Konya'da ölümlü asayiş olayları arttı!

Konya'da son günlerde yaşanan ölümlü asayiş olaylarında artış sürüyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak meselelerden ötürü insanlar birbirini öldürüyor. Bu durum, toplumsal olarak yaşanan cinnetin boyutunu gözler önüne sermeye yetiyor. Cinayet başta olmak üzere birçok olumsuz olayın yaşanması endişeleri de artırıyor. Şehirde son 1 haftada 4-5 kişi cinayete kurban gitti. Uzmanlar, bu tarz istenmeyen olayların yaşanmasında çeşitli unsurların etkili olduğunu söyledi.

CİNAYET İŞLEMEK KOLAY BİR İŞ DEĞİL ENDİŞELİYİZ!

Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu, yaşanan üzücü olaylar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Avcıoğlu, “Cinayet işlemek kolay bir iş değil. Maalesef günümüzde insanlar çeşitli nedenlerden ötürü rahat bir şekilde cinayet işleme konumuna geldi. Bu çok tehlikeli bir durum” dedi. Sosyopatik eğilimlerin fazlaca gün yüzüne çıkmaya başladığını işaret eden Avcıoğlu, toplumsal sorunları daha da belirgin hale geldiğini ifade etti. Durumun tespit edilmesi ve ona göre bir çözüm yolunun bulunmasının elzem olduğunun altını çizen Avcıoğlu, “Endişeliyiz. Bir olay ruhsal olunca, klinik tedaviyle kontrol altına alınabilir. İş toplumsallaşınca, meşrulaşınca önünü almak çok zor. Konya'da son günlerde yaşanan bu olaylar hepimizi korkutuyor” şeklinde konuştu.

Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Sosyolog Prof. Dr. Gürcan Şevket Avcıoğlu

KANUNLARIN UYGULANMADIĞIGÖRÜLÜNCE GÜVENSİZLİK ARTIYOR

“İnsanların güven problemi de arttı” diyen Avcıoğlu, daha sonra şunları kaydetti: “İnsanlar kendilerini güvenceye alabilmek için kendi yakınındaki insanlara güvenmek zorunda. Bu güven duygusunun temeli de ailedir. Bugün ne yazık ki aile kurumunda da güven problemleri yaşanıyor. Aile kavramının da içi boşaltıldı. Aile, dayanışma kurumu olmaktan çıktı. Aile demek, güven demektir. Aile anlık, dönemsel ruhsal ve psikolojik tatmin sağlama amacı gibi oldu. Aile değerlerini, dayanışmayı, paylaşmayı, aile bireylerinin birbirine olan saygısını yeniden tesis etmek gerekir. Böyle bir gidişatla aile kurumunun varlığını sürdürmesi zor.” İş çevresinde güvensizlikler var. Bu ülkede kanunlar, yasalar var. Uygulanmadığını görünce insanların güven problemi zirveyi görüyor. Değerlere ve kişilere olan güven sonuç itibariyle azalıyor. Sonrasında tümden güvensizlik duygusu hakim oluyor. Bu da sıkıntılı bir durum. Yaşanan üzücü olaylarda etkili unsurlardan biri de bu güvensizlik duygusu.”

EKONOMİNİN DÜZELECEĞİNE OLAN İNANÇ ZAYIF!

İnsanların zevk için kendisine veya bir başkasının canına zarar vermeyeceğini hatırlatan Avcıoğlu, son olarak şunları kaydetti: “Güvensizliğin en önemli sebeplerinden biri de ekonominin kötüye gitmesi. İnsanlar, geleceğini teminat altına almak ister. Gün veya an yaşanır ama insan geleceğini düşünmek zorunda. Ekonomik olarak insanlar bir gelecek ve güvence görmüyor. Anket sonuçlarına göre insanların ekonominin düzeleceğine olan inancı da azalmış vaziyette. Olumsuz olayların artmasının altında yatan en önemli faktör, ekonomik problemlerdir. İnsanlar için bugün en fazla ekonomik gerekçeler öncelikli. Bu süreçte işsiz kalan insanların en azından asgari geçimlerini sürdürebilmelerini sağlamak gerekir. İnsanlar pandemiyle birlikte içine kapandı. Ekonomik ve sosyal hayatta bir sıkışma var. Bu süreç geçince belki toparlanma çok daha hızlı olacak, en azından öyle umuyoruz. Sosyal problemleri iyi tespit etmek gerekir. Ekonomik sebeplerin yanı sıra başka sebepler de istenmeyen olayların yaşanmasına sebebiyet veriyor. İnsanların yaşadığı kültürel çevrenin aktarması, toplumdan kopuş da asayiş olaylarının yaşanmasını artıran sebepler arasında yer alıyor.”

EMRE ÖZGÜL