Recep Çınar

Recep Çınar

Konyaspor sevgisi

Konyaspor sevgisi

Konyaspor krtik bir süreçten geçiyor. Özellikle bugün oynanacak Hacettepe maçını çok önemsiyorum. 3-4 kendini bilmez,  oyuncunun polis bültenlerinde isminin geçmesi elbette benim de içimi sızlattı. Hele de takımın kritik bir süreçten geçtiği bir dönemde, bu oyuncuların ve teknik ekipten bir kişinin isminin “fuhuş”la anılması kanıma dokundu.
Belki de ilk defa “taraf” olma duygusu ağır bastı bende. Dolayısıyla da Hacettepe maçı öncesi bu “ahlaksızlığı” isteyerek, bilerek sayfalarımıza yansıtmadık. Ancak, bu duruşumuz, konuya duyarsız kalacağımız anlamına da gelmemelidir. Konyaspor’a zarar gelmemesi adına çizgimizden taviz verdik. Çünkü, kritik bir süreçten geçen bu şehrin önemli bir değeri olan Konyaspor’u yıpratmaya, hele de hayati bir maç öncesi yerden yere vurmaya cesaret edemedik.
Mesele bundan ibaret.
***
Üst üste Gaziantepspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor kaybı ve hayal kırıklığı. Biraz üzüntü, biraz da hiddetle her kafadan bir ses çıkıyor. Çokça da “Zaten bu takımdan bir şey olmaz. Bu çabalar niye ya da bu takım için değer mi?” gibi içi boş laflar.
Sevmenin ne olduğunu pek de bilmeyen bir toplumdan aslında çok doğal tepkiler. Çünkü, dünya sevginin karşılığını almak için kurulmuş. Birisini sevdin mi, o da bir şekilde karşılığını sana ödemek zorundaymış gibi!
Konyaspor’u seviyoruz ya, istiyoruz ki, Konyaspor her maçını kazansın. İstiyoruz ki, hiç yenilmesin ve sevenlerini üzmesin. Üstelik sezon başında yapılan “kıytırık” transferlere, dillendirilmese de gizliden gizliye “kümede kalma” telaffuzlarına rağmen. Ve böylesine küçük hedefleri olan, kimseyi bir beklenti içine sokmayan Konyaspor olsa bile hikayedeki
sevilen.
Eğer kısa yoldan karşılığını almak istiyorsan, tuttuğun takımın başarılarıyla mutlu olmak istiyorsan Konyaspor’u tutmayacaksınız. Bu tarz sevgilerin adresi belli. Üç İstanbul takımımız Türkiye’nin bu anlamdaki psikolojik ezikliğini gidermek için emre amade.
Zaten üç  İstanbul takımı, bu ligi at yarışı gibi görmüyor mu? Kendilerine “Arap atı” diğer takımlara “sütçü beygiri” muamelesi yapmıyorlar mı?  Hakemleri “jokey” gibi kullanmıyorlar mı?
Kullanıyorlar.
O zaman, ‘yarışta beklentilerimizi veremedi’ diye “sütçü beygiri” de olsa kendi atımızı vurmamalıyız. Sivasspor buna çok güzel bir örnektir. Sütçü beygiri bile değilken, bugün o Arap atlarına toz yutturuyorsa, bunun altında karşılıksız sevginin yatmasını görebiliriz.
***
Bütün bunları niye yazdım…
Bugün Hacettepe ile “var mıyız yok muyuz”a yakın bir maç oynayacağız. Hacettepe takımı için “ununu elemiş, eleğini duvara asmış” diyemeyiz. Çünkü, başkent temsilcisi her ne kadar bu ligde misafir olsa da, büyük ağabey Gençlerbirliği için varını yoğunu ortaya koyacaktır kuşkusuz.
Dolayısıyla  sahaya da bu ruh haliyle çıkacaklar.  Bu nedenle de, dipte devam eden yangında Hacettepe dışında yanacak iki takımdan biri olmak istemiyorsak, bugünkü maçı kazanmaktan başka bir çaremiz yok.
Üç büyüklerin sütçü beygiri muamelesi yaptıkları, hafife aldıkları biz, aynı muameleyi Hacettepe’ye yapmamalıyız. Yani, ligden düşmüş bir takım diye hafife almamalıyız. Bilinmelidir ki, bu takım bugün bize karşı iki kişilik oynayacaktır.
Bugün herkes doğruda birleşmeli. Özellikle Giray hoca, sahaya en doğru takımı sürmeli. Futbolcular en doğru olanı yapmalı. Taraftarlar sadece ve sadece takımı ateşlemeli ve bu zor 90 dakikada pastanın büyüğünü kendilerine almalı.
Bilinmelidir ki, bu maçın geri dönüşü yok.
Bilinmelidir ki, bu maçın telafisi yok.
Bilinmelidir ki, bu maçın alternatifi de yok.
Futbolcuların “İyi oynadık, ama olmadı, önümüzdeki maça bakacağız” gibi klişe sözleri kimsenin yiyeceğini sanmıyorum.
O zaman.
Bu maç kazanılacak.
Meselenin özü bu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi