Konyaspor’a Sakarya morali..

Ekonomik açıdan, tarihinde belki de en zor dönemini geçiren Konyaspor, Sakarya deplasmanında bu sezon ilk golünü attı ve aldığı ilk galibiyetle 3 puanla buluştu. Bu galibiyet, bir yerde bu zor dönemde belki de tabiri yerindeyse ilaç gibi geldi..

Konyaspor, son yıllarda hiçte iyi yönetilmiyor..

Bunu futboldan anlamayanda, anlayanda herkes biliyor..

Takımda ekonomik sıkıntı zirve yaptı..

Personel maaş alamıyor.

Futbolcu alacakları ayrı bir sorun..

Borçlar dağ gibi birikti.

Hacizler sırada.

Para yok, destek verende yok.

Konyaspor rezil edildi; üç yıl öncesinden kalan  60 bin liralık borç nedeniyle Uşak’ta kulüp otobüsünün haciz edilmek için bağlanması sonucu Konyaspor ve Konya’nın imajı yerle bir oldu..

Eski futbolculardan Miloş’a olan 500 bin dolarlık borcun, karşılıklı anlaşma sonucu 5 taksite bölünmesine ve 100 bin dolarlık ilk taksitin yatırılmasına  karşın ikinci taksitin ödenmemesi nedeniyle kulüp transfer yasağından sonra puan silme cezasıyla da karşı karşıya bırakıldı..

Taksitlendirilen vergi borçlarının ödenmesi gereken son taksitinin yatırılmaması sonucu Vergi Dairesiyle yapılan anlaşmanın da bozulma durumu son anda önlendi...

İşte gerçekler..

Konyaspor’un son yıllarda nasıl yönetildiğinin açık bir göstergesi.. 

Konyaspor’un bu duruma düşmesinin ayıbı hepimizin..

Konyayı yönetenlerin, sanayicilerin, başta Ticaret ve Sanayi odası olmak üzere tüm Meslek odalarının ve yönetimin..

Artık, Mevlana’sıyla,  Büyükşehir olmasıyla övündüğümüz Konya ve bir marka değeri olan Konyaspor bundan başka küçük düşürülemez.

Herkes aklını başına almalı ve bu takıma sahip çıkmalı..

Konyaspor, Konya’nın takımı ve Konya’nın imajıdır.

***

Konyaspor’un, bu zor döneminde Sakarya’da alınan galibiyet moral oldu. Futbolcular üzerinde güven sağladı..

Ligde, ilk 4 hafta da gol pozisyonları bulmasına karşın bunları değerlendiremeyen futbolcular, Sakarya maçında golle buluşarak, dikkat edilirse ve istenirse gol atabileceklerini Sakarya’da gördüler..

Oyun olarak, maça vasat bir görüntüde başlayan, ancak ilerleyen dakikalarda oyunu dengeleyen ve ilk yarı sonunda soyunma odasına 1-0’lık galibiyetle giden Kartallar, maçın ikinci yarısında ise, küçük bölümler dışında oyunu yönlendirerek ikinci golü de buldular ve sahadan net bir galibiyetle ayrıldılar.

En düşündürücü konu ise, çok top kayıplarının devam etmesi ve Konyasporlu futbolcuların çok faul yaparak kart görmeleri.

İnanmak ve güvenmek başarının yarısıdır.

Konyasporlu futbolcular, Sakarya deplasmanında bunu yaptılar ve aldıkları galibiyetle sıkıntı dönemde yüreklere su serptiler.. Emeği geçenleri kutluyorum.

Buca deplasmanında yine sorunu çıkartan Gökhan Emreciksin’in Sakarya maçı kadrosuna alınmaması olumlu bir hareket. O ve onun gibi kafasını kullanmayan futbolcuların sonu hiçte iyi olmayacaktır. Bir gün, futbol piyasasından silinip gideceklerdir..
Bunun örnekleri çok.. Daha iki sezon önce Süper ligde top koşturan, Milli takımlara kadar yükselen bir çok futbolcu kafasını kullanamadığı için bugün Bank Asya ve Spor Toto 2. lig takımlarında oynamakta.  

Bu nedenle; başta Gökhan olmak üzere Konyaspor’da bazı genç futbolcularında kafasını kullanması, hem kendileri, hem de takım açısından yararlı olacaktır. 

***

Spor Toto 2. ligde yer alan temsilcimiz Şekerspor ise, grubun lideri Bozhüyük maçında etkili olamadı ve iç sahada ilk yenilgisini aldı.

Bozhüyük karşısında, defansta nedense uyumlu görünmeyen, orta alanda iyi organize olamayan yeşil-beyazlılar, bir haftalık aradan sonra tekrar takıma dönen Ömer Ali’nin sol kanattan ataklar geliştirmesine karşın forvette de gol pozisyonları üretemeyince sahadan yenik ayrılmak zorunda kaldı..  

“İş bilen, kılıç kuşananın” demişler.

Bir hafta önce Konyaspor’un, bu hafta da Şekerspor Konya’nın 10’da biri kadar ilçe takımlarına yenilmesi düşündürücü.

Demek iş büyüklükte değil, kafayı kullanmakta, iyi yönetmekte, takıma sahip çıkmakla oluyormuş.

İşte bir Orduspor, Karabükspor, seyircisi olmamasına karşın İstanbul BŞ bugün Süper ligde yollarına başarıyla devam ediyorlar. Bu da gösteriyor ki, Konyaspor yönetimine sahip çıkacaklar önce yönetmesini bilmeli. İş yerinde patronluk yapmakla kulüpte yöneticilik yapmak çok ayrıdır.