Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Konya İl Merkezi Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Envanteri

Konya İl Merkezi Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Envanteri

Memnunsuzluk gördüğümüz oluşumlar yanında memnunluk duyduklarımızı da müşahede içinde duyurmamız vazifemiz olmalı düşüncesindeyim.
Tabii kimi memnunluk veya memnunsuzluk duyduğu oluşumları ters yönü ile de görebilir.
Memnunluk duyduklarımıza da illa toz kondurmamak yerinde olamaz.
Hatalar varsa irdelenmeli ki. Eksik veya yanlışlıkların telafi edilmesine vesile olsun
Oluşumların hayli günler evvelinde olup, yazım günlerime göre gecikmiş olsa da tazeliği geçmeyen üç oluşumda ki müşahedelerimi sunmak isterim. Ancak bugün birisini sunarken diğerlerini gelecek yazımda beraber izleriz inşallah.
***
Geçen hafta gelen davet üzerine merakta etmiştim “Ne envanteri?” diye. Merakımı da gidermek pahasına, ulaşım eksikliği olsa da ayaklarıma kıyıp tabanvaya binerek düştüm yola.
Büyükşehir Belediyesi’nin Meclis Salonu’nu hayli kalabalıktı ve saat on bir de yapılacak açıklamaları bekliyorlardı.
Kürsü etrafını Başkan yanında Çevre Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Sayın Prof. Dr. Metin Sözen, Konya Vakıflar Bölge Müdürü İbrahim Genç, Konya Mimarlar Odası Başkanı M. Serdar Işık doldurdu.
Her zamanki tebessümlü siması ile Başkan Sayın Tahir Akyürek aldı sazı pardon mikrofonu eline başladı açıklamaya.
İl mücavir alanları içerisinde bulunan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarını ortaya çıkarmak, kayıt altına almak ve elde edilen bilgileri toplumun kullanımına açmak amacıyla ''Konya İl Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Envanteri'' hazırladıklarını vurgularken.
Eldeki değerlerin yeteri kadar farkında olunmadığını belirterek, ''Kaybettiğimiz çok değerler oldu. Bugün elimizdeki değerler bile dünyaya takdim edilebilecek ve dünyayı etkileyebilecek durumda'' derken…
Çok sayıda tarihi eserin Belediye ve Vakıflar Bölge Müdürlüğünün ortak çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılıp restore de edildiği ve edilmeye devam edilerek şehre kazandırmış olacaklarını belirtti.
ÇEKÜL Başkanı da böyle bir eserin yayımlanmasından çok büyük mutluluk duyduğunu belirterek 
''Bu eser, kendi mal varlığımızın ne olduğunun farkına varmamızı sağlayacak'' vurgulamasını yaparken envanter kitabının yayınlanmasına teşekkür etti.
Konya Mimarlar Odası Başkanı M. Serdar Işık da, Konya’daki yerel yönetimlerin tarihi eserlerin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması konusunda yaptıkları çalışmaların takdire değer olduğunu belirterek teşekkür etti.
Uzun lafın kısası böyle bir envanter çıkararak faydalı eser meydana getirerek halka sunan Sayın Akyürek, katılımcı heyet ve diğer tüm personele bendeniz de yürekten teşekkür ve tebriklerimi sunmak isterim.
Envanter kitabını tetkik ettiğimde başka yerlerde olanları bilemem ama benim ta çocukluktan bilip çevresinde yaşadığım Nakiboğlu Cami ve Külliyesi olan yerlere ait bilgilerde eksiklik görebildim.
Yeniden Konya tarihi yazılımı yapacaklarını bildiren heyetin toplantısında da belirtmiştim.
Tarihi eserlerin tam oluşumlarını belirli kişilerin yazdıkları kitap vb. den kopyacılıkla neticeye varılmış olamayacağını. O mahallerde ki yetmişi aşkın kişilerle teatide bulunarak neler olduğunu öğrenmekle daha etraflı ve doğruluğa gidileceğini buna önem verilmesini belirtmiştim ama
 Bir kulaktan bir kulağa giriş – çıkıyordu ki. “Biz iyi biliriz” rehaveti içinde eser meydana getirilmeye devam edilmesini görmek üzüntü veriyor.
Kitap güzel hazırlanmakla beraber çok kısa ve eksik bilgiler içerdiği görülmekte. Eğitimci dostum “Google’den kopya uzay görünümü neye gerekti ki sayfa doldurulmuş açıklamalara geniş yer verilmeliydi ” diyordu.
Örneğin Nakiboğlu Camii bir yana onun külliyesi olan yıllar önce İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi yayınımında “Anadolu’da belirli Türk evleri” olarak tanıtılan Hoca evi ne “Konak” denilirken, Misafir hanenin tanıyamadığım bir düz bina resmi konularak “kullanılmıyor” notu kullanılmıştı.
İki yıl önce gelen E- Posta da. Amerika’da okumakta olup, Nakiboğlu sülalesinden olduğunu belirten bir hanım kızımız bendenizden teferruatlı bilgi istemişti.
O sıralarda Antalya’da olmamla Konya’ya gittiğimde öğrenirim demiştim ama bilgisayar azizliği ile adresini kaybetmiştim.
Ne var ne yok araştırması için sağ olsun bir dostum otosuyla Nakiboğlu Camii ve misafirhanesini görmeme vesile oldu.
Hayret ettim. Çocukluğumuzda tamamen boş ve kullanılmayan tarihi misafirhane binası etrafında güvercin uçuşturmaları yapardık. Çünkü orada hayli güvercin vardı.
Şimdi ise sokak tarafına girişte hâlâ eski büyük kapıdan girdiğimde, karşıma çocukluğumda gördüğüm merdiven girişli heybetli bina görünüverdi. Yani resimde ki gibi değildi. Demek ki arka cephe resmi konulmuştu.
İçinde bizzat oturan vakıf mütevellilerinden Sayın Ali Bilgin buyur etti
Bina dışı ve içi gayet temiz ve hakiki Konya işleme, dolap, yüklük, destlilik ve çiçeklikleri aslının aynı ve cilalı olarak durmakta.
 Tavan tahta örtü ve işlemeleri aynen ve cilalı olarak güzel bir görünüm içinde. Tam eski tarihi Konya evi. Safranbolu, evlerini dünyaya yayarken. Bizim ise uyuduğumuzun örneği
Sadece binanın restoresi mi? Caminin bahçe ve diğer yerleri de kuruluştaki asıllarına getirilmiş ve açık yerler demir parmaklıklarca bir güzel kapanıp çevre duvarı boyanmış. Hem de Vakıf dairesi veya Belediye ilgisi ile değil Vakfın kendi geliri ile.
Ancak O tarihi Hoca evi biraz tarumar halde pencereleri taşla doldurulmuş. Bakımsız.
“Buna ilgilenemediniz mi?” soruma. “Aslına uygun restore etmek için defalarca müracaatımız oldu ama nedense Ruhsatı hala alamdık” cevabı ile karşılaştım.
Hani tarihi eserleri restore edip kazandırmaya çalışıyorduk!
 Burada kendi yağı ile olabileceğe bile neden ruhsat verilmediği dikkate değer. Belediye bir açıklama yaparsa yayınlarım.
Nakiboğlu Vakfı ile ilgili çok şeyler var. Hayli zengin olan vakıf yağmadan kurtulamamış yirmi yıldır davalar var.
Bunları bir başka yazımda değinmeye çalışırken başlık kısmında yazdığım diğer memnunluk duyacağımız oluşumlara yer kalmadı.
Gelecek yazımda beraber izleriz inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Özel not: Amerika’dan E-Posta gönderen okuyucumuz.
Bu yazıyı okuduğunuzun akabinde E-Posta adresinizi beklemekteyim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi