Kurban Bayramı Yaklaştı
Ümmet-i Muhammed’e ve bütün insanlığa hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan diler, bayramınızı tebrik ederim.
Kaynak kitaplardan öğrendiğimize göre malum çevreler, yıllardan beri kurban ibadetini gayesi dışında gerçekleştirmek için sürekli çaba sarf etmişler. Hayvan katliamından söz etmişler, bedelinin hayır kurumlarına bağışlanmasını istemişler vs. Mesele, ibadetin sosyal bir ibadet olmasından rahatsız olmalarıdır.
Kurban ibadetinin, sosyal ve ekonomik birçok faydaları vardır. Kurban ibadeti, mümini Allah’a yaklaştırır, hırslanmaktan ve cimrilikten korur, sosyal barışa katkıda bulunur ve ekonomiyi canlandırır.
Malum çevreler, dün olduğu gibi bugün de kurban ibadetinden rahatsız olmaktadırlar. Mesela LÖSEV, her sene olduğu gibi bu sene de kurbanın kesilmesi yerine bedelinin kendilerine bağışlanmasını istemektedir. Bu durum, din görevlilerinin, sivil toplum kuruluşlarının tepkisini çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri yüksek Kurulu’nun bu konudaki görüşü şöyledir: “Fıkhî hükmü ister vacip ister sünnet olsun kurban ibadeti, belirli şartları taşıyan hayvanların usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilir. Kurban bedelini yoksullara ya da yardım kuruluşlarına vermek suretiyle ifa edilmiş olmaz. Şüphesiz Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak niyetiyle fakir ve muhtaçlara yardım etmek iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslüman’ın önemli vazifelerinden biridir. Ancak bu iki ibadetten birini diğerinin seçeneği olarak algılamak dini açıdan doğru değildir”
LOSEV’e İzmir Büyükşehir Belediyesi yardımcı olmuş, amblemini kullandırmış. Bunun doğru olduğunu LOSEV İzmir Şubesi İdari İşler Sorumlusu doğrulamaktadır (1).
Söz konusu LOSEV’i ve belediyeyi kınıyor ve uyarıyoruz: Artık milletin diniyle, inancıyla ve tarihiyle barışmanın zamanı gelmiştir. Barışmazsanız tarih sizi kısa zamanda tasfiye edecektir, haberiniz olsun.
Kurban, Allah’a yakın olma arzusuyla belirli günlerde kesilen hususi hayvana denir. Belirli günden maksat, kurban bayramın birinci ikinci ve üçüncü gününüdür. Fakat birinci gününde kesilmesi faziletlidir. İmamı Şafi’ye göre kurbanlar, bayramın dördüncü gününde de grup vaktine kadar kesilebilir. Kurbanı geceleyin kesmek tenzihen mekruhtur.
Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vaciptir, diğer üç mezhebe göre ise sünnettir. Kurbanlar, yalnız koyun, keçi ile deve, sığır hayvanlarından kesilebilir. Bunların erkekleri ile dişileri birdir. Bununla birlikte koyun cinsinin erkeğini kurban etmek faziletlidir.
Koyun ve keçi bir yaşını doldurması gerekir veya koyunlar yedi, sekiz aylık olduğu halde birer yaşında imiş gibi gösterişli olmalıdır. Sığır iki yaşını deve ise beş yaşını doldurması gerekir.
Kurban, mukim, müslim, zengin olan kimse için dini bir görevdir. Zenginden maksat, asli ihtiyacından ve borcundan başka nami / artıcı olsun olmasın yirmi miskal altın yani 80.18 gram altını olan veya buna mukabil malı olan kimsenin kurban kesmesi vaciptir.
Nezir / adak yoluyla olmayan kurbanın etinden sahibi, zengin olsun olmasın yiyebileceği gibi fakir olmayan kimselere de yedirebilir. Fetva bu veçhiledir. Bununla birlikte hiç olmazsa üçte birini fakirlere tasadduk etmelidir. Orta halli bulunan kurban sahibinin nafakasını temin edeceği kimseler çok ise kurban etini onların yemeleri için alıkoyabilir, bu menduptur.
Diğer bir görüşe göre fakir kimse, kurban bayramında, kurban olmak üzere satın alıp kestiği hayvanın etinden yiyemez. Çünkü kendisine vacip olmadığı halde böyle kurbanlık alıp kesmesi bir nezr mesabesinde bulunur. Nezreden kimse ise nezr kurbanının etinden yiyemez. Onu zevcesine, usul ve füruuna ve zengin kimselere yediremez. Yedirirse kıymetini öder.
İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin ekserisi düşmüş veya kulakları kesilmiş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından ziyadesi veya memelerinin başları kopmuş bulunan, kulakları veya kuyruğu yaratılıştan bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.
Kurbanın sütünden istifade etmek, etini veya postunu satıp parasını almak veya demirbaş olmayacak bir şey ile değiştirmek mekruhtur. Böyle bir şey yapılırsa kıymetini tasadduk etmek lazım gelir. Bundan kasap ücreti de verilmez.
Hali vakti yerinde olan kurbanını kesmesi gerekir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Kim mali kudret ve genişlik bulur da kurban kesmezse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” (2).
Kaynaklar
Zaman gazetesi 5 Kasım 2010
2. Kaynaklarıyla Ahkam Hadisleri C:4, S:351
Kaynak kitaplardan öğrendiğimize göre malum çevreler, yıllardan beri kurban ibadetini gayesi dışında gerçekleştirmek için sürekli çaba sarf etmişler. Hayvan katliamından söz etmişler, bedelinin hayır kurumlarına bağışlanmasını istemişler vs. Mesele, ibadetin sosyal bir ibadet olmasından rahatsız olmalarıdır.
Kurban ibadetinin, sosyal ve ekonomik birçok faydaları vardır. Kurban ibadeti, mümini Allah’a yaklaştırır, hırslanmaktan ve cimrilikten korur, sosyal barışa katkıda bulunur ve ekonomiyi canlandırır.
Malum çevreler, dün olduğu gibi bugün de kurban ibadetinden rahatsız olmaktadırlar. Mesela LÖSEV, her sene olduğu gibi bu sene de kurbanın kesilmesi yerine bedelinin kendilerine bağışlanmasını istemektedir. Bu durum, din görevlilerinin, sivil toplum kuruluşlarının tepkisini çekti. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri yüksek Kurulu’nun bu konudaki görüşü şöyledir: “Fıkhî hükmü ister vacip ister sünnet olsun kurban ibadeti, belirli şartları taşıyan hayvanların usulüne uygun olarak kesilmesiyle yerine getirilir. Kurban bedelini yoksullara ya da yardım kuruluşlarına vermek suretiyle ifa edilmiş olmaz. Şüphesiz Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak niyetiyle fakir ve muhtaçlara yardım etmek iyilik ve ihsanda bulunmak da Müslüman’ın önemli vazifelerinden biridir. Ancak bu iki ibadetten birini diğerinin seçeneği olarak algılamak dini açıdan doğru değildir”
LOSEV’e İzmir Büyükşehir Belediyesi yardımcı olmuş, amblemini kullandırmış. Bunun doğru olduğunu LOSEV İzmir Şubesi İdari İşler Sorumlusu doğrulamaktadır (1).
Söz konusu LOSEV’i ve belediyeyi kınıyor ve uyarıyoruz: Artık milletin diniyle, inancıyla ve tarihiyle barışmanın zamanı gelmiştir. Barışmazsanız tarih sizi kısa zamanda tasfiye edecektir, haberiniz olsun.
Kurban, Allah’a yakın olma arzusuyla belirli günlerde kesilen hususi hayvana denir. Belirli günden maksat, kurban bayramın birinci ikinci ve üçüncü gününüdür. Fakat birinci gününde kesilmesi faziletlidir. İmamı Şafi’ye göre kurbanlar, bayramın dördüncü gününde de grup vaktine kadar kesilebilir. Kurbanı geceleyin kesmek tenzihen mekruhtur.
Hanefi mezhebine göre kurban kesmek vaciptir, diğer üç mezhebe göre ise sünnettir. Kurbanlar, yalnız koyun, keçi ile deve, sığır hayvanlarından kesilebilir. Bunların erkekleri ile dişileri birdir. Bununla birlikte koyun cinsinin erkeğini kurban etmek faziletlidir.
Koyun ve keçi bir yaşını doldurması gerekir veya koyunlar yedi, sekiz aylık olduğu halde birer yaşında imiş gibi gösterişli olmalıdır. Sığır iki yaşını deve ise beş yaşını doldurması gerekir.
Kurban, mukim, müslim, zengin olan kimse için dini bir görevdir. Zenginden maksat, asli ihtiyacından ve borcundan başka nami / artıcı olsun olmasın yirmi miskal altın yani 80.18 gram altını olan veya buna mukabil malı olan kimsenin kurban kesmesi vaciptir.
Nezir / adak yoluyla olmayan kurbanın etinden sahibi, zengin olsun olmasın yiyebileceği gibi fakir olmayan kimselere de yedirebilir. Fetva bu veçhiledir. Bununla birlikte hiç olmazsa üçte birini fakirlere tasadduk etmelidir. Orta halli bulunan kurban sahibinin nafakasını temin edeceği kimseler çok ise kurban etini onların yemeleri için alıkoyabilir, bu menduptur.
Diğer bir görüşe göre fakir kimse, kurban bayramında, kurban olmak üzere satın alıp kestiği hayvanın etinden yiyemez. Çünkü kendisine vacip olmadığı halde böyle kurbanlık alıp kesmesi bir nezr mesabesinde bulunur. Nezreden kimse ise nezr kurbanının etinden yiyemez. Onu zevcesine, usul ve füruuna ve zengin kimselere yediremez. Yedirirse kıymetini öder.
İki gözü veya bir gözü kör olan, dişlerinin ekserisi düşmüş veya kulakları kesilmiş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, kulağının veya kuyruğunun yarısından ziyadesi veya memelerinin başları kopmuş bulunan, kulakları veya kuyruğu yaratılıştan bulunmayan bir hayvan kurban olamaz.
Kurbanın sütünden istifade etmek, etini veya postunu satıp parasını almak veya demirbaş olmayacak bir şey ile değiştirmek mekruhtur. Böyle bir şey yapılırsa kıymetini tasadduk etmek lazım gelir. Bundan kasap ücreti de verilmez.
Hali vakti yerinde olan kurbanını kesmesi gerekir. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur: “Kim mali kudret ve genişlik bulur da kurban kesmezse, bizim namazgâhımıza yaklaşmasın” (2).
Kaynaklar
Zaman gazetesi 5 Kasım 2010
2. Kaynaklarıyla Ahkam Hadisleri C:4, S:351
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.