Konya'da deprem riski devam ediyor!

Konya'da deprem riski devam ediyor!

KTÜN Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, “Türkiye'de deprem riskinin en az olduğu yer olarak Konya ve çevresi biliniyor ama bu durum Konya'da hiç deprem yaşanmayacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Geçtiğimiz günlerde Tuzlukçu'da 4 büyüklüğünde meydana gelen deprem, paniğe neden oldu. Herhangi bir can veya mal kaybı yaşanmazken, Konya'nın deprem gerçekliğinin de akıllardan çıkarılmaması gerektiği bir kez daha gün yüzüne çıktı. Prof. Dr. Yaşar Eren, “Konya'nın yıkıcı depremler için en az riskli bir yer olması, burada deprem olmayacağı anlamına gelmez'' dedi.Eren, Konya İli için deprem açısından potansiyel açıdan risk oluşturabilecek fayların 1-Bölgesel ölçekli fay zonları (Akşehir, Tuzgölü, Ecemiş Fay zonları) 2-Ova/Havza kenarlarını sınırlayan Fay zonları (Konya, Cihanbeyli, Ilgın, Yunak, Tuzlukçu Altınekin vb. gibi Fay zonları) olduğunu belirtti

4-3-533x800.jpg

Prof. Dr. Yaşar Eren

KONYA FAY ZONU ÜZERİNDE

Konya kent merkezine en yakın fayın ''Konya Fay Zonu'' olduğunu vurgulayan Eren, şunları kaydetti: ''Bu fay zonu, yerleşim yerinin hemen batısında 500 Evler ile Dikmeli arasından geçmekte (batıdaki dağların yamacından kuzey-güney yönünde) ve bu kesimde yaklaşık 50 kilometrelik bir uzunlukta izlenmektedir. Bu fay hattı tek bir faydan değil, birbirine paralel olarak yönlenmiş değişik uzunluklardaki bölümlerden oluşmuştur. Konya il merkezinin bulunduğu kesimde de tarihsel dönem içinde yıkıcı bir deprem kaydedilmemiştir. Ancak yörenin tektonik özellikleri, şehrin bundan sonraki yapılanmasında, oluşma ihtimali az da olsa 6- 6.5 büyüklüğündeki bir depremin göz önünde bulundurulmasının gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu bilgilere 1999'da yaptığımız araştırmalar sonunda sahip oldum ve bugüne kadar her platformda bunu anlattım, uzun zamandır da internet sitemde yayınlıyorum.''

DAHA BÜYÜK BİR DEPREM OLMAYACAK DİYEMEYİZ

Eren, sözlerine şöyle devam etti: ''Tuzlukçu'daki deprem merkezinin yerleşim yeri altı ve sığ olması riski artırıyor. Çünkü bu depremler yerin 5-6 kilometre derinliğinde oldu. Bu derinlik, deprem için yeryüzüne çok yakın bir mesafe. Panik halinde olmaya gerek yok. Konya'da fay hattı, elbette Kuzey Anadolu Fay Hattı ile kıyaslanamaz. Buna rağmen hiç kimse, Konya'da da dahil hiç bir yerde daha büyük depremlerin olmayacağını söyleyemez. Bu nedenle vatandaşlarımıza 'Konya'da kesinlikle bu ve bundan daha büyük bir deprem olmayacak' diyemeyiz.''

4-1-1280x677.jpg

ALÜVİYAL VE BATAKLIK ZEMİNLER İMARA AÇILMAMLI

Tam anlamıyla zemin etütleri yapılmadan alüviyal ve bataklık zeminlerin imara açılmaması gerektiğini vurgulayan Eren, sözlerini şöyle tamamladı: “Alüviyal zemin hem düşey yönde hem de yatay yönde oldukça heterojenlik sunar. Mercek, kanal ve kamalanma yapıları nedeniyle çok kısa mesafelerde kayaçlarda değişimler izlenir. Buna bağlı olarak yeraltı su seviyesi de tünek akifer ve litolojik değişimler nedeniyle kısa mesafelerde değişebilir. Bu nedenle Sorumlu görevlerde olup da Alüviyal ve bataklık zeminleri imara açanlar ve yerleşime devam edilmesine göz yumanlar Alüviyal zemin üzerinde gerekli, yeterli ve güvenilir jeolojik ve jeoteknik etütler yapmayanlar, yaptırmayanlar Zemine uygun katlarda bina inşa etmeyenler Yüksek katlı binalar yapıp bu binalarda depremden en az etkilenecek şekilde temel ve güvenlik sistemi oluşturmayanlar Deprem ve depremi oluşturan parametreleri ile ilgili bir çok belirsizlik olmasına rağmen, bilinen aktif fay zonları üzerinde bina yapımına müsaade edenler de ileri de oluşabilecek olumsuzluklardan sorumludurlar. Konya kent merkezi zemini büyük ölçüde alüvyon olan illerimizden biridir. Deprem dalgaları bu tür zayıf zeminler tarafından binalara iletilirken büyütülürler Zemin büyütmesi olarak tanımlanan bu durum bir deprem olduğu takdirde Konya kent merkezinin kaya üzerinde yer aian kent merkezlerinden daha şiddetli olarak sarsılacağı, bunun sonucunda da bir deprem olması durumunda hasar oranının fazla olacağı anlamına gelmektedir.

Konya kent merkezi neredeyse büyük bir kısmı alüvyon zemin birimleri üzerinde yer alan bir bölgede yerleştiği için depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşayacak olan bir ilimizdir. Alüvyon zeminler yukarıda da değinildiği gibi zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıları binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütmektedir. Bunun yanılıra bu tür zeminler depremde sıvılaşma, oturma, yanal yayılma gibi problemlere de yol açmaktadır. Zeminlerin deprem davranışı ancak detaylı zemin araştırmalarını kapsayan mikro bölgeleme çalışmaları ile ortaya konulmaktadır.”

SAİT ÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.