Son zamanlarda ısrarla üzerinde durduğumuz Kur’ancılık Dini konusunda dikkatinizi bir hususa çekmek istiyoruz.

İslam adına, Din adına Kur’an adına konuşanlara aman ha biraz daha fazla dikkat edin diye.

Yazdıkları ne idüğü belirsiz kitaplar yetmiyormuş gibi, televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarındaki yazdıklarında ve söylediklerinde cümlelerin aralarına sıkıştırılmış kelime gruplarına özelikle dikkat edin diye.

Akademik unvanlarını milletin gözüne sokarcasına isimlerinin başlarında zikretmeyi marifet zan eden din satıcıları yanında, kurucusu olduğu televizyon ekranlarında modern hurafe üreticisi olan hocalara(!) özellikle dikkat edin diye.

Bunların yani kullandıkları 99 tane doğru sözün arasına bir tane inanç ve ibadet esaslarını ifsad edici söz yerleştiren bu kişilerin, Din / İslam adına yazdıkları yazılarda, yayınladıkları kitaplarda ve yaptıkları konuşmalarda size din olarak neyi anlattıklarına aman ha dikkat edin.

Son zamanlarda sizlere Kur'an ve din öğretmeye kalkışan bu zamane hurafecilerinin sözlerine lütfen tekrar tekrar dikkatle bakın ve görün.

Sizlere öğretilmeye çalışan şey din İslam, Kitap ise Kur’an mıdır, yoksa başka bir şey midir?

Yani açık seçik söylemek gerekirse size öğretilmeye çalışılan din Rasulullah’ın (sav) tebliğ edip ümmetine öğrettiği, açıklayıp örneklendirdiği İslam dini midir?

Size öğretilmeye çalışılan Kur’an ise Rasulullah’ın (sav) vahiy yoluyla alıp okuyup, yaşayıp yaşattığı ayetlerin hükümlerinin uygulandığı kitap mıdır, yoksa çağdaş söylemlerle ayetleri bağlamlarından koparıp İslami ıstılahlara farklı farklı anlamlar yükleyerek yeni yeni inşa etmeye çalıştıkları bir dinin kitabı mıdır?

Göreceksiniz ki bu kişilerin sizlere öğretmeye çalıştıkları din Rasulullah’ın (sav) tebliğ ettiği, Ashabının (ra) yaşadığı ve Selefimizin (ra) bizlere kadar eksiksiz ulaştırdığı sahih İslam değildir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, içinde Allah (cc) Rasûlü’nün (sav) yer almadığı bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, Rasulullah’ın (sav) sahih sünnet ve hadislerinin toptan red edilip çöpe atıldığı bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, Rasulullah’ın Mekke ve Medine dönemlerinde insanlara imam ve örnek olup birlikte yaptıkları ibadetlerin red edildiği bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, Rasulullah’ın (sav) susturulup din adına ortaya çıkanların ayetleri yorumlayarak tesis ettikleri sapık düşüncelerle dolu bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, Allah (cc) Rasûlü’nün (sav) insanlar arasında Peygamberlik, devlet başkanlığı, ordu komutanlığı, hakemlik ve arabuluculuk yaptığı günlerdeki 23 yıllık Risâlet hayatında kullandığı ifadelerin tek kelimesinin bile duyulmak istenmediği bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştığı din, Rasulullah’ın (sav) en yakın aile efradı ve ashabının (ra) yalancı, iftiracı ve günahkâr olarak tavsif edildiği dindir.

Bunların öğretmeye çalıştığı din, başta selef âlimleri (ra) olmak üzere önüne gelen herkesin müşrik diye tekfir edildiği bir dindir.

Bunların öğrettiği din, Hz. Ebubekir (ra), Hz. Ömer ve Hz. Aişe (ra) başta olmak üzere Ashabı Kiram Hazeratına (ra) toplu olarak söven sapkın şia ile sünnet ehli Müslümanları bir tutan anlayışın dinidir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, Başta Hz. Muhammed (sav) olmak üzere bütün Peygamberleri (as) günahkâr ve ahirette hesaba çekilecek kişiler olarak gören zihniyetin ürettiği dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, tıpkı Allah’ın (cc) doğru yolunun üzerine oturarak insanları saptırdıktan sonra insanların kendi heva ve heveslerine uyarak ortaya koydukları düşünceleri din diye kabul edenlerin örneğinde olduğu gibi red edilen bir dindir.

Bunların öğretmeye çalıştıkları din, "BİR KUR'AN VAR, BİR DE SÜNNET VAR ÖYLE Mİ? NERDEN ÇIKTI BU? " diyerek kısmen de olsa gerçek yüzünü gösterenlerin dinidir.

Kur’an-ı Kerim ayetleri üzerinde Rasulullah’ın (sav) övülmüş örnekliğini bir kenara bırakarak sınırsız bir şekilde yorum ve fikir üretme çılgınlığı içinde olan bu Kur’ancılık dini mensuplarına verilecek en iyi cevap, yine kendilerinden olan tv meddahından mülhemdir.

Allah(cc) Rasûlü’nün (sav) çizdiği sınırları yıkarak SINIRSIZLAŞMAK, İSLAMSIZLAŞMAKTIR!