Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Küreselleşme Vatansızlaşmaktır

Küreselleşme Vatansızlaşmaktır

Son yıllarda hayatın her anında insanlara dayatılan bir kavram hatta yaşam tarzı olan küreselleşme sürecinin siyasi, ekonomik ve kültürel sonuçlarını görmeyenler veya görmek istemeyenler dışında küreselleşmenin dayattıklarını fark etmeyen kalmamıştır.

Bu yazıda küreselleşme sürecinin özellikle medya ve kültür üzerinden kişisel ve toplum hayatına dayatılan etkilerinden hissettiklerimizi anlatmaya çalışacağız.

Toplumu oluşturan insanların gerek bireysel gerekse toplumsal olarak hissettikleri elbette farklı olacaktır.

Sabah uyanınca ilk işi televizyonu açıp karşısına geçip adı farklı da olsa temele amaçları toplumun ahlak ve maneviyatını ifsat etmeye dönük programları izleyenler küreselleşmeden etkilenmediklerini iddia etmeye devam edebilirler.

Veya yine saba erkenden kahvaltı bile yapmadan televizyonun başına oturup sabahtan akşama bu siyasetçi şöyle demiş, bu siyasetçi şöyle demiş diye milleti birbirine düşman haline getiren siyasetin taraftarı olanlar da küreselleşmeyi zararlı görmüyor olabilirler.

Yine ev hanımlarına yönelik olarak hazırlandığı iddia edilen ve çoğunlukla katılımcı olarak seçilen aile bireylerinin veya yarışmacıların program formatı nedeniyle sonunda birbirine düşman edildiği kadın ve gençlik programlarına katılanlar da küreselleşmenin ne olduğunu henüz fark etmemiş olabilirler.

Medya ve basın yayın organları eliyle kişi ve toplum üzerindeki küreselleşmenin etkisinin artmasıyla toplumların ve insanların maruz kaldıkları yayın içeriklerinin bir diğeri ise yıkıcı reklamcılık olmasına rağmen izledikleri reklamların farkında olmamalarının da küreselleşmenin bir neticesi olduğunu fark edemeyenler de bu yazının muhatabıdır.

İnsanların ve toplumların belli tüketim kalıpları içine hapsetmeye dönük reklamları hayatları için bilgi kalıpları ve standartları olarak kabul eden güruh da bu yazıda bahsedilen topluluktur.,

İçinde yaşadığı toplumun yüzyıllar boyunca elde ettiği toplumsal ve siyasal kültürün kıymetini fark edemeyerek kitle iletişim araçları vasıtasıyla kendisine dayatılan küresel kültürü kabul ederek gönüllü köle durumuna düşerek tek dünya düzeni ve tek dünya kültürü projesine harç taşıyan gafille anlamasalar da bu gidişle dünya tek bir kültüre mahkûm edilmeye çalışılmaktadır.

Yazının icadını dünya üzerindeki en önemli icat olarak kabul edenlerde artık kabul etmişlerdir ki insanlar dünya üzerindeki binlerce dil ve lehçe olmasına rağmen bu gün 30'dan fazla devletin tek bir resmi dil altında toplanması boşuna bir gayret değildir.

Yazı ve konuşma dili İnsanlar arasında anlaşma için gerekli olarak görülse de bu gün dünyaya hâkim olma yolunda hayli mesafe kat etmiş olan görüntüler ve semboller aracılığıyla yaşanan haberleşme şekli küreselleşme kültürünün ileri karakolu olarak dolaşıma sokulmuş bir vatansızlaştırma eylemidir.

Küresel basın yayın ve haberleşme kanalları ile dayatılan saldırgan seküler kültürün küreselleşmesini ekonomik kalkınma ve ileri teknolojik gelişmeler nedeniyle hoş gören muhafazakâr kesim aslında çok da farkında olmadan kendi toplumunun yıkımını hızlandırmaktadır 

Muhafazakâr toplumun gelişme ve büyüme argümanları ardına sığınarak yaptığı savunmaya bir de karşı çıkılsa da küreselleşen kültürün tüm dünyada hızla yaygınlaşmakta olduğu ifadesi yılgınlıktan öte teslimiyetten başka bir şey değildir.

Kendi kültürel değerlerimizi koruyarak ve kültürel zenginliklerimizi yaşatarak da gelişme ve büyümenin gerçekleşebileceği ihtimalini peşinen yok sayan bu zihniyet, saldırgan küresel seküler kültürün içinde kaybolmadan ayakta durulabilmesi düşüncesini toplumu oluşturan fertlerin zihninden yok ettiğinin bile farkında değildir.

Bu umursamazlık içindeki toplumlarda küreselleşmiş medya düzeni zihinlerde oluşturduğu kaos süreciyle birlikte sadece bilgi ve görüntü mekanizmalarını değil siyasal ve ekonomik alanlarda da bu güne kadar hiç yaşanmamış bir iletişim alanı ve kültür coğrafyası oluşturarak teknolojik gelişmelerle donanmış yeni küresel medya endüstrisinin doğmasına da yol açmaktadır.

İletişim ve haberleşme formatını değiştirerek insanları kendi programladıkları bir hayat tarzı ve kendi planladıkları bir mekâna hapsederek kimliksizleştiren ve yurtsuzlaştıran yeni küresel medya bütün dünyayı hedef kitlesi olarak görmekte olduğu için toplumlararası kültürel alışverişi de hızlandırmakta ve küresel tek dünya devleti için taşları döşemeye devam etmektedir.

FARKINDA MIYIZ?

Küreselleşme süreciyle birlikte hayatımızdaki rolü daha da artan kitle iletişim araçları sebebiyle pek çok kaynaktan ve çok çabuk bir şekilde bilgiye ulaşma imkânı hâsıl olduğu halde bu bilgiyi kullanabilme imkânı her geçen gün daha da azalmakta ve kafa konforumuz bozulmasın diye bilgiyi kullanmaktan kaçan bir toplum haline dönüşmekteyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi