Mevlana bu değil. Mesnevi'yi okuyan biri de bunu açıkça görecektir...