Son yazımızda kaldığımız yerden devam edelim istiyoruz efendim.

Bizim sanata ve sanatçıya bakış açımızda kendi öz değerlerimiz çerçevesine aykırı düşmeyecek şekilde yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bugün çağın getirdiği çeşitli donatılar, yenilikler sanatı ve kültürü biçimlendirmeye yetecek bolluktadır. Kendi değer ölçütlerimize uygun olmak şartıyla her türlü etkinlikle hayâta güzel kazanımlar getirilmelidir. Yenilik, çağdaşlık ve bu konudaki teknik gelişmeler kültürel birikimlerimizi sunmaya hizmet etmelidir.

Bilhassa da geçmiş tarihsel birikimlerimiz kitâbî bilgilerden çıkartılıp çeşitli görsel şovlarla yeni nesle tanıtılmalı. Meselâ; Kurtuluş savaşı sırasında yaşanan savaş vakaları, Doğu’da verilen büyük mücâdele onca imkansızlıklar içinde başarılan’ Çanakkale geçilmez’ destanı gençlere, insanımıza iyi anlatılmalı. Târihten dersler alınmalı, gelecek geçmişten ibret alarak şekillendirilmeli. Bu hususta devlet adına çok etkin faaliyetler icra edilmeli kanaatini taşıyoruz.

İşte kanaatlerimizi teyit eder güzel bir adım;

KÜLTÜR ve Turizm Ba­kanı, Ça­nakkale Zaferi'nin 100. yılında Türkiye Sanat Ku­rumu ve kültür politikalarını anlattı:

“Çanakkale Ajansı kuru­luyor:

Ajansla ilgili kanun Mayıs'ta Meclis'te olacak. İlk iş olarak Çanakkale'deki târi­hi alanda restorasyonlar baş­layacak. Biz milli sınırlarımı­zın çok ötesinde bir millet fik­riyâtına sâhibiz. Milli sınırla­rımızın çok dışında Asya'da, Afrika'da, Balkanlar'da özel­likle duygudaşlık, kaderdaşlık ve tarihdaşlık ortak payda­sında buluştuğumuz pek çok halk var. Bu ortak payda Çanakkale'de belirginleşecek. 2015' te, burada gerek Os­manlı tebaası olarak, gerekse karşı tarafta savaşmış 40' a yakın ülkenin devlet ve hü­kümet başkanlarını davet edeceğiz. Çanakkale, uluslararası barış mesajının verildiği tarih­sel derinliğimizi ifâde eden bir mekan ola­cak. Çanakkale kimliği konusun­da projesi olanlarla oturup konuşacağız. Özellikle tarih­çilerden oluşan bir danışma kurulumuzun olması çok önemli.”

Hakikaten Çanakkale’ye çok ciddi bir devlet destek eli gereklidir. Orada çok zengin târihsel ve kültürel canlı bir miras var. Ecdat kutsal vatan toprakları için canını ortaya koymuş bizler bunu bilmekten ve idrakten âciz kalamayız. Yeni nesil mutlaka vatan sathının her karesinde târihte cereyan eden vakaları bilmeli ona göre bilinçlenip şekillenmeli.

Bunların yanında kültür politikamızda çeşitlilik olmalıdır diyoruz. Zira bizler Osmanlı Devletinden kalma millet olarak farklı kimliklerden oluşan bir topluluğuz. Her topluluğun kendine özgü ayrı bir folklorik kültürel zenginliği ve fikri anlayış kültürel birikimi var. Bunlar yaşamalı ve yaşatılmalıdır. Bu konuda da devlet tarafından destekler ve yeni atılımlar geliyor, yine Kültür Bakanının açıklamasına baktığımızda:

“Türkiye’nin kültür politikasının oluşmasına yardımcı olurken bunu farklı kültürel kimliklerle berâber yapmak istiyoruz. Son yıllarda devlet tarafından getirilen yeni haklarla önce kimlikler özgürleşti. Yetmedi, bu kimliklere kendilerini geliştirmeleri için çeşitli destekler ve imkanlar ortaya koyuldu. Farklı grupların bizden talep ettiği kültürel programlarla ilgili desteklerde bu çoğulculuğu ve çeşitliliği önceliyoruz “ diyor.

Sinema konusunda da devlet farklı adımlar atıyor, şöyle ki; “Sinema yasasıyla ilgili yeni bir hazırlığımız var. Sinema alanında daha büyük destekler verilmesi, nitelikli 100 film üretilmesi, Oscar ödüllü Türk filmi hedefine ulaşması, dünya Pazar payının artırılması hedefimizdir.” Açıklamasında bulunuyor. Bu çalışmalar kültür ve sanat ile ilgili yüz akı faaliyetler olsun diliyoruz. Bu millet yıllarca kendi kültüründen uzaklaştırıldı, yabancı hayranlığı en uç boyutta sergilendi. Ancak artık değerlerinden utanmayan bir nesil geliyor inşaALLAH.

Bakan; “TÜSAK’ın bu şekildeki çalışmalarına geniş bir sanatçı kesi­minden, kültür adam­larından destek var. Fakat devlet olarak biz bu insanla­rın isimlerini açıkla­madığımız halde, maalesef en özgür­lükçü olması gere­ken bazı kültür-sanat adamları, tahmin yürüterek bazı isimleri ötekileştirmeye ça­lıştığını görüyo­rum. Bu doğru bir şey değil.” Diyor. Yine de her şeye rağmen ortaya koyulan şu icraatları takdir ettiğimizi belirtmek isteriz.