Kur'an'la Bütünleşmek
Ramazan Kur'an ayı. Sene içinde evimizin en mûtena köşesinde bulunan, önünde saygıyla durulan, öpülüp başlara konulan Kur'an, Ramazan ayı elimizden düşmez. O'nunla mukâbelelere, câmilere koşarız, açar okuruz. İçimiz târifi imkansız hazlarla dolar. Hedeflediğimiz miktârı okuyunca görevimizi yerine getirmiş bir halde diğer işlerimizi gönül huzuru içinde yaparız. Ramazan ayında tutulan oruçların yanında Müslümanların kutsal kitâbı olan Kur'ân'ımızı başından sonuna kadar okuyarak hatim yapma geleneğimiz var şükür. Bu gelenek pek tabiidir ki Peygamberimiz aleyhisselâm'ın Cebrâil aleyhisselam ile Ramazan ayında karşılıklı olarak yapmış oldukları mukâbele neticesinde ortaya çıktığı için bütün inanlarda aynı alışkanlığı devam ettiriyorlar. Bu çok güzel ve son derece faydalı bir alışkanlık.
Ramazan ayı ibâdet ayı. Elhamdülillah Müslümanlar tuttukları oruçları zaman ilerledikçe daha bir bilinçle tutuyorlar. Oruçlarını sâdece sıradan yemeden, içmeden kesilme şeklinde değilde inceliklerine dikkat ederek mânevi hassalarını gözeterek 'takva' boyutuyla tutmaya çalışıyorlar. Oruçlarının yanı sıra iman edenlerin insânî boyutlarının fark edilmesi için en güzel zemin olan Ramazan ayında ibâdeti taatlerini çoğaltmaya her işlerini dînî çerçevede yerine getirmek için çabalıyorlar. Bunlar sevindirici gelişmeler.
Ramazan ümmetin ayı. Ümmet artık hem ferdî hem de ümmet olarak yüce Yaratıcıya kendini güzel takdim etmek istiyor. Ramazan ayı ümmeti oluşturan fertlerin, 'kâmil insan olma' yolunda mesâfe katetmesi için gerçekten bulunmaz bir zemin. Ümmet kendi ayında kendisinin insâni boyutunu geliştirecek, törpüleyecek, düzeltecek böylece 'Hakk'a güzel kul olma'ya çalışacak. Bunlar ibâdetle olur. İbâdetler de en çok Ramazan ayında yerine getiriliyor. Öyle değil mi? En çok oruç Ramazanda tutuluyor. Kur'an en çok Ramazanda okunuyor. Sadakalar en çok Ramazanda veriliyor. Yardımlar en çok Ramazanda yapılıyor. Zekatlar, zikirler, tesbihatlar, gönül alma ziyâretleri, verilen iftar yemekleri hep Ramazanda değil mi? Derlenip toplarlanma adına Ramazan bulunmaz bir ay Müslümanlar için.
Yapabilenler hayat klavuzumuz, dünyâdaki yol haritamız, kutsal kitâbımızı en az bir defa baştan sona okuyup hatim ediyorlar. Ne mutlu! Koşa koşa mukâbelelere ve câmilere sırf Kur'an okumak için gelen Müslümanlardaki tatlı telaş bizleri memnun ediyor ve geleceğe dâir ümitlendiriyor. Ancak Ramazan bitince de evlerin en güzel yerlerine konması ve ertesi Ramazana kadar beklemesi de tabiiki üzüyor ve heyecânımızı söndürüyor.
Kur'an Cenâbı Hak tarafından gönderilen ilâhî kelam kitapları arasında en sonuncusu ve ev mütekâmili. İçindeki muhteşem verileri ile hem dünyâmıza hem mâneviyâtımıza ışık tutacak mesâbede. Müslümanlar sâdece Ramazan ayına özgü değil O'nu ömürleri devam ettiği sürece hergün hergün okumalılar. O'nu yalnızca okumak dahi insanın bedenine müthiş bir mânevi enerji biriktiriyor. İnsanın fiziksel bünyesinin her zerresine lâhûtî hazlar doluyor. Kur'ân'a bakmak gözleri nurlandırıyor. Kur'an ile berâber olmak ömrü taçlandırıyor. Kur'an okumak O'nun bize şefaatine vesile oluyor. Kabirde bize ilk şefaat eden okuduğumuz Kur'an'lar olacak. Şöyle bir Kur'an'ı çok okuyan ve O'nunla hayâtı boyunca çok berâber olmuş kişileri, örneğin Kurân'ı Kerim hocalarının veya hafız yetiştiren hocaların yüzlerini bir düşünün. Ne kadar nurlu ve huzurlu olduğunun hatırlayın. Birkaç istisna çıkabilir. Onlar genel kâideyi bozmaz. Ömürleri Kur'ân'a bakmakla geçtiği için yüzleri âdetâ nur enerji deposu gibi. Böylesi yüzler pozitif yüklemeler sağlar size bize. Bu izah edilemeyen duruma şöylesi bir yorum getirebiliriz; Kur'an'ın nurlarının onunla berâber olan kişilere yansıma yoluyla geçmesinden ibârettir. İşte bu nur yansıması Kur'an'la çok meşgul olanlarda sanki bir mânevi câzibe oluşturuyor.
Ancak aslolan Kur'ân'ı okumanın yanında o muhteşem kitâbı anlamaktır. Bugüne kadar hep okuduk bu da iyi fakat içinde neler var bizim hayâtımıza dâir? Yüce yaratıcımız Rabbimiz biz kullarından neler istiyor? İnananlar olarak kutsal kitâbımızın muhtevâsını merak etmeliyiz. O'nu Ramazan ayında anlamak için de okumalıyız. Son ilâhî kitapta benim için Rabbim ne diyor? Bana Kur'an'dan hangi mesajlar geliyor? Unutmamalı ki yaşamımızdaki mutluluk sırları Kur'ân'ını gizemli ikliminde gizli. Dünyâdaki hayat enerjimiz O'nun içindeki hakikatlerde saklı. Artık arayıp bulmak zorundayız. Evet bu Ramazan kutsal kitâbımızı anlayarak öğrenmek adına bir gayretimiz olmalı.
Peki ne yapmalıyız?
Bunun için güvenilir bir meal okuyabiliriz. Ramazan ayı boyunca hergün okuduğumuz cüzlerin anlamlarının bulunduğu meâli Kur'an ile berâber bitirebiliririz. Gerçi tam anlamı sayılmaz Türkçe kelimeler Arapça gibi zengin bir dilin yanında kifâyetsiz kalıyor fakat en azından şöyle bir Kur'ân'ın genel muhtevâsı konusunda bilgi sâhibi oluruz. Meâlinde anlamadığımız âyetler olursa yine güvenilir daha geniş açıklamaların bulunduğu tefsir kitaplarından da faydalabiliriz. Bu Ramazan kutsal kitâbımız Kur'ân'ı daha iyi anlamak ve kavramak adına hayâtımıza böyle bir çalışma da girmeli diyoruz.
Hayırla kalın, Kur'an'la dolun ve Kur'an'la doyun inşaallah.
Ramazan ayı ibâdet ayı. Elhamdülillah Müslümanlar tuttukları oruçları zaman ilerledikçe daha bir bilinçle tutuyorlar. Oruçlarını sâdece sıradan yemeden, içmeden kesilme şeklinde değilde inceliklerine dikkat ederek mânevi hassalarını gözeterek 'takva' boyutuyla tutmaya çalışıyorlar. Oruçlarının yanı sıra iman edenlerin insânî boyutlarının fark edilmesi için en güzel zemin olan Ramazan ayında ibâdeti taatlerini çoğaltmaya her işlerini dînî çerçevede yerine getirmek için çabalıyorlar. Bunlar sevindirici gelişmeler.
Ramazan ümmetin ayı. Ümmet artık hem ferdî hem de ümmet olarak yüce Yaratıcıya kendini güzel takdim etmek istiyor. Ramazan ayı ümmeti oluşturan fertlerin, 'kâmil insan olma' yolunda mesâfe katetmesi için gerçekten bulunmaz bir zemin. Ümmet kendi ayında kendisinin insâni boyutunu geliştirecek, törpüleyecek, düzeltecek böylece 'Hakk'a güzel kul olma'ya çalışacak. Bunlar ibâdetle olur. İbâdetler de en çok Ramazan ayında yerine getiriliyor. Öyle değil mi? En çok oruç Ramazanda tutuluyor. Kur'an en çok Ramazanda okunuyor. Sadakalar en çok Ramazanda veriliyor. Yardımlar en çok Ramazanda yapılıyor. Zekatlar, zikirler, tesbihatlar, gönül alma ziyâretleri, verilen iftar yemekleri hep Ramazanda değil mi? Derlenip toplarlanma adına Ramazan bulunmaz bir ay Müslümanlar için.
Yapabilenler hayat klavuzumuz, dünyâdaki yol haritamız, kutsal kitâbımızı en az bir defa baştan sona okuyup hatim ediyorlar. Ne mutlu! Koşa koşa mukâbelelere ve câmilere sırf Kur'an okumak için gelen Müslümanlardaki tatlı telaş bizleri memnun ediyor ve geleceğe dâir ümitlendiriyor. Ancak Ramazan bitince de evlerin en güzel yerlerine konması ve ertesi Ramazana kadar beklemesi de tabiiki üzüyor ve heyecânımızı söndürüyor.
Kur'an Cenâbı Hak tarafından gönderilen ilâhî kelam kitapları arasında en sonuncusu ve ev mütekâmili. İçindeki muhteşem verileri ile hem dünyâmıza hem mâneviyâtımıza ışık tutacak mesâbede. Müslümanlar sâdece Ramazan ayına özgü değil O'nu ömürleri devam ettiği sürece hergün hergün okumalılar. O'nu yalnızca okumak dahi insanın bedenine müthiş bir mânevi enerji biriktiriyor. İnsanın fiziksel bünyesinin her zerresine lâhûtî hazlar doluyor. Kur'ân'a bakmak gözleri nurlandırıyor. Kur'an ile berâber olmak ömrü taçlandırıyor. Kur'an okumak O'nun bize şefaatine vesile oluyor. Kabirde bize ilk şefaat eden okuduğumuz Kur'an'lar olacak. Şöyle bir Kur'an'ı çok okuyan ve O'nunla hayâtı boyunca çok berâber olmuş kişileri, örneğin Kurân'ı Kerim hocalarının veya hafız yetiştiren hocaların yüzlerini bir düşünün. Ne kadar nurlu ve huzurlu olduğunun hatırlayın. Birkaç istisna çıkabilir. Onlar genel kâideyi bozmaz. Ömürleri Kur'ân'a bakmakla geçtiği için yüzleri âdetâ nur enerji deposu gibi. Böylesi yüzler pozitif yüklemeler sağlar size bize. Bu izah edilemeyen duruma şöylesi bir yorum getirebiliriz; Kur'an'ın nurlarının onunla berâber olan kişilere yansıma yoluyla geçmesinden ibârettir. İşte bu nur yansıması Kur'an'la çok meşgul olanlarda sanki bir mânevi câzibe oluşturuyor.
Ancak aslolan Kur'ân'ı okumanın yanında o muhteşem kitâbı anlamaktır. Bugüne kadar hep okuduk bu da iyi fakat içinde neler var bizim hayâtımıza dâir? Yüce yaratıcımız Rabbimiz biz kullarından neler istiyor? İnananlar olarak kutsal kitâbımızın muhtevâsını merak etmeliyiz. O'nu Ramazan ayında anlamak için de okumalıyız. Son ilâhî kitapta benim için Rabbim ne diyor? Bana Kur'an'dan hangi mesajlar geliyor? Unutmamalı ki yaşamımızdaki mutluluk sırları Kur'ân'ını gizemli ikliminde gizli. Dünyâdaki hayat enerjimiz O'nun içindeki hakikatlerde saklı. Artık arayıp bulmak zorundayız. Evet bu Ramazan kutsal kitâbımızı anlayarak öğrenmek adına bir gayretimiz olmalı.
Peki ne yapmalıyız?
Bunun için güvenilir bir meal okuyabiliriz. Ramazan ayı boyunca hergün okuduğumuz cüzlerin anlamlarının bulunduğu meâli Kur'an ile berâber bitirebiliririz. Gerçi tam anlamı sayılmaz Türkçe kelimeler Arapça gibi zengin bir dilin yanında kifâyetsiz kalıyor fakat en azından şöyle bir Kur'ân'ın genel muhtevâsı konusunda bilgi sâhibi oluruz. Meâlinde anlamadığımız âyetler olursa yine güvenilir daha geniş açıklamaların bulunduğu tefsir kitaplarından da faydalabiliriz. Bu Ramazan kutsal kitâbımız Kur'ân'ı daha iyi anlamak ve kavramak adına hayâtımıza böyle bir çalışma da girmeli diyoruz.
Hayırla kalın, Kur'an'la dolun ve Kur'an'la doyun inşaallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.