Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Konya İmajı

Konya İmajı

Fransızca kökenli bir kelime olan imaj, sözlüklerde “hayâl, kanaat, görüntü, fikir, tasavvur, metafor, sembol” olarak tanımlanıyor.

“Gez Konya’yı, Gör Dünyayı” sözü, Konya imajı açısından önemli. Prof. Dr. Mehmet Tekin, seneler önce TYB Konya Şubesi’nin edebiyat ve tarih sohbetleri için kullandığı eski o güzelim iki katlı Konya Evi’nin bahçesinde yaptığı bir sohbette, sözün doğrusunu yukardaki şekilde telaffuz edince; dinleyenler gibi ben de oldukça şaşırmış ve son derece düşündürücü bulmuştum. Kendi kendime şu soruyu sormuştum: “Gez Dünyayı Gör Konya'yı” sözü acaba ne kadar gerçeği yansıtıyor?” Ecnebi turistler, dünyayı gezdikten sonra görmek için şehrimize geliyorlardı. Tabii ki Muhammed Celâleddin Rûmî’nin “Gel…” davetine uyarak.

whatsapp-image-2023-10-05-at-07-40-51.jpeg

Türkiye’de, Konya deyince ilk akla gelen “Mevlânâ”, yurtdışında ise “Rûmî”dir. Türkiye dışında Hz. Mevlâna, “Mevlâna” olarak değil de “Anadolulu” anlamına gelen Rûmî olarak biliniyor ve tanınıyor. Ben yazılarımda her ikisini de kullanıyorum. İlk önce, şehrimizi tanımak için Konya’yı gezecek ve daha sonra Anadolu ile dünyayı gezmek en doğrusu.

“Konya İmajı” üzerine yazılan eserler ile yapılan sosyal araştırmalar var. Kitaplar arasında Sefa Odabaşı’nın 2003 yılında Konya Ticaret Odası tarafından yayınlanan “Konya İmajı – Mekanlar ve İnsanlar” ile Konya Büyükşehir Belediyesi’nin “Sosyal Doku Projesi Kent Araştırmaları” kapsamında 2005’te GENAR’a yaptırdığı “Türkiye’de Konya İmajı” sayılabilir. Üniversiteler tarafından da Konya Şehir İmajı üzerine denekler kullanılarak yapılan araştırmalar da mevcut. Sosyal Medya üzerinden de zaman zaman değişik platformlarda çeşitli sorular sorularak Konya üzerine insanımızın kanaat ve fikirlerine başvuruluyor.

Konya (NEÜ) Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi’nde yaşanan vak’ada Prof. Dr. M. Tahir Uluç’un, aynı fakültede bir ilahiyatçı profesör arkadaşıyla “izin meselesi” yüzünden tartışmanın kavgaya dönüşmesiyle turizmci olan bir şahıs tarafında tabanca ile ayağından vurulması olayı, son derece vahim bir hadisedir. Konya imajını olumsuz yönde etkileyen bu olay, köpeklerin vahşice katledilmesinden daha vahimdir. Yav bu hadisede bir hayvanın değil, bir insanın canına kıyılmak istendi.

Şimdi milletvekili olarak TBMM’de Konya’yı temsil eden Tahir Akyürek’in başkanlığı döneminde yaptırılan bu araştırmanın ilk bölümünde “Genel Yaklaşım” başlığı altında, anlaşılmaz uydurukça kelimelerin kullanıldığı akademik dili bir tarafa “…bugün asıl mücadele muhafazakarlık ile pozitivizm arasında değil, muhafazakarlık ile hazcı post-modern kültür arasındadır. Konya bugün asıl olarak bu mücadele içerisinde bir anlam taşımaktadır ve onun imajını da bu tayin edecektir” şeklinde, ileriyi göremeyen “ufuk yoksunu” yorumlara yer verilmekte. Bu arada bilim grubu, medya grubu, kültür-sanat grubu ile STK temsilcileri grubunun yaptığı analizler ile önerileri dikkate değer.

Konya belediye başkanları Konya İmajı’nı zedeleyen çok şeylerin altına imza attılar. Onları bir başka yazımda ele alacağım. Meselâ, Tahir başkan “şövalye madalyası” ödülünü aldıktan sonra Konya’da yerden biter gibi birden yabancı dil merkezleri çoğalıverdi. Bu, mekân, lisân ve insân boyutunda Konya imajına çok olumsuz yansıdı. Bilim grubunda Ümit Meriç hoca, Konya’yı “Anadolu anakarasının merkezi” ve eski-yeni ipek yolundan dolayı aynı zamanda “dünyanın da ilim ve irfan merkezi” olduğu değerlendirmesini yaparak “Konya, ‘elitlerin konsensus’ sağladığı bir kent” olarak tasvir ediyor. Buna birkaç bilim insanı da katılıyor. Benim aklıma hemen Konya’nın seçkin, güzide, mümtaz kişileri kimler acaba diye bir soru geliveriyor. Bu “elit” tabaka Konya için hangi konularda “genel uzlaşma” sağladılar da imaj meselesini halletme yolunda katkıları oldu… Bakın Konyalı seçmen, bu genel seçimlerde, Türkiye’nin “hububat ambarı” olarak övülen bu şehirden TBMM’ye “Ziraat Mühendisi” bir vekili göndermeyi bile kendisine çok gördü! Gerçi vekilleri kendileri de belirlemiyor. Vekillerin kim/kimler olacağı parti liderlerin iki dudağı arasından çıkıyor.

Bakın Konya İmajı, TBMM’ye bile doğru dürüst yansıtılamıyor. En azından iktidar partisinin vekilleri arasında bir ziraat mühendisi olabilirdi. Tarım Komisyonu’nda Konya’yı ziraatçılar mı yoksa sporcular mı daha iyi temsil eder?..

Bu hamur daha çok su götürür.

Biz (Konyalılar) sembollerimize bile ne millî, ne yerel ne de küresel anlamda sahip çıkamıyoruz. İmaj konusunda değerlendirilecek ve yazılacak çok sözümüz var.

Şimdilik bu kadar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan Arşivi