Puan cetvelindeki yeri boşuna değil, deneyimi, becerisi ve kaliteli kadrosuyla bu ligin üst düzey takımlarından birisi Eskişehirspor...

Lig'in en az, Avrupa'nın ise en az dördüncü gol yiyen takımı olmaları boşuna değil...

İlk yarının en yüksek performansı ile oynayan Torku Konyaspor karşısında acze düştüler...

Özellikle Djalma, Borek, Erdal ve Gekas'ın kevgire çevirdiği Eskişehir savunması, eğer fark 3'te kaldıysa yatsınlar kalksınlar kendi şanslarına, bizimkilerin de biraz şanssızlığına biraz beceri biraz da konsantre noksanlığına dua etsinler...

Aslında maç ilk 45'de kopabilirdi...

Hovardaca kaçırmasalardı bizimkiler...

ilk yarıda mesken tuttukları rakip ceza sahasında etkin ve isabetli son vuruşları yapabilselerdi...

Önemli olan kazanmıktı...

Hem de iyi oynayarak kazandı Konyaspor...

Temsilcimizde sezon başından bu yana görmeye alışık olmadığımız bir durumdur, kendinden emin oynamak ve bolca pozisyon üretmek...

Neredeyse oyunun tamamında gördük bunu...

Sabırla ve keyifle...

Sadece oyuncular değil, tribünlerde eşlik ettiler bu keyif veren mücadele şekline, üretilen pozisyonlara...

Hem de haftaların verdiği hasretle bir coşkuyu yaşadılar Eskişehir maçında...

Skor bir tarafa Eskişehir maçının güzel yanı şuydu Konyaspor için...

Ligin en az gol yiyen takımını ne gözlerinde büyüttüler ne de hafife aldılar...

Bizimkiler öyle ciddi, öyle konsantreydiler ki, Ertuğrul Sağlam ve talebelerine kolay lokma olmadıklarını da göstermiş oldular...

Başka bir deyişle de, ders verdiler, burnundan kıl aldırmayan Eskişehirlilere...

Yukarıda da söylediğim gibi, ilk 45'te kopabilirdi maç...

3'te Tolga, 7'de Ali Çamdalı, 13 ve 14'de Djalma ile girilen pozisyonlardan sonra Eskişehirliler ilk 15'de anladılar pabucun pahalı olduğunu...

İkinci yarıda da korktukları başlarına geldi...

Konyaspor sahada takım gibi durdu...

Ne istediklerini ve bunu nasıl yapacaklarını bilen bir görüntüdeydiler yeşil-beyazlılılar...

Ama kim ne derse desin maçın başından sonuna kadar diğerlerinden bir adım öne çıkan oyuncu Djalma'ydı...

Uğur Tütüneker ile futbolu unutan Djalma, Mesut Bakkal ile küllerinden yeniden doğdu, iyi futboluyla ve iyi performansıyla da Tütüneker'e mesaj gönderdi...

Ligin ikinci yarısındaki Konyaspor'un en iyi transferi bana göre Djalma olacak...

Sadece Djalma mı?

Tabi ki değil...

Erdal Kılıçaslan, Gekas, Ergün Teber ve Tütüneker'in futboldan soğuttuğu diğer oyuncularda...

“Erdal” demişken...

Brova kendisine..

Kulübeden gelerek oyunun seyrini de, skorunu da değiştiren isim oldu...

Tabi ki Recep Aydın'da...

Erdal'ın golleri ne kadar güzelse, daha güzeli Recep Aydın'ınkiydi...

Ayakları dert görmesin...

Konyaspor'da bütün oyuncuların ve takımın bir anda yükselen performansı, Mesut Bakkal'ın maçtan sonra yaptığı açıklamaların satır aralarında gizli...

Bakkal, “İnanın sanki sezon başından beri bu kadroyla beraber çalışıyormuş gibiyim. İnanç ve mücadele beraberinde her zaman güzel işleri getiriyor."

Benim bu sözlerden anladığım şu; Hoca oyunculara, oyuncular da Hoca'ya dört elle sarılmış...

Anlayacağınız ligin ikinci yarısında kovalanan bir Konyaspor, adından söz ettiren bir Konyaspor ve bütün rakiplerin korkusu olacak bir Konyaspor izleyeceğiz...

Hele de tribünlerin ve şehrin dönüşü ile yeşil-beyazlıları güzel günlerin beklediğini söyleyebilirim...

***
Maçın hakemi ile ilgili söz etmek gerekirse, zaman zaman Konyaspor aleyhine ince ince düdükler çaldı...

İyi ki sahada takım gibi duran bir Konyaspor vardı da, Çağatay Şahan'ın eyyamcı yönetimine prim tanımadı...

Bir Eskişehir takımına bir de Konyaspor’a çaldığı düdükleri gözünüzün önüne getirin, nasıl bir eyyam yaptığını daha iyi anlamış olursunuz.