Merkezi Ezan Son Bulsun Artık
Merkezi Hükümetin doğuda yaptığı açılımlar doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı'nın talimatı üzerine Diyarbakır Müftülüğü, 20 Mayıs 2011 Cuma gününden itibaren merkezi ezan sisteminin kaldırılmasına ve vakit namazı ezanlarının her cami için ayrı ayrı kendi başlarına okunmasına karar vermiştir.
Bununla ilgili haberler geçen hafta yazılı ve görsel basında hatta PKK sözcülüğüne soyunan basın yayın organlarında bile yer aldı.
Diyanet mensubu imam ve hatiplerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarından bir kısmı bu gelişme ile ilgili olarak açıklamalar yaptılar.
Genel olarak devlet kurumlarında yapılan uygulamalar ülke genelinde her bölge ve şehirde aynı anda yapılırken bu defa Diyanetin uygulaması ya bölgesel bir uygulama olarak yapıldı veya bizim şehrimizdeki müftüler bu uygulamayı hayata geçirmeme yolunu tercih ettiler.
Merkezi ezan uygulaması Türkiye’de egemen siyasi gücün Müslümanlara yönelik ilk uygulaması olmadığı gibi, eline tekrar tek parti dönemindeki fırsatlar gibi yeni bir fırsat geçtiğinde yapacağı yeni uygulamalar sebebiyle son uygulaması da olmayacaktır.
28 Şubat süreci adı altında yaşanan baskı ve zulüm günlerinde birazda milletin ses çıkarmaması nedeniyle Müslümanların dini inanışını kendi denetimi ve kontrolü altına almak amacı ile yapılan diğer uygulamalar yanında Diyanet İşleri Başkanlığı merkezi ezan ve merkezden vaaz sistemine geçmişti.
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden itibaren özellikle de İsmet İnönü devrinde saldırgan militan laiklik adına üstelik de Müslüman olarak kabul edilen kişiler eliyle İslam dininin baskı altına alınması, Milletin dininden, diyanetinden, 1400 yıllık değerlerden koparılması uygulaması başlatılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı devletin diğer kurumlarında uygulamaya konulan 28 Şubat süreci uygulamalarını referans alarak bünyesinde merkezi ezan ve merkezi vaaz sistemini uygulamaya koymakla imamlarımızı ve vaizlerimizi cami cemaatinden koparmış, din görevlilerinin cemaati ile olan iletişim bağlarını kesmiştir.
Toplumumuzun manevi birlikteliğine zarar veren, aralarına görünmez perdeler koyan bu zalim uygulamanın merkezi sistemle merkez kaygısı güdülerek sürdürülmesi, maalesef bu güne kadar devam ede gelmiştir.
İslam dininin bir nevi zabt-u rabt altına alınmaya çalışıldığı bu uygulama ile camilerimiz tek parti iktidarındaki uygulama benzerliği ile toplum hayatından çıkarılmaya çalışılmış, Peygamberimiz(SAV) ve Sahabeler(RA) döneminden bu yana belki de hiç olmadığı bir şekilde sohbet, vaaz ve nasihat ortamı ortadan kaldırılmıştır.
Diğer vakit namazları neyse de özelikle sabah namazlarında cami cemaati kapıda imamını bekler vaziyete düşürülmüş teneke cızırtısı bir sinyal ile başlayan ve biten merkezi ezan nedeniyle imamlar yok sayılarak cemaat nezdinde işlevsiz bir hale düşürülmüştür.
Adeta cami cemaatini kendi haline terk edilmiş bir duruma düşüren merkezi vaaz sistemi ve ezan uygulaması ile diğer taraftan imamlar da cemaatinden uzaklaştırılmış ve aralarındaki diyalogları koparılmıştır.
Karşısında kendisini muhatap alan, gerektiğinde jest ve mimikleriyle cemaatin nabzını tutabilen bir imam veya vaizin olmaması nedeniyle cami cemaati bant kaydı ile arasında hiç bir fark olmayan bir vaaz sistemi ile kimi neyi dinlediğini bile bilmez bir duruma düşürülmüştür.
Yeni bir dönemin başlangıcı olacak diye ifade edilen genel seçimler yapıldığına göre, Diyanet İşleri Başkanlığı Konya Müftülüğü de tek tip insan ve tek tip düşünce anlayışı zihniyetinden vazgeçmeli ve derhal Konya’mızda da merkezi ezan, merkezi vaaz ve merkezi hutbe uygulamasını ortadan kaldırmalıdır.
Böylelikle camilerimiz ve mescitlerimiz, resmi ideolojinin ve saldırgan, militan laiklik politikalarının kuşatma ve işgalinden kurtarılacak, sadece Allah\'ın (CC) isminin yüceltildiği mekânlar haline dönüştürülecek ve her mahallenin, her caminin kendine özgü bir cemaati olduğu gerçeğini göz önünde tutan imamlarımız ve vaizlerimiz sayesinde cami cemaatinin ilmine, ufkuna, anlayışına göre irşad vazifelerinin yerine getirilmesi sağlanmış olacaktır.
Her dönem hükümetin uygulamaları nedeniyle Konya’nın en güçlü desteği verdiğini iddia eden siyasiler de böyle bir uygulamaya destek vermek ve hükümetin demokratikleşme adımları ile örtüştüğüne inandığımız bu uygulamayı seçim sonrası şehrimizden başlatmakla yaptıkları hatalardan vazgeçme yönünde de bir başlangıç yapmış olurlar.
Hem böylelikle 28 Şubat süreci kararlarının uygulanması veya kaldırılması konusunda yerel yöneticiler ile Konya müftülüğünün kimin safında yer aldığı da daha bir belirginleşmiş olur.
Bununla ilgili haberler geçen hafta yazılı ve görsel basında hatta PKK sözcülüğüne soyunan basın yayın organlarında bile yer aldı.
Diyanet mensubu imam ve hatiplerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarından bir kısmı bu gelişme ile ilgili olarak açıklamalar yaptılar.
Genel olarak devlet kurumlarında yapılan uygulamalar ülke genelinde her bölge ve şehirde aynı anda yapılırken bu defa Diyanetin uygulaması ya bölgesel bir uygulama olarak yapıldı veya bizim şehrimizdeki müftüler bu uygulamayı hayata geçirmeme yolunu tercih ettiler.
Merkezi ezan uygulaması Türkiye’de egemen siyasi gücün Müslümanlara yönelik ilk uygulaması olmadığı gibi, eline tekrar tek parti dönemindeki fırsatlar gibi yeni bir fırsat geçtiğinde yapacağı yeni uygulamalar sebebiyle son uygulaması da olmayacaktır.
28 Şubat süreci adı altında yaşanan baskı ve zulüm günlerinde birazda milletin ses çıkarmaması nedeniyle Müslümanların dini inanışını kendi denetimi ve kontrolü altına almak amacı ile yapılan diğer uygulamalar yanında Diyanet İşleri Başkanlığı merkezi ezan ve merkezden vaaz sistemine geçmişti.
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinden itibaren özellikle de İsmet İnönü devrinde saldırgan militan laiklik adına üstelik de Müslüman olarak kabul edilen kişiler eliyle İslam dininin baskı altına alınması, Milletin dininden, diyanetinden, 1400 yıllık değerlerden koparılması uygulaması başlatılmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı devletin diğer kurumlarında uygulamaya konulan 28 Şubat süreci uygulamalarını referans alarak bünyesinde merkezi ezan ve merkezi vaaz sistemini uygulamaya koymakla imamlarımızı ve vaizlerimizi cami cemaatinden koparmış, din görevlilerinin cemaati ile olan iletişim bağlarını kesmiştir.
Toplumumuzun manevi birlikteliğine zarar veren, aralarına görünmez perdeler koyan bu zalim uygulamanın merkezi sistemle merkez kaygısı güdülerek sürdürülmesi, maalesef bu güne kadar devam ede gelmiştir.
İslam dininin bir nevi zabt-u rabt altına alınmaya çalışıldığı bu uygulama ile camilerimiz tek parti iktidarındaki uygulama benzerliği ile toplum hayatından çıkarılmaya çalışılmış, Peygamberimiz(SAV) ve Sahabeler(RA) döneminden bu yana belki de hiç olmadığı bir şekilde sohbet, vaaz ve nasihat ortamı ortadan kaldırılmıştır.
Diğer vakit namazları neyse de özelikle sabah namazlarında cami cemaati kapıda imamını bekler vaziyete düşürülmüş teneke cızırtısı bir sinyal ile başlayan ve biten merkezi ezan nedeniyle imamlar yok sayılarak cemaat nezdinde işlevsiz bir hale düşürülmüştür.
Adeta cami cemaatini kendi haline terk edilmiş bir duruma düşüren merkezi vaaz sistemi ve ezan uygulaması ile diğer taraftan imamlar da cemaatinden uzaklaştırılmış ve aralarındaki diyalogları koparılmıştır.
Karşısında kendisini muhatap alan, gerektiğinde jest ve mimikleriyle cemaatin nabzını tutabilen bir imam veya vaizin olmaması nedeniyle cami cemaati bant kaydı ile arasında hiç bir fark olmayan bir vaaz sistemi ile kimi neyi dinlediğini bile bilmez bir duruma düşürülmüştür.
Yeni bir dönemin başlangıcı olacak diye ifade edilen genel seçimler yapıldığına göre, Diyanet İşleri Başkanlığı Konya Müftülüğü de tek tip insan ve tek tip düşünce anlayışı zihniyetinden vazgeçmeli ve derhal Konya’mızda da merkezi ezan, merkezi vaaz ve merkezi hutbe uygulamasını ortadan kaldırmalıdır.
Böylelikle camilerimiz ve mescitlerimiz, resmi ideolojinin ve saldırgan, militan laiklik politikalarının kuşatma ve işgalinden kurtarılacak, sadece Allah\'ın (CC) isminin yüceltildiği mekânlar haline dönüştürülecek ve her mahallenin, her caminin kendine özgü bir cemaati olduğu gerçeğini göz önünde tutan imamlarımız ve vaizlerimiz sayesinde cami cemaatinin ilmine, ufkuna, anlayışına göre irşad vazifelerinin yerine getirilmesi sağlanmış olacaktır.
Her dönem hükümetin uygulamaları nedeniyle Konya’nın en güçlü desteği verdiğini iddia eden siyasiler de böyle bir uygulamaya destek vermek ve hükümetin demokratikleşme adımları ile örtüştüğüne inandığımız bu uygulamayı seçim sonrası şehrimizden başlatmakla yaptıkları hatalardan vazgeçme yönünde de bir başlangıç yapmış olurlar.
Hem böylelikle 28 Şubat süreci kararlarının uygulanması veya kaldırılması konusunda yerel yöneticiler ile Konya müftülüğünün kimin safında yer aldığı da daha bir belirginleşmiş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.