Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Kurban ibâdeti

Kurban ibâdeti

Haftaya Cenâb-ı Hak nasip ederse ‘Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz efendim. Bu vesileyle kurbanı yazalım istedik bugünkü yazımızda.

Dînen Hanefilere göre -vâcip- bir ibâdet olan ‘kurban’ bütün dinlerde vardır. Kurban ibâdeti ilk insan ve ilk peygamber olan Hz âdem (A.S) ile başlamıştır. Hz. Âdem’in çocukları olan Hâbil ve Kâbil’den Allah (c.c) için kurban kesmeleri istenmiştir. Kur’ân-ı Kerim’de zikredildiği üzere (Mâide, 27) iki kardeşten kurbanını ihlasla kesenin ki kabul edilmiştir. Bu sebeple burada aslolan büyük samimiyet ve teslimiyetle ibâdetlerin yerine getirilmesidir. Yoksa göstermelik olarak yapılanlar değil.

Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm’a da bizzat –Kevser Sûresi-nde kurban kesmesi emredilmiştir. Bunun üzerine Peygamber aleyhissalâtu vesselam imkânı olduğu sürece Medine-i münevvere’de kurban kesmiş hatta İslam târihi kayıtlarına göre muhtemelen son sene ömür yaşı esas alınarak Hac da, 63 kurban kesilmiştir.

Kurban –hedy=armağan-, -doğru yolu bulmak-, -yakınlaşmak- anlamındadır. Şöyle bir düşünsek kurbân ibâdetinin hakikatinde acaba nelar var? Araştırmalar gösteriyor ki, müminlerin ibâdetlerinin her çeşidinden maksat, Cenâb-ı Hakk’a yaklaşmaktır. Hakk’a yakınlaşmak ise insan için en büyük kazanımdır. Seven sevdiğine bir vesileyle hep yaklaşmak ister. İşte kurban ibâdeti de bu şekilde değerlendirildiğinde Müslüman’ın Rabb’ine yaklaşmasının O’nun emrini yerine getirmesinin delîlidir. İbâdetler ebedî sonsuz saadeti kazanmak yolunda, yüce Yaratıcı’ya önden gönderilmiş yol azıklarıdır. Burada rûhundan uzak, içi boş ibâdetlerin tâzelikten uzak, bayat azıklar olabileceği gerçeği unutulmamalıdır. İşte kurban ibâdetlerimiz böylesi bir şuurla ifâ edilmelidir.

Kurban sâdece –Allah rızâsı- amaçlı kesildiğinde makbuldur yoksa –kesti- desinler maksadıyla olmamalıdır. Kur’ânu Azûmuşşan’da; kurbanların ne etleri ne kanları yüce Allâh’a ulaşır. Rabb’e ulaşan ancak takvânızdır, buyuruluyor. (Hac, 37) Yine bir can yalnızca -Allah- adına alınabilir. Kurban ibâdeti tıpkı Hz. İbrâhimcesine en sevdiğini Hakk’a adayan bir ruhla Hz. İsmâilcesine adanmış bir ruhla nimetleri asıl sâhibine teslim edebilme bilinciyle yerine getirilmesiyle ziyâdeleşir. Aslında bugün Müslümanlara -adanmışlık rûhu- gereklidir. Her şeyin içinin boşaltıldığı bir devirde ruhların gelişmesi için adanmışlık rûhu artık elzem hâle gelmiştir. Tabi bunca yanlışlıkların arasında zor bir duruş fakat iş zoru başarmaktır, kolayı herkes başarır değil mi? Söz buraya gelmişken o zaman denmeli, elbette; ‘cennet o kadar ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.’

Kurban ibâdetine ‘teslimiyet’ dedik, candan İsmâilcesine yanı sıra ‘fedâkarlık’tır da demeliyiz. Fedâkarlık Hakk için rızâı bâri için candan, maldan, evlâdı iyalden vaz geçmek yâni en sevdiklerinden en çok kıymet verdiklerinden… Hz. İsmâil canından, Hz. İbrâhim evlâdından tam bir teslimiyetle geçmedi mi? Bu fedâkarlıkların bedeli yüce Rabb o güzel kullara en değerli can’a karşı bir koç hediye sundu. Kulun Rabb’isine takdim edeceği ibâdetlerini ne kadar kâmil bir şekilde yaparsa daha güzeliyle karşılık bulacağı nettir. Fedâkarlık sâdece kurban ibâdetinde değil müminin hem maddî hem mânevî hayâtının tüm safhalarına şâmil olmalı. Namaz için, oruç için hac ve zekat için her ibâdet belli ki bir fedâkarlığa sâhip.

Ancak bunlar da pek tabidir ki, nasip işidir. Bilindiği gibi herkese yaptığının karşılığı kadarı vardır. Kişinin nasibinde ibâdetin en güzel şekliyle ifâsı varsa ne mutlu ona. Dünyâda her şey nasipledir. Kimine kurban kesmek nasipken kimine kurban etini hediye olarak almak vardır. Kimi vermenin huzûrunu yaşarken kimi almanın mutluluğunu yaşar. Şüphesiz veren el alan elden üstündür. Bunlar hep nasip işidir. Cenâbı Hak bizleri bu içi –teslimiyet ve fedâkarlık- dolu ibâdetten en güzel bir şekilde nasiplenenlerden eylesin.

Hayırlı Cumalar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi