Mehmet Baykan Türk sporu için şans
Babamın oğlu değil…
Ama arkadaşım ve dostum…
Bizi birbirimize yakınlaştıran, dost kılan ise ortak çıkarlarımız…
Yani spor…
Yani Konya’nın sporu…
Allah biliyor ya, onun siyasette olmasa bile sporda çok iyi yerlere gelmesini istiyordum…
Ve geldi de…
Konya tarihinde ilk kez bir hemşehrimiz TFF yönetimine girmiş, onunla gururlanmıştık…
Sonra “vazgeçilmez”i oldu TFF’nin…
Konya’da başlayan amatör spor yöneticiliği il sınırlarına taştı ve Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanı oldu…
Bugün ise Türk sporun başına getirildi…
Doğru olmanın, doğru çalışmanın, doğru emeğinin mükafatını gördü…
Yukarıda da söyledim ya, iyi yerlere gelmesini istiyordum…
Geldi de, ne oldu diyeceksiniz?
Bakın hemen söyleyeyim…
Gençlik ve Spor İl Müdürleri Fazlı Bayram Hadi ile Muhittin Yıldız’ın üzerinden Konya cezalandırılmıştı, hem siyasiler hem de Genel Müdürler tarafından…
İstenilen ilgiyi, bilgiyi, yatırımı alamamıştı Konya…
Genel Müdürler, bırakın yüzlerini, seslerini bile esirgemişlerdi Konya’dan ya da Konyalıdan…
Şimdi öyle mi?
Asla…
Bu ne farkı?
Baykan ya da Genel Müdür farkı…
Konya, Mehmet Baykan’ın Genel Müdürü olmasından mutlaka nimetlenecektir…
Sadece Konya mı?
Türkiye’nin bütün illeri nasibine düşeni alacaktır…
Çünkü, onun kalbi sadece Konya için değil, Türk sporunun daha iyi yerlere gelmesi için de çarpacaktır…
Bakan Suat Kılıç’ın Mehmet Baykan ile ilgili söylediği çok önemli sözler var…
Ne demiş sayın Bakan…
“Spor Genel Müdürlüğü'nün başına atadığımız ismin öz geçmişine baktığımız zaman yeni dönemin yol haritası da şekillendiği görülecektir. Yeni dönemde sadece profesyonel branşlara değil, milyonlarca gencimizi sokaklardan alıp spor salonlarına taşımak üzere amatör branşlara yöneleceğiz. Yeni dönemin yıldızı amatör branşlar olacak. Tabii ki profesyonel branşlara gerekli yatırımlar yapılacak. Profesyonelleşmenin yolu amatör sahalardan geçiyor."
Bakan Kılıç’a bu özgüveni veren, bu cümleleri kurdurtan sıradan bir spor adamı değil…
Mehmet Baykan…
Evet…
Babamın oğlu değil…
Şahsı için takdirlerim, eleştirilerimden kat be kat fazladır…
Çünkü, marifetli bir adam…
Bu şehre bir şeyler ve değer katacağına inandığım Mehmet Baykan’ın peşinden gider, hak ettiği değeri de veririm…
Kısacası; Mehmet Baykan hem Konya hem de Türk sporu için bir şans…
Konya’nın, özellikle de ülkemin bu şansı iyi kullanması gerekir…
KONYASPOR SEVİNDİRDİ
İkisi de can derdinde…
Ruh halleri ile ekonomileri aynı iki takımın mücadelesinden kazançlı çıkan Konyaspor oldu… Başka bir deyişle, son gülen temsilcimiz oldu…
Karşılaşmanın ilk yarısının son dakikasına kadar evsahibi Sakaryaspor’un istekli, arzulu ve bol pozisyonlu futboluna göz tanıklığı ettik.
İyi ki Konyaspor’un kalesinde Pawelek vardı…
Sakaryaspor’un bilinçli ya da bilinçsiz geliştirdiği bütün ataklarda kalesinde dev gibi durması bir tarafa, önünde oynayan takım arkadaşlarına da cesaret ve güven verdi Polonyalı kaleci…
45. dakikada ise sahneye Recep çıktı…
Orta sahadan aldığı topla Sakaryaspor cezaalanına girdi, evsahibi takımın bir oyuncusu sağa, diğerini de sola yatırdıktan sonra, yaptığı vuruşla Konyaspor’un tarihine geçen bir gole imza attı…
Konyaspor soyunma odasına cebinde 3 puanla giderken, ikinci yarıya da daha bir güvenli başladı…
İkinci yarıda roller değişti…
Saldıran Konyaspor, kalesini savunan Sakaryaspor vardı sahada…
Nitekim bu saldırının semeresi Robak’ın füzesiyle karşılık buldu ve Konyaspor, sezonun ilk galibiyetini ve üç puanını alarak Konya’ya döndü…
Şurası bir gerçek ki, haklı bir galibiyet aldı Konyaspor… Hem oynadığı futbolla hem de sahaya yansıttığı kazanma azmi ile Sakaryaspor’un önündeydi…