Süper Lig'in öyle ya da böyle iyi takımlarından birisidir Torku Konyaspor...

Çokça mazeret üretemeyecek bir kadrosu var Aykut Kocaman'ın... 

Aslında bulunduğu seviye ile örtüşmeyen potansiyeli de...

Ama olmadı mı olmuyor...

 

Yukarıda söylediklerimden dolayı, “Bu takımın takviyeye ihtiyacı yok” anlamı çıkarılmasın...

Abartıya kaçmamak şartıyla, takıma katkı koyacak 2-3 oyuncu alınmalı...

Bugün içinde debelenip durduğumuz Galatasaray ve Gençlerbirliği psikolojisiyle hareket edersek, bırakın 2-3 oyuncuyu, takımın tamamını değiştirme duygusu daha çok hakim olur futbol aklımızda...

 

Oruçlu bir insanın fftara yarım saat kala markete ya da pazara çıkması gibi bir şey bu...

İnsanın karnı aç olunca, gözü dönermiş...

Galatasaray ve Gençlerbirliği maçları, yönetenlerin de, teknik adamların da takviye konusunda iştahını (k)abartmasın! 

Beşiktaş maçı, bu psikolojik eşiği atlamak ya da bu travmayı sonlandırmak için önemli bir sebep olabilir...

 

Torku Arena'da ve takıma pozitif enerji veren bir seyirci önünde çünkü...

Aykut Kocaman'ın Cizre maçından sonra, “Beşiktaş, Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarındaki gibi yumuşak ve kaderci bir Torku Konyaspor değil, sert, yüzü asık bir Torku Konyaspor bulacak” sözlerini önemsiyorum...

Üstelik, Cizre maçıyla bir ritm ve özgüven ile moral yakalamışken...

Şuna dikkat çekmek lazım yine de...

Beşiktaş, şunuyla bunuyla, özellikle de Demba Ba'sıyla Beşiktaş...

Futbol aklımıza, kazanma hırsımıza mukayyet olmak lazım...

Kırmızı görmüş boğa gibi Beşiktaş'a saldırmamak lazım...

Sorunu arkada olan bir takımsanız eğer, arka tarafı sağlama almakta fayda var...

Formda bir Demba Ba, Sosa, Oğuzhan, Olcay Şahan,  Cenk Tosun gibi çabuklukları ile defansın arkasına çok rahat sarkabilen oyuncularla baş ağrıtabilirler...

 

Kafa yormaya gerek bir durum daha var...

Aykut Kocaman,  3 maçta 12 gol yemiş, defolu ve hayal kırıklığı gibi duran arka dörtlü ile önlerindeki ikili konusunda ne düşünüyor?

Kaleci Belec'de dahil, bu hat, Beşiktaş'ın her geçen gün üzerine koyan hücumcularına ne kadar cevap verebilecek, ne kadar geçit vermeyecek?

Aykut Hocanın tercihi ne olacak?

Göreceğiz...  

 

 

Galatasaray ve iki Gençlerbirliği maçlarından sonra sanal ortamda, internet medyasında Aykut Kocaman'a inceden inceye bir güvensizlik lafları dolaştı durdu...

Detaya girmeyeceğim...

Bu sıkıntı verici bir durum...

Pek aceleci ve 12 golün verdiği travma neticesinde dillendirildi...

Hoş olmadığı bir gerçek...

Beklemek ve sabretmek lazım...

Çünkü, Kocaman Hoca'nın bu sorunu çözecek futbol aklına ve yüreğine sahip olduğunu düşünüyorum...

Ben tablonun tümüne bakıyorum...

Her ne kadar direkt muhatap olsa da, olumlu ya da olumsuzluklarına biraz “Fransız” kalmakta  fayda var...

Beşiktaş maçını kazansa ya da kaybetse de...

Sezonun bu yarısındaki Aykut Kocaman'ı değil, ama ikinci yarıda istediği transferleri yaptıran,  istediği çalışma ortamı ile takımı hazırlayan Aykut Kocaman'ı, günahı ve sevabıyla test edebiliriz...

Ama bugün değil...

Sorun kendisine, o da aynı şeyi söyleyecektir.