Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Medeniyetler İttifakı

Medeniyetler İttifakı

 Medeniyetler ittifakı ikinci yıllık forumu, geçen hafta İstanbul’da yapıldı. Sonuç bildirgesini okudum. Medeniyetler ittifakından maksat, küresel girişimi gerçekleştirmektir. Bu forum ile bu hususa ilk adım atılmış. Bir dizi kararlar alınarak uygulamaya konulmuştur.

Görünürde küresel girişim ile farklı kültürlere ve farklı medeniyetlere mensup insanların bir araya gelip, aralarında kültür alışverişinde bulunmaları, hazarileşmeleri, aralarında köklü bir dostluk ve diyalog oluşması, dünya meselelerinin, bölgesel sorunların masaya yatırılıp çözümler aranması, ilimde, sanatta ve fende ilerlemeler sağlanması amaçlanmaktadır.

Türkiye’nin, Tanzimat Fermanı’nı ilan etmesinin, Batı medeniyetinin içerisinde yerini almak için bir dizi inkılâp gerçekleştirmesinin, AB’ye girmek için bütün gücünü sarf etmesinin sebebi budur.

Ziya Gökalp, bu hususu şu şekilde formüle etmiştir: “Türk milletindenim. İslam ümmetindenim. Batı medeniyetindenim.”

Gökalp’a göre, “Osmanlı medeniyeti ile Batı medeniyeti uzlaşmaz, çünkü iki medeniyetin bir arada var olması olanaksızdır. Fakat bir medeniyet ile hars bir arada yaşayabilir ancak bir ulusun bunu başarması için harsını güçlendirmesi gerekmektedir” (1).

İşte bu düşünce, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temelidir. Bu sebeple iç ve dış politika buna göre şekillenmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin medeniyetler ittifakının amacı ile kendi politikası çatışmamaktadır.

Gökalp’ın Osmanlı medeniyeti dediği, İslam medeniyetidir. Bu medeniyetin, Batı medeniyeti ile uzlaşmadığı doğrudur. Çünkü İslam medeniyetinin temeli vahye dayanır. Batı medeniyetinin temeli ise aslı tahrif edilmiş Yahudiliğe, Hıristiyanlığa, firavunların düşüncelerine ve Yunan filozoflarının görüşlerine dayanmaktadır.

 Bir medeniyet ile hars / kültür bir arada yaşar dediği Batı medeniyeti ile Türk kültürüdür. Bu da mümkün değil; çünkü Hun İmparatorluğu Bizans kültürü içerisinde erimiştir.

Dolayısıyla “Türk milletindenim. İslam ümmetindenim. Batı medeniyetindenim.” Formülünün bir temeli yoktur.

İslam medeniyeti ile Batı harsı bir arada yaşar; Çünkü İslam kuvveti değil, Hakk’ı üstün tutar. Dinde zorlama yoktur” hükmü bunu teyit eder. Tarihte buna şahittir.

 Medeniyetlerin çatışmasından yana değiliz. Diyalogdan yanayız. Çatışma Batı medeniyetinden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu medeniyet Hakk’ı değil, kuvveti üstün tutmaktadır.

Bu sebeple siyaset bilimcisi Samuel Huntington, “Medeniyetler Çatışması” adlı kitabında şöyle diyor: “21’inci yüzyılda medeniyetler çatışacak. Dünya tarihini farklı bir gözle okumak gerekir. 19. yüzyıl, ulus-devletlerin birbiriyle yaptığı savaşlara sahne oldu, bu da imparatorlukların yıkılmasıyla sonuçlandı. 20. yüzyıl ise ideolojiler çağıydı. 20. yüzyıl boyunca, SSCB ve Çin'in temsil ettiği komünizm ile ABD ve Batılı ülkelerin temsil ettiği kapitalizmin soğuk savaşına tanık olundu. 21. yüzyıl ise artık ulus-devletlerin veya ideolojilerin değil, bunlardan daha kapsamlı bir şemsiye oluşturan medeniyetlerin çatışmasına sahne olacak…” (2).

Bazı çevreler, evrensel insan değerlerinden bahsederek, İslam ve Batı medeniyetlerinin değerleri dışında değerlerin olduğunu söylemektedir. Bu doğru değildir. Evrensel insan değerlerinden maksatları, hümanizmdir. Bu, batı medeniyetinin bir ürünüdür. Dolayısıyla batı medeniyetinin bir ürününü alıp, İslam medeniyetini ve Batı medeniyetini ilkel sınırlar olarak kabul etmek cehaletten kaynaklanmaktadır.

 Medeniyetler ittifakı ile yukarıda açıkladığım görünürde amaç hedeflenmemiştir. Batı medeniyetinin evrenselleştirilmesi hedeflenmiştir. Buna rağmen biz, küresel girişimi destekliyoruz; Çünkü diyalog batılın değil, Hakk’ın ortaya çıkmasına sebep olur.

Ne dersiniz?

Kaynaklar

1. http://www.khaos.info/felsefe/423-turk-modernlesmesinde-ziya-gokalp-onemi-nilufer/

2. Güneri Civaoğlu / Milliyet 25 Mayıs 2005

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi