30 Ekim 2022 Pazar Saadet Partisi 8. Olağan Büyük Kongresindeyiz. Sonbaharın soğuklarının geceye düştüğü ve kırağının otomobillerin üzerlerinde ve camlarında görünüp sabahın ayazında, saat 9.oo da Ankara’da Saadet Partisi kongre salonunun önündeyiz. Yine aynı 1970ler deki, 1980lerdeki, 90 ve 2000’lerdeki gibi aynı heyecanı duyduk.

***

Ülkemizin her yanından insanlar grup-grup döküldüler geldiler. Müthiş bir kalabalık ve iştahlı, heyecanlı, umutlu bir görüntü sergileniyordu. Hiçte öyle yerel birimlerimizdeki yorgunluk, bıkkınlık ve karamsarlık yoktu.(Zaten de olması gereken buydu, olmaması gereken bir davranıştır bu; yorgunluk.) Mümin insan her zaman ve her şart altında heyecanlı ve diri olur, olmalıdır.

***

Demek ki zaman-zaman böyle bir canlılık oluşturacak; Hervele yaptırılacak farklı ortamlarda, farklı atraksiyonlar yapılmalıdır. Hem bu teşkilâtımızın sevk ve idare ile hareket kabiliyetinin artmasında etkili bir faaliyet olur. Yani; istenildiği zaman Türkiye’nin her il, ilçe ve köyünden genciyle ihtiyarıyla aynı gün ve saatte, aynı noktada buluşabilme gücünü göstermek bakımından son derece önemlidir. Bu tip eğitimsel ve tatbiki çalışmaları ve etkinlikleri ara-ara yapmak gerekir.

***

Salonun içi, oturulan koltuklar 5000 kişilik olup bir iki bin kişi de ayakta olarak salonu doldurdular. Dışarıda ise içerinin iki katı bir kalabalıkla kongreye katılım sağlandı. Ümitler yeniden yeşerdi ve Allah’ın izniyle biz varız ve de geliyoruz, adım-adım geliyoruz. Bütün dünya buna karşı çıksa da; ya bizimle ya da bizsiz Allah nurunu tamamlayacaktır.

***

Sonra saat 10.30 gibi bilge başkan, ihtiyar delikanlı, son tanık Temel Başkan geldi. Heyecan dorukta; bütün Saadet Partisi mensupları Temel Başkanı karşıladık. Başkan içeri geçtikten kısa bir süre sonra divan oluşturulup Bülent Kaya’nın sunuculuğuyla ve başkanı kürsüye davetiyle Temel Başkan konuşmasına başladı. Biraz önce söylediğim ve çıkan kitabının adı Son Tanık olduğunu bildiğimiz Temel Başkanın gerçekten son tanık(cık) olan dört kişiden biridir. Çünkü başkan eski dava arkadaşlarını sayınca; davanın sahibi Prof. Necmettin Erbakan, Süleyman Arif Emre, Şevket Kazan, Oğuzhan Asiltürk… Vb. Hepsi öbür âleme göç edip bir dönemin kapandığına da şahit oluyoruz. Geri kalan dört kişi ise; Lütfi Doğan, Recai Kutan, M. Kamalak ve Temel Başkan; son tanıklardır. Bunların ölenlerine rahmet okuyup kalanlara da muhabbetlerini bildirerek konuşmasına başladı.

***

Konuşmasının paragraf başlıkları olarak; dürüst saygılı, herkesi kucaklayıcı, ayırım yapmadan, ötekileştirmeden siyaset yaptıklarını anlattı. Bundan sonra hükümeti ve AKP iktidarını nazik üslubunu hiç bozmadan, bel altı çalışmadan, Müslüman kardeşlik hukukunu koruyarak eleştiriler yöneltti.( Bazı aptal genç politikacılar gibi muhalefetteyken, muhalefet eleştirisi yapmadı.) Yaşadığımız süreçteki sorumlu olan iktidara kibarca uyarılarda bulundu. Geldikleri zaman yapacakları ilk icraatlarını sıralayıp tüm misafirlere katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı.

***

Ben şahsen gittiğimden, katıldığımdan ve oradaki gördüğüm tüm manzaradan son derece mutlu olup, çok ta ümitlendim. Biz en tepeden en aşağıya kadar Allah rızası için; hiçbir menfaat gözetmeden İslam’ın Devlet Nizamı olarak hâkim olması için çalışan bir topluluğuz. Böyle olunca bundan daha az bir topluluk olsak ta mutlu olurum. Ama bunun gibi ve daha fazla hatta tüm Türkiye geneli ve İslam ülkeleri genelinde birlik olup, yeni bir dünya kurmayı ölmeden evvel görmeyi Rabbim bizlere/bana nasip etsin inşallah. Bunu da göreceğime yürekten inanıyorum.

***

Son olarak Ankara'ya, 8. Olağan Kongreye intikal ederken kaza geçiren Karatay İlçe Başkanına, Esder Şube Başkan ve Yöneticilerine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, Rabbimizden acil şifalar diliyorum